Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Özel Röportajlar "Dayak yedim saçımı uzattım"

        Behzat Ç.'nin Akbaba'sı Berkan Şal, Stüdyo Cer'de sahnelenen ‘Mojo' oyununda Sıska adlı bir eşcinseli canlandırıyor. Şal, "Oyunda amacımız insanları rahatsız etmek" diyor. "Neden uzun saçlısın?" sorusuna ise "O kadar çok laf yedim ki, sürekli karakolluk oluyordum. Yediğim dayaklardan..." cevabını veriyor

        HT MAGAZİN / Oya DOĞAN

        Bazı insanlarla tanımadan iletişim kurarsınız. İşte ben ‘Behzat Ç.'de Akbaba karakterine hayat veren Berkan Şal'la dizinin dördüncü bölümündeki "Aga, ben cinayet olmuşum" dediği sahnesiyle tanıştım. Onunla yüz yüze tanışmamıştık ama biliyordum, marazları olan fakat iyi kalpli biriydi ve iyi anlaşacaktık. Ekranın samimiyi ve samimiyetsizi net gösterdiğine inanırım. Berkan Şal'la tanıştığımızda da beni yanıltmadı. Müthiş bir hayat hikâyesi var. Kendinden emin ama sınırlarını iyi biliyor. Eğer bir şey kafasına yatmıyorsa önüne dünyayı koysanız ikna edemezsiniz. Mütevazı ama saf değil. Kibar ama mesafeli. Kısacası nevi şahsına münhasır bir karakter Berkan. Geçtiğimiz hafta İlham Yazar'ın yönetmenliğini üstlendiği ‘Mojo' oyununu izlemek için Ankara'ya gittim. Berkan Şal, oyunda Sıska adlı bir eşcinseli canlandırıyor. Sıska, hayatta kalmak, var olmak, dışlanmamak için her türlü işkenceye katlanıyor. Bir tek Mickey'e tutunuyor. Ama darbeyi de ondan yiyor. Oyunu anlatıp büyüsünü bozmak istemem. Ama ekranda izlediğiniz Akbaba'dan çok farklı bir Berkan Şal izleyeceksiniz. O nedenle Ankara Stüdyo Cer'de cuma-cumartesi ve pazar akşamları oynayan Mojo'yu kaçırmayın derim.

        Berkan, yüzünde müthiş bir yaşanmışlık ifadesi var. Feleğin çemberinden geçmiş gibisin. O nedenle çocukluğuna dönelim diyorum. Sen nerede büyüdün?

        Ankara'da Yenidoğan'da büyüdüm. Oraya Kale denir. Uyuşturucunun havalarda uçuştuğu, insanların sokakta vurulduğu bir yerdir. Üç kardeş orada büyüdük.

        Aile ne iş yapıyordu?

        Annem terziydi. Babamın otobüs şirketi vardı. İflas edince Devlet Su İşleri'ne girdi.

        Zor bir çocukluk muydu?

        Çocukken hiçbir şey zor gelmiyor. Çünkü senin için her şey bir oyun. Ailende hissettirmemeye çalışıyor. Zaten bir varoştasın. Kendini başkalarıyla kıyaslamıyorsun. Ben orada büyüdüğüm için gurur duyuyorum. Yaşama olan bağışıklığımı artıran bir durum.

        Oyunculuk hayatına ne zaman girdi?

        Herhalde "Büyüyünce ne olacaksın?" sorusuna cevap veremeyen tek çocuk bendim. 21 yaşıma kadar işportacılık, pazarda su satma, tuvaletçilik, korumalık, grafik tasarım, DJ'lik ve tonmaister'lık yaptım. Sonra oyunculuk okuyan bir sevgilim oldu. Oyunculukla tanıştım ve Altındağ Belediyesi'nin tiyatro kurslarına gittim. İlk yıl sınavlara Bodrum'da barmenlik yapmaya gittiğim için giremedim. Sonra tekrar şansımı denedim .10 gün çalıştım ve Ankara Üniversitesi Dil-Tarih'de tiyatro bölümüne girdim.

        Ama okulu da bıraktın...

        Benim girdiğim sene 900 erkek sınavlara katıldı. Sadece dört erkek alındı. 3. sınıfa kadar okudum. İmkânlarım yetmedi ve okulu bıraktım. Gece barda çalışıp 8.00'de derse geliyordum. Bir yerden sonra hocalar sıkıntı çıkarınca yetişemiyorum diye bıraktım.

        Herhalde çok büyük bir aşkla bağlanmadın oyunculuğa yoksa arkanı dönüp gidemezdin...

        Yok, öyle bir şey. O palavra. Önce biyolojik yaşamını devam ettirmen gerekir.

        Aşktan kimse ölmez diyorsun yani...

        Aşktan kimse olmaz, âşık olduğunla kalırsın. Çünkü sen yoksan hiçbir şey yoktur.

        Okulu bırakınca ne yaptın?

        Zaten DJ'lik yapıyordum. 16 yıl oyunculuğa ara verdim. Tiyatroya girmedim, hiçbir arkadaşımla görüşmedim. Tonmaister oldum.

        16 yıl sonra oyunculuğa nasıl döndün?

        O işte İlham Yazar ve Erdal Beşikçioğlu'nun haltı. Dört yıl önce ‘Mojo' oyunuyla döndüm.

        Şimdi oynadığın ‘Mojo' mu? Ne güzel tesadüf...

        Evet. Erdal Beşikçioğlu'nun Dibsahne adında bir gece kulübü vardı. Orada tiyatro oyunları da sahneliyordu. DJ ve tonmaister arıyorlardı. Erdal beni internetten işe aldı.

        Nasıl yani...

        Erdal'ın yardımcısı Fatih Katırcı'yla konuşurken "Buranın sahibi de oyuncu" dedi. "Ben de oyunculuk okudum" dedim. O sırada onlar görüntülü konuşma yapıyorlardı. Erdal, Fatih'e "Bilgisayarı çevirsene" dedi. "Tanımadım ama işe alındın" cevabını verdi. Tonmaister oldum.

        Mojo'ya nasıl katıldın?

        Erdal oyunlar koyuyordu. Okuma provalarına gelmemi istedi. Yerime 100 kişiyi gönderdim. Bir gün İlham Yazar ve Erdal Beşikçioğlu kulübe inip "Sıska'yı sen oynuyorsun" dediler. "Yapma ya" deyip çok üzüldüğümü hatırlıyorum.

        16 yıl ara verdikten sonra korktun mu?

        Hayır. Gündüz 16.00'da bara girip sabah 6.00'ya kadar çalışıyordum. Benim için o zaman Mojo fiyaka değil, zulümdü. Çünkü sabah 9.00'da girip diğer sabah 06.00'da çıkmaya başladım. Erdal'ın ve İlham'ın inadı olmasaydı sıvışabilirdim. Düşünsene, 16 yıl oyun bile izlememişsin, 3 yıl akademik eğitim almışsın ama ne yapamayacağını sen bile bilemiyorsun.

        Mojo'yu ne kadar oynadınız?

        Bir yıl. Paramız bitince mekânı 2009'da kapatmak zorunda kaldık.

        O gün "Olmadı ve oyunculuk defteri bitti" dedin mi?

        Kesinlikle "Bitti" dedim. Ben bir ses-ışık ve görüntüleme firmasının ortağı oldum. Bu arada tonmaisterlık konusunda ukalayımdır. Neyse paramı kazanıyordum. Ta ki Erdal arayana kadar...

        Behzat Ç.'den bahsedeceğiz galiba...

        Erdal "Bir diziye başlıyorum, çabuk buraya gel, Serdar Hoca burada" dedi. Ben "Serdar" dediğimi hatırlıyorum. Serdar Akar'mış o Serdar. Otele gittim. Serdar Hoca'yla merhabalaştık. Bir ay sonrada aradılar. Sağ olsun beni seçmiş Serdar Hoca. Behzat Ç.'ye sıfır kamera deneyimiyle başladım. Ama hocalarım çok iyiydi benim. Türk sinema tarihinde kült olmuş bir yönetmenle, Erdal gibi bir oyuncuyla çalışıyorsun. Behzat Ç. bana tekrar okul oldu.

        Saçların neden uzun?

        1992'den beri uzun saçlıyım. O zamanlar uzun saçın çok fazla olmadığı ve uzaylı olarak bakıldığı yıllardı. O kadar çok laf yedim ki, sürekli karakolluk oluyordum. Ben de susmayı bilen bir adam değilim. Bu nedenle inadım ve tepkim var. Yediğim dayaklardan dolayı uzun saçlıyım.

        Evliliğe gelelim öyleyse...

        Eylem'le 14 yıl beraber olduk. O zaten benim eşimdi. Sırf bebek istediğimiz için nikâh kıydık. Kimseye meşrulaştırmayı göstermek gibi bir derdimiz olmadı. O bebeğe soyadımızı vermek istedik. Bu yıl bebek yapmayı düşünüyoruz.

        Eşcinseli oynamak zordu

        Yeniden Mojo yapmaya nasıl karar verdiniz?

        Erdal geldi ve ihale bize kaldı. Çok garip bir durum. Bu Erdal'ın hiperaktifliğinden kaynaklanıyor. ‘Mojo' çok zor bir oyun. Bir oyuncu olarak normal birini oynarsın ve köşelerin vardır. Ama uyuşturucu kafasında bir eşcinseli oynamak benim için çok daha zor bir durumdu. Oyun gece kulübünde geçiyor. Barın sahibi ortadan ikiye kesiliyor. 6 tane adam var.

        Sen Sıska'sın...

        Evet, oradan çıktığında başka bir şey yapamayacak bir adam, orada var olmaya çalışan ve şiddet gören biri. Oya, oyunu izledin sence Sıska öyle bir cinsel tercih yapabilecek bir adam mı? Sıska sadece orada var olabilmek için o tercihi yapmış bir adam olamaz mı?

        Bildiğiniz bir oyunu yeniden oynamak zor değildir...

        Öyle bir çeviriden yola çıkıldı ki, metni yeniden yazmak zorunda kaldık. Uyuşturucu kafası, söylediğin cümleler mantıklı değil. Sıska'nın ezberini alayım deme lüksün yok. Diğer 5 oyuncunun da orada olması gerekiyor.

        10 gün çalışıp yetiştirmeye çalıştık. Amacımız kimseye keyifli an geçirtmek değil, rahatsız etmek.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ