Kremlin'den kuğu geliyor

HT MAGAZİN/ Bülent İPEK

DÜNYA balesinin seçkin klasiği Kuğu Gölü, Rusya’nın dünyaca ünlü Kremlin Balesi’nin performansıyla Türkiye’de sanatseverlerle buluşacak. 23 Mayıs’ta İstanbul’da, 25 Mayıs’ta Ankara’da sahnelenecek gösterinin başrolü Prenses Odette’i oynayan Alexandra Timofeeva, HT MAGAZİN’e konuştu: “Bale benim için sabır ve özveri isteyen bir meslek. Her gün en az 6 saat çalışıyorum.”

Dünya balesinin seçkin klasiği Kuğu Gölü, Rusya’nın dünyaca ünlü Kremlin Balesi’nin performansıyla Türkiye’de sanatseverlerle buluşacak

YAZILDIĞI günden bu yana binlerce kez sahnelenen Pyotr İlyiç Çaykovski’nin ölümsüz eseri ‘Kuğu Gölü’, Rus Ulusal Dansçısı Andrey Petrov’un sanat direktörlüğünü ve koreograflığını üstlendiği Kremlin Balesi’nin performansıyla tam kadro ilk kez Türkiye’ye konuk olacak. Dünyada milyonlarca kişiyi büyüleyen Kremlin Balesi ile Kuğu Gölü, IEG Live ve Sa Organizasyon işbirliğiyle İstanbullulara büyülü bir keyfi yaşatacak. Kuğu Gölü Balesi, yüz otuz yılı aşkın süredir tüm dünyada en büyük bale topluluklarının önde gelen tercihleri arasında yer alıyor. Şeytani bir büyücünün lanetiyle kuğuya dönüştürülen Prenses Odette’in hikâyesini anlatan eser, müzik ve dansın muhteşem birlikteliğini sahneye taşıyor. Kremlin Balesi’nin “Gerçek aşk büyüyü bozar” sloganıyla yorumladığı Kuğu Gölü bugüne kadar sahneye taşınmış uyarlamalarından bambaşka bir seyir deneyimi sunuyor. Topluluğun repertuvarında, “Fındıkkıran”, “Don Kişot”, Romeo ve Juliet”, “Tom Sawyer”, “Korkunç Ivan” gibi eserler yer alıyor.

MOSKOVA'NIN AKŞAMÜSTÜ ETKİNLİĞİ

Bizde babalar oğlunun elinden tutup maça götürür. Moskova’da anneler kızlarını elinden tutup baleye götürüyor. Hafta içi olmasına rağmen 5 bin 600 kişilik salonun tüm koltukları dolu. Dış görünüşü Anıtkabir, iç görünüşü artık kapalı olan Atatürk Kültür Merkezi’nin benzeri 1961 yapımı Kremlin Tiyatrosu’nda her gün ayrı bir sanat etkinliği var. Gösteri başlamadan çok önce salon doluyor ve çocuklar sahnenin önüne dizilip müzisyenleri merakla izliyorlar.

HASTALIKTA SAĞLIKTA HER GÜN OPERA

KUĞU Gölü’nün başbalerini Alexandra Timofeeva, sadece Rusya’da değil dünyadaki bale gruplarının başrolü vermek için sıraya girdiği bir yıldız. Görkemli kuliste mütevazı şekilde karşılıyor bizi. “Bale bir meslek değil yaşam biçimi değil mi?” diye soruyorum ve şaşırtan bir cevap veriyor: “Hayır yaşam biçimi değil, meslek. Ama disiplin ve sabır isteyen bir meslek. Gösteri sonrası baleyi unutuyorum, ayrı bir yaşamım var.” “Peki ya prova?” diyorum, “Her gün sabah 11’de buradayım. En az 6 saat çalışıyorum. 16 yaşından beri Kremlin Bale’deyim” diyor...

Her gün gösteri başlamadan saatler önce salon doluyor ve çocuklar sahnenin önüne dizilip müzisyenleri merakla izliyorlar. Müzisyenler bir yandan enstrümanlarını akort ederken bir yandan çocuklarla sohbet ediyor.

"HÜRREM SULTAN BALESİ YAZABİLİRİM"

Gösteri öncesi kuliste buluştuğumuz Andrey Petrov, meşhur Bolşoy Balesi bölününce 1989’da ayrılıp kurduğu Kremlin Balesi’nin Bolşoy’u nasıl geride bıraktığını anlattı; “Burası benim ikinci evim. 29 sene çalıştım. Bolşoy dağılınca ekip arkadaşlarımla Kremlin Bale’yi kurduk. Kıyaslama yapamam. Rakip değiliz herkes işini yapıyor.”

Rusların baleyle aşkını sordum. “Baleyi Ruslar keşfetmedi. Balenin doğum yeri Fransa. Bir tohum gibi düşünün. 16. yüzyılda Fransız ve İtalyan sanatçıların Rusya’da ektiği tohumlar yetişti. Biz de dünyaya yaydık. Bugün dünyada söz sahibiyiz” dedi Andrey Petrov. Türk balesini de takdir ediyor. ‘Muhteşem Yüzyıl’ı izlemiş. Hayali Türkiye’den dünyaya yayılacak bir Hürrem Sultan Balesi yazmak. “Türk balesini yerinde izledim. Çok hoşuma gitti. İnsanlara öğretmek gerekiyor. Bu bir kültür meselesi. Bale okullarını devletin desteklemesi gerekiyor. Davet etsinler gelirim, elimden geleni Türkler için yaparım. Mesela Hürrem Sultan balesi yazabilirim. Çok isterim” diyor.