Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Yeşim Salkım'dan HT Magazin’e samimi açıklamalar

        HT Magazin/ Ömür SABUNCUOĞLU

        ‘Şehrin Işıkları’ şarkısıyla büyük beğeni toplayan Yeşim Salkım, HT Magazin’e samimi açıklamalar yaptı. Bir kadının 40 yaşına kadar sokak kedisi gibi olduğunu ve evcilleştirilmesinin zor olduğunu söyleyen Salkım, hayatında hiç çılgınlık yapmadığını da itiraf etti...

        Açık sözlülüğüne, dürüstlüğüne ve dobralığına hayolduğum bir isimdir Yeşim Salkım. Anlattıklarını her zaman büyük bir merak ve dikkatle dinlemişimdir. Beni zaman şaşırtmayı başarmıştır. Nişantaşı Grissini’nin sakin ve huzurlu arka bahçesinde buluştuk. Fotoğraf çekimimizde dünyalar tatlısı kızı Ada da bize eşlik etti ve ortaya güzel bir kare çıktı.

        Size aşk şarkılarının kadını diyebilir miyim?

        Diyebilirsin. (Kahkahalar) Aşk sadece karşı cinse karşı değildir, ilahi aşk da var. Ben de ilahi olan yani dokunulmaz olan şeyleri söylemeyi seviyorum. Günlük gel-geç duygular hoşuma gitmiyor.

        ‘Son Bir Sigara’ gibi bir şarkıyı tekrar yakalayabileceğinize inanıyor musunuz?

        Hiç zannetmiyorum. O, o dönemin şarkısıydı, bu dönemde de kimse yakalayamaz. O zamanlar 20 kişiydik ve kocaman bir pasta vardı. Şimdi 1000 var ve pasta yine aynı. 90’larda benim söylediğim bütün şarkılar slogandı. Şimdi halk sloganlı şarkılara o kadar alıştı ki farklı bir şey yapsan da fark etmiyor.

        ‘HER ŞEY MATEMATİĞE BAĞLANDI’

        Yeni söz yazarı ve besteciler yok.

        Artık herkes kendi şarkılarını yapıHer şey matematiğe bağlandı bir formül içerisinde. ‘Kulüplerde ve radyolarda hangi şarkı tutar? Kaç dakika olmalı?’ Her hesaplı yapılıyor. O yüzden kimse eski şarkılar gibi parçabeklemesin.

        Şu anda hem şarkı söyleyen, hem anlamlı şarkılar yazan en iyi isim kim sizce?

        Sıla, duyguları bozmadan yazıyor. O duyguları 20 yıl önceki Yıldız Tilbe ile eşdeğer tutabilirsin. 2000 yılından sonra duygusuyla yaşayarak çıkan sadece Sıla var.

        Gülşen?

        Gülşen, her şeyi yazabilen bir kadın. Herkese yazabilir. Aslında Sıla’nın da Ziynet Sali’ye verdiği şarkıya baktığımızda onun da yazabildiğini görüyoruz, bu bir yetenektir. Sıla’nın birlikte çalıştığı müzisyen arkadaşları da çok yetenekli.

        Beğendiğiniz başka isimler var mı?

        Mor ve Ötesi, Bora Duran inanılmaz şarkılar yazıyor. İrem Derici’nin şarkıları da çok başarılı ama çabuk tüketiliyor. Çünkü tüketim toplumuna döndük.

        YENİ NESİL ÇOK ŞANSSIZ’

        O zaman yeni nesil şanssız.

        Çok şanssız. Kendilerini kabul ettirmeleri ve beğendirmeleri çok zor. Ama eskiden yeteneğin farkına varmak zaman alıyordu. Ailen bile seni keşfedemezken, şimdi yeteneğinle sosyal medyada hemen keşfediliyorsun.

        Albümünüzdeki Yeşil Müzik yazısını görünce, eski günler aklıma geldi. O yıllarda birçok kişiye şöhret kapısını araladınız, değil mi?

        1995 yılında şirketi açmıştım. Aslında çok kimseyi şöhret etmedim, şansla bana geldiler. AYNA grubunu çıkarttım, Burcu Güneş’in ilk albümünü Erol Köse ile birlikte yaptık. Cenk Eren ve Lerzan Mutlu’ya albüm yaptım. Hayatta bir aracı vardır ya, destek verirsin. Ben de sadece elimden gelen desteği verdim, o kadar. Sonrası kişinin kendine kalmış. Baktığında Sıla’ya da Kenan Doğulu destek verdi. Ama Sıla yetenekli olmasaydı, bu iş olmazdı. Sadece önünü açmaya bakıyor bu işler.

        O zaman epey kişinin önünü açmışsınız...

        Mesela Lerzan tatlı bir kızdır ve çok severim. Çatlaktır, delidir ama dünya iyisi de bir kalbi vardır. İyi ki onunla bir şey yapmışım. Artık şarkı da yazıyor. İstikrarlı devam ederse, istikrar ona başarı getirir.

        ‘BİR TANE BİLE YUMURTA KAFA SATIN ALMADIM’

        2001 yılında Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Kadın Oyuncu’ ödülünü almıştınız. Yeni ödül sistemiyle 2015’te aynı ödülü tekrar alsanız, size ne ifade eder?

        Bu ülkede ödüller bana uzun zamandır bir şey ifade etmiyor. 25 senedir bu işi yapıyorum. Çok zor ve çok güzel günler geçirdim. Önemli olan eğilip, bükülüp kırılmadan yaşayabilmek. Sokakta hâlâ tanınıyorsan ve seviliyorsan en büyük ödülün o. Ödüller artık beşeri ilişkilerle yürüyor. Çok yetenekli olup, hâlâ ödül alamayan oyuncular var. Tüm bunlar artık benim için bir şey ifade etmiyor.

        Peki müzik dünyasındaki ‘en çok tıklanma’ rekabeti?

        Sistemi bildiğim ve işin mutfağından geldiğim için onlara da inanmıyorum. Sosyal medyada da alnımın akıyla 50 bin takipçim var, bir tane bile yumurta kafa satın almadım.

        Kıskandığınız oluyor mu?

        Dönem dönem oluyor. Kıskandığımı belli etmem ama birkaç gün bekleyip, ‘O kimdi?’ diye sorarım fakat ‘O sana niye baktı? Sen ona neden baktın?’ gibi kıskançlıklarım yoktur.

        ‘Hiç çılgın yaşamadım’

        2. kez anne olduktan sonra sanki biraz daha sakinleştiniz. Yanılıyor muyum?

        Bir kadın 40’ına kadar sokak kedisi gibidir, onu evcilleştirebilmek çok zordur. Çünkü sokakta acayip mücadeleler verir. Be nde büyüdüm, kimse bunun önüne geçemez. 45 yaşındayım, bu saatten sonra çocukça şeyler yapma lüksüm yok. 2 kızım var, eşim, ailem ve sokakta beni tanıyan insanlara karşı saçmalayamam. Her şeyden önce kendime karşı saçmalayamam. Mesela hayatımda sarhoş olup, kustuğumu hiç hatırlamam, keşke olsaydı ama yok. Hiç çılgın yaşamadım ben!

        Hâlâ yapabilirsiniz.

        Yok, bu saatten sonra yapamam, hiç bana göre değil.

        45 yaşına kadar yapmak istediğiniz her şeyi yaptınız mı?

        Paraşütle atlamayı ve bungee jumping yapmayı deneyebilirim ama yükseklik fobim var. Dalmayı seviyorum, bir yelkenli ve eşimle dünya turu yapabilirim. Son zamanlarda güzel fotoğraflar çekmeye başladım, onlardan bir sergi açabilirim. Şahane bir hayat yaşadım. Para, şöhret, güzellik... Anne oldum, Avrupa’ya gidip her yeri gördüm, en özel insanlarla aynı masaya oturdum ama İğneada’ya gidip, kocamla ateş yakıp, bira da içtim. Her şeyi yaşadım, hayattan daha ne isteyebilirim ki?

        ‘Eğlenecek değil, evlenecek kadınım’ sözünüz birçok kadının sloganı oldu. Bu anlamda kadınlara bir öğüdünüz var mı?

        Öğüt verecek durumda değilim, eğer ben bu konuda başarılı olsaydım, 4 kere evlenmezdim. Şu anda verebileceğim tek tavsiye, mesleklerini ellerine alsınlar, sonra da onu gerçekten seven ve kıymetini bilen insana açık ve net bir duruş sergilesinler. Çok da geç kalmasınlar, 25 yaşından sonra hayatın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz.

        'Çok zor dönemler geçirdik'

        Aşk kadını mısınız?

        Geleneğe göreneğe dikkat edip, aile içinde yaşayıp, çok fazla ortada olmayan bir kadınım. Büyük bir aşkla annelik yapıp, yine aynı büyük aşkla işimi ve eşimi seviyorum.

        Evliliğinizde 8. yılın içerisindesiniz. 7. yıldan sonra evlilikte kritik dönem atlatılır denir. Siz bunu yaşadınız mı?

        Evet, biz çok zor dönemler atlattık.

        Hiç boşanma noktasına geldiniz mi?

        Çok net konuşmadık ama birbirimizin gözlerinin içine bakıp, kapıyı çarpıp gittiğimiz zamanlar oldu. Ama aynı akşam eve gelip, ‘Biz birbirimizi ve bu yuvayı, huzuru seviyoruz’ dedik. Ada, bizim evde kavga ettiğimizi daha hiç duymadı. Çünkü bizim evde kavga yoktur.

        Etrafta tehlikeli olarak adlandırılan ve evli erkekleri baştan çıkardığı iddia edilen kadınlar var. Hiç duydunuz mu?

        Öyle mi? Neredeymiş onlar? (Gülüyor) Benden korkarlar. Benim geçmişim, yaptıklarım, yapacaklarımın teminatıdır! Bunu bilsinler, ona göre davransınlar. Eşim bir gün beni sevmezse, başka bir yerde aşkı ve mutluluğu bulup, bunu bana söylerse, o zaman zaten ben onu yollarım. Çünkü o gitmiştir. Göğsümü gere gere de, ‘Başka bir kadına tercih edildim ve gitti’ diye söylerim. Allah korusun, böyle bir şey yaşamadım ama yaşayabilirim de, insanoğluyuz.

        Peki siz başka birine âşık olursanız, bunu eşinize söyler misiniz?

        Tabii ki söylerim. Benim başıma ne geldiyse, hep dilimden gelmiştir. Hesapları olan bir kadın değilim, sabah uyandığımda hayat nasıl geldiyse öyle yaşarım.

        Evliliğinizde aşk devam ediyor mu?

        Hakan, bir proje için bir kostüm giyiyor, ‘Ne kadar hoş’ diye garip kıvılcımlar hissediyorum ama ben o bahsedilen kimyadaki aşka inanmıyorum. Benim inandığım aşkta, mücadele, fedakârlık, zor günleri birlikte atlatmak, bir şeyler için çaba sarf etmek var. ‘

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ