İbrahim Selim: ‘Her şeyin merkezine vicdanı koymaya çalışıyoruz’

Beşiktaş'ta meydana gelen patlamada şehit olan polislerimiz, Kayseri’de bombalı saldırı sonucu şehit olan askerlerimiz derken milletçe acının dibine vurduk. Bu süreçte sosyal medyada karşıma bir video çıktı. Birçok insanın duygularına tercüman olan video İbrahim Selim’in hazırlayıp sunduğu Stolk adlı Youtube kanalının ‘Ciğeriniz Düşsün’ videosuydu. Birçoğumuz onu “İçinde vicdan ve sevgi barındırmayan ne kadar fikriniz varsa içinizde patlasın” sözüyle hatırlıyoruz. Video Youtube’da 200 bin, Facebook’ta 3 milyon izlenme rakamına ulaştı. İbrahim Selim’le Stolk’u konuştuk...

‘HABER KANALI DEĞİLİZ’

Stolk nasıl ortaya çıktı?

Sanatla ilgilenen, üretim yapan insanların bir proje defteri olur. Seneler önce yazdığım bir şeyler vardı. Stolk’un yapımcısı Şerif Toklucu aradı. “Bir proje var” deyip dosyayı gönderdi. Baktım, benim hayal ettiğim şey. Nasıl çağırdıysam, proje koşarak geldi. Ortak bir proje hazırladık. Uzun süre demo çektik çünkü projenin oturtmamız gerektiğini düşündüğümüz bir dili ve tavrı vardı. “Bir şey söylüyoruz ama neden söylüyoruz?” üzerine çok çalıştık. Dilbilimci, hukukçu bir ekibimiz ve kalabalık bir editör kadromuz var.

Bu sözleri neden söylüyorsunuz?

Yapım gereği amaçsız hiçbir şey yapmadım. Hayatımı kurduğum şey hikâye anlatıcılığı. Yaşadığımız dünyada yeni bir dil kullanılması gerektiğini düşünüyorum. Her şeyin merkezine vicdanı koymaya çalışıyoruz. Herkesin kavga etmeyi seçtiği bir dünya burası. Aslında hepimiz numara yapıyoruz. Hiçbirimiz neyin ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Biliyormuş gibi varsayıp üzülüyoruz, kızıyoruz ya da yakınlık kurma biçimimiz aynı şeyi düşündüğümüzü ifade etmek. Eskiden iyi vakit geçirdiğimiz için arkadaştık, şimdi aynı şeyi düşündüğümüz için arkadaşlık kuruyoruz. Aynı şeyi düşünmediğim birçok arkadaşım var ve merak ediyorum. Biz haber kanalı değiliz, mizah yapmaya çalışıyoruz. Bunu da kanaat önderi gibi yapmıyoruz. Bu Stolk’un ilk kısmı, ekleyeceğimiz kısımlar var.

‘HALK TARAFINDAN ANLAŞILDIĞINI DÜŞÜNÜYORUZ’

Sonrasında neler olacak?

Skeç ve müzik kısımları olacak. Yeni yıl videosu çektik. Skeç videoları ve konuklarımız olacak. En nihayetinde bunu yapmak istediğimiz yer bir televizyon kanalı çünkü bu dilin çalıştığını ve halk tarafından anlaşıldığını düşünüyoruz. Bizim için önemli olan şeyler herkes için önemli. İnsani değerler, doğa, saygı, sevgi... Biz küçükken esnediğinde ağzını kapatan insanlardık ama şimdi değiliz. Bunu fark ettirsek fena mı olur? Bu hem hüzünlü hem de komik bir şey.

Bu iş için “Dijital dünyada öncü” denilebilir mi?

Dijital platformda kalite olarak öncüyüz. Buna benzer, yaklaşık olarak amaçlananı bu olan işler var fakat bu kaliteyi sunabildik. Bir alan açtığımızı düşünüyorum. Memleketin tamamı dijital dünyada değil, memleketin tamamıyla ilişki kurmak istiyoruz. Dijital dünya çok eğlenceli ve hep özgür hissediyoruz.

‘SİYASİ DEĞİL, SOSYAL MİZAH YAPIYORUZ’

Dijital platformdaki özgürlüğünüzü televizyonda da devam ettirebilir misiniz?

Dikkat ettiğimiz şeyler, “Annem duysa yüzü kızarır” dediğimiz şeyler. Onun dışında söylemek isteyip de söylemediğimiz tek bir kelimemiz yok. İnanmadığımız hiçbir şeyi söylemiyoruz ama biz ezelden beri edepli çocuklardık, edepli olmaya devam ediyoruz. Siyasi mizah yaptığımı düşünmüyorum, sosyal mizah yapıyorum. Özellikle birine ayıp etmek üzerinden ya da “Ben buna ayıp edeyim de yükselir miyim?” gibi bir soruyla yapmıyorum. Temelinde kimseye saldırmak, kimseye haddini bildirmek yok. Sokakta karşılaştığımızda siyasi görüşünü merak etmeksizin sohbet ettiğimiz insanlar ne söylüyorsa ben de onu daha matematiksel ve estetize edilmiş olarak söylüyorum. Zaten memleket şakası yapıyorum.

Haberleri sunarken bir karakter mi oluştu yoksa siz İbrahim Selim olarak mı sunuyorsunuz?

İbrahim Selim sunuyor. Tabii fotoğraf olarak haber sunuyormuş gibi gözüksün istiyoruz. Zaten normalde bir anchorman o şakaları da, o hareketleri de yapmaz. Bizim en rahat olduğumuz alan orası, benim normalim o. Durup dururken yükselip alçalan biriyim.

Terör videosu nasıl oluştu?

Beşiktaş patlamasında oyundaydım. Kanyon’dan sesi duyduk. Ofiste arkadaşlarım çalışıyordu. Canımız çok sıkıldı. İstanbul’da yaşayan herkes oradan geçebilirdi. Bununla ilgili bir şey söylemek istedik. İlk “Kamera karşısına geçip öyle durayım” dedik. Sonra stüdyoya girdik ve içimizden geçenleri söyledik. Biz başından beri bunu söylüyoruz, içinde vicdan ve sevgi barındırmayan ne kadar fikriniz varsa gerçekten içinizde patlasın. İçinde sevgi olan bir fikrin sonunun bu kadar kötü olması mümkün değil.

Bu video nasıl tepkiler aldı?

Yorum ve mesajlara bakmam yasak. Sadece kendi çevrem üzerinden yorum yapabilirim. Kafadaki soru işaretleri gitti. “Gerçekten mi söylüyor? Birine bir şey mi söylüyor?” gibi soru işaretlerini sildi. Ortak paydada buluşuyoruz. O video yaklaştırmış olabilir. Biz zaten siyasi değil, sosyal mizah yapıyoruz.

‘Ne yaparsam tutkuyla yapıyorum’

Şu sıralar Stolk dışında neler yapıyorsunuz?

‘Bunu Ben de Yaparım’ isimli tiyatro oyunum var. Geçen yıl şubatta başladık. Şimdi 31 Ocak’ta tekrar başlayacağız. Benim için özel bir oyun. Geçen yıl Afife Jale Tiyatro Ödülleri’nde ‘Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu’ ödülünü aldık. Şu an dizi yok.

Size oyunculuğu sevdiren ve bu yoğun tempoda yorulsanız bile devam etmenizi sağlayan şey nedir?

Hiç yorulmuyorum. Benimle ilgili tuhaf görünen şeylerden biri de bu, ne yaparsam yapayım tutkuyla yapıyorum. Oyuncu arkadaşım Erkan Avcı “Enerji, harcadıkça artan tek şeydir” der. Sevdiğiniz şeyi yapmak yorucu bir his vermiyor. İnsan çoğunlukla yapmak istemediği şeyde yoruluyor.

‘İçerde, en çok seyredilen videolarımızdan’

Televizyon ve magazin dünyasıyla ilgili videolarınız da var. ‘İçerde’ dizisi bunlardan biri. Fikir kimden çıktı?

Ben düzenli olarak seyredemiyorum ama yapımcımız Şerif Toklucu ‘İçerde’nin hastası. O, “İçerde diye bir dizi var. Biz buna bir şey demeyecek miyiz?” dedi. Sonrasında inceleyip yaptık. Hayatın içinde ne varsa onu yakalamaya çalışıyoruz. ‘İçerde’ de zannediyorum en çok seyredilen videolarımızdan biri oldu.

Neziha KARTAL / HT MAGAZİN