Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar MÜYOBİR'in yeni başkanı Burhan Şeşen HT MAGAZİN'e konuştu

        HT MAGAZİN / Mehmet ÇALIŞKAN

        Şarkıcıların telif haklarını toplamak ve dağıtmakla yükümlü MÜYORBİR’in yeni başkanı Burhan Şeşen, bin 900 üyenin hemen hemen hepsinin kendi seslendirdikleri şarkıların her yerde çalındığını düşündüğünü, bunun da büyük bir yanılgı olduğunu söyledi.

        MÜYORBİR’İN (Müzik Yorumcuları Meslek Birliği) yeni başkanı Burhan Şeşen, bin 900 üyenin telif haklarını toplamak ve dağıtmakla meşgul. Şeşen, her üyenin seslendirdiği şarkının her yerde çalındığını düşünmesinin büyük bir yanılgı olduğunu belirterek Türkiye’de yılda ancak 50-60 milyon TL telif toplanabildiğini söyledi. Şeşen, aynı zamanda artık şarkılardan önce yorumcuların dış görünüşü üzerinde gerçekleştirilen tasarımların duyguyu yok ettiğinin altını çizdi.

        Müzik sektörü ne durumda?

        Tabii ki mekanik satışlar çok düşmüş durumda. Ne yazık ki gelirler ancak iTunes, Youtube dediğimiz kanallardan, birtakım GSM operatörlerinden sağlanıyor. Daha önce milyonlarla ifade ettiğimiz albüm satışları şu anda maksimum 50 binlerde. Dijital çağa uyum sağlamak zorundayız. Yeter ki bu çağa uyum sağlarken duygularımızı da dijitalleştirmeyelim.

        Duygular da dijitalleşiyor gibi...

        Son zamanlarda şarkılar doğal olarak çok hızlı tüketiliyor. Sadece dijital ortamda değil, genel olarak çok hızlı bir çağdayız. Her şey hızlanıyor. Örneğin hızlı trenleri hayal bile edemezdik. Şimdi var. Cep telefonlarının işlevleri malum, mektup yazma yok. Eskiden olduğu gibi saat kulelerinin altında bekleme hikâyeleri de yok. Hakikaten çok hızlı tüketim var. İşte hızlı çağın getirilerinden dolayı 70’lerin 80’lerin şarkıları yeniden düzenlenip seslendiriliyor. Çünkü o şarkılarda duygu var.

        O halde dijitalleşme sanatsal duyguyu zedeliyor...

        Teknolojiyi nasıl kullandığınıza bağlı. Bizler bir şarkıyı bir albüme girsin diye yapmadık. Yaptığımız şarkılar albümlerde toplandı. Son zamanlarda yapılan hatalardan birisi şarkılar bir pazarlama objesi haline geldi. Şarkıdan önce nasıl bir klip çekileceği tasarlanıyor, yorumcunun nasıl giyineceği, saçı, sakalı, hal ve tavırları tasarlanıyor. Bu nedenle şarkılardaki duygular geri plana atılıyor.

        ‘İMAJLARI DÜZGÜN DEĞİL’

        Meslek birliklerinin sektöre katkısı nedir?

        Meslek birliklerinin çok önemli fonksiyonu olması gerektiğini düşünüyorum. Ne yazık ki meslek birliklerinin imajı Türkiye’de çok düzgün değil. Meslek birlikleri, içlerindeki çekişmelerle, birbirlerine açtıkları davalarla gündeme geliyor.

        Meslek birliklerini neden profesyonel yöneticiler değil de sanatçılar yönetiyor?

        Dediğiniz çok doğru. Sanatçılar duygusal insanlardır. Oysa ki meslek birlikleri duygunun arka planda bırakıldığı profesyonel bir anlayışla yönetilmelidir. Ne var ki şu anki yönetmelikler bunlara uygun değil. Sanıyorum bu konuyla ilgili yeni adımlar atılacaktır. Yönetmelikleri değiştirebilirsek MÜYORBİR’in yönetimini profesyonel bir ekibe bırakmayı düşünüyorum.

        ‘BÜTÜN YORUMCULAR BİZİM ÜYEMİZ’

        Neden meslek birliklerinin içinde sürekli bir çekişme yaşanıyor?

        Eskiden böyle değildi. Sanıyorum üye sayısının artmasının bir etkisi oldu. Daha önce yüzlerle ifade edilen üye sayımız şimdi bin 900’de. Yorumcu dendiğinde akıllara belki öncelikle Ajda Pekkan, Tarkan, Sezen Aksu, Candan Erçetin gibi isimler geliyor ama Türkiye’nin dört bir yanındaki bütün yorumcular bizim üyemiz. Her üyemizin de telif hakkını eşit şartlarda takip etmek zorundayız. Hemen hemen bütün sanatçı dostlarımızın bir yanılgısı var. Onlara göre her yerde onların seslendirdiği şarkılar çalıyor, albümleri milyonlar satıyor. Oysa birkaç yorumcumuzun dışında Türkiye telif gelirleriyle geçinilmesi mümkün olan bir ülke değil. Bu arada burası bir hak ediş örgütü, SSK veya BAĞ-KUR gibi maaş ödeyen bir kurum değil

        Burhan Şeşen, bir yandan MÜYORBİR’in işleriyle uğraşırken diğer yandan oğlu Serhan Şeşen’in ölümünde kusurlu oldukları iddiasıyla yargılanan 2 doktorun yargı sürecini takip ediyor.

        "Bin 900 kişiden sorumluyum"

        Önce yönetim kurulu üyeliği sonra da başkanlık yapıyorsunuz. Müzik ne âlemde?

        Bu işi layığıyla yapmak için sürekli kanunlar, işçi hakları okuyorum. Eylül ayından itibaren Fikri ve Sınai Hakları konusunda iki yıl ön lisans yapacağım. Çünkü kimse ‘Şarkınızı kullandık, buyurun paranızı’ demiyor. Hak edişleri almak için kanunları da iyi bilmek gerek. Yönetim kurulu üyeleriyle birlikte bin 900 kişiden sorumluyum.

        Bu da son derece zaman alıcı, zor bir iş. Bütün bunların yanında müzisyenliğimin geride kaldığını söyleyemem. Müzisyenlik tarafımı da korumaya çabalıyorum. Hiçbir zaman dijital bir ortamdan müzik dinleyen biri değilim. Benim için dijitalleşmenin en önemli yanı yapılan müziğin kısa zamanda bütün dünyaya yayılabilmesi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ