Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Eda Güngör: Ayakkabı bahane, çocuklar aslında sevgiye açlar

        Arif HÜR / HABERTURK MAGAZİN

        ‘Ayakkabısız Çocuk Kalmasın’ adlı projeyle Türkiye’yi dolaşan Eda Güngör, çocuklarla ilgili projelerin artırılması gerektiğinin altını çiziyor. “Ayakkabı bahane, çocuklar aslında sevgiye açlar” diyen Güngör, “Büyük şehirlerdeki çocukların ihtiyaçları daha elzem. Küçük şehirlerde imece usulü yardımlaşma var” diyor.

        OYUNCU ve iletişim danışmanı Eda Güngör, Muya ile işbirliğine giderek oluşturduğu ‘Ayakkabısız Çocuk Kalmasın’ projesini, oyunculuktaki hedeflerini ve iletişim danışmanı olarak projelerini HT Magazin’e anlattı.

        Aynı anda birçok iş yapıyorsunuz. Bize işlerinizden söz eder misiniz?

        Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü’nde okurken harçlığımı kazanmak için oyunculuğa başladım. Ankara Devlet Tiyatroları’nda ‘Anne Frank’ın Hatıra Defteri’nde Van Daan rolünü canlandırdım. ‘Ekmek Teknesi’, ‘Çiçek Taksi’, ‘Cennet Mahallesi’ ve ‘Kurtlar Vadisi’ gibi dizilerde rol aldım. Üniversiteden mezun olduktan sonra 1 Numara Medya Grubu ve Sabancı Medya Grubu’nun kurumsal iletişim departmanında çalıştım. Hâlâ serbest iletişim danışmanı olarak ajans ve işletmelere hizmet vermekteyim. Geçtiğimiz yıl spikerlik eğitimi de aldım. Hayallerim arasında spor spikerliği ve benim hazırlayıp sunacağım life style program var. Oyunculuk serüvenim de devam edecek, kamera önü benim kimliğim.

        “Hayatımızın her anında tekrar tekrar kırılmıyor muyuz?” diyen Güngör, “Önemli olan kırılmak değil, beynimizi, kalbimizi ve ruhumuzu bir bebek kadar temiz tutarak bununla başa çıkabilmektir” diyor.

        ÜNLÜLER DESTEK VERİYOR

        ‘Ayakkabısız Çocuk Kalmasın’ projesini anlatır mısınız? Projenin amacı nedir?

        Projeyi başlattım ve yürütüyorum. Muya ise projenin maddi ve manevi destekçisi oldu. 20’nci yılını kutlaması vesilesiyle Muya ile birlikte bir sosyal sorumluluk projesi olarak başlattık ‘Ayakkabısız Çocuk Kalmasın’ kampanyasını. İhtiyaç sahibi çocuklarımızın listesini Kızılay, emniyet müdürlükleri, muhtarlıklar, kaymakamlıklar, belediyeler ve İçişleri Bakanlığı’ndan ediniyoruz. Her ay ortalama 200- 500 ihtiyaç sahibi çocuğa ve annelerine ayakkabı veriyoruz. Öncelikle Ankara ve İstanbul ağırlıklı çalıştık ama örneğin sel felaketinde Artvin’deydik. Afgan aileleri ve şehit aileleri için de yardımlarımız oldu. Çeşitli ödüller de aldık. Muya’ya desteğinden dolayı çocuklar ve anneleri adına çok teşekkür ediyoruz. Başka sosyal sorumluluk projelerinde de görev almaya devam edeceğim.

        Projeye destek olan ünlüler var mı?

        İnci Türkay, Irmak Atuk, Günay Musayeva, Yeliz Yeşilmen, Petek Ertüre, Ayşe Kucuroğlu, Sinem Yıldırım, İrem Hatun Bora projeye tam destek veren ünlülerden bazıları. Bu simaların yanı sıra eski İstanbul Emniyet Müdürü ve eski İçişleri Bakanı Selami Altınok’un eşi Gülhan Altınok’a, Aysha Dergisi İmtiyaz Sahibi Pınar Küçükşabanoğlu’na da ayrıca teşekkür ederiz. ‘Ayakkabısız Çocuk Kalmasın’ projesiyle büyük şehirlerdeki çocukların ihtiyaçlarının daha elzem durumda olduğunu öğrendim. Küçük şehirlerde imece usulü yardımlaşma var, komşuluk var, küçülmüş kıyafetini kardeşle paylaşmak var. Çocuklarla ilgili sürekli ve devam eden yeni projeler üretilmeli.

        Sizi karşılarında gören çocukların tepkileri ne oluyor?

        Elbette çocuklar konusunda hassasız. Ben çocuklara dokundum, birbirimize sarıldık, oyunlar oynadık. Aslında ayakkabı bahane, çocuklar sevgiye aç.

        Yeni projeleriniz var mı?

        Oyunculukla ilgili yeni projeler var, değerlendiriyorum. İletişim danışmanlığı yoğun devam ediyor. 2016’da çocuklarla, kadınlarla, eğitimle ve sağlıkla ilgili projelere devam edeceğim.

        “Sevdiğim işi yapıyorum, içime sinmeyen projeleri kabul etmiyorum. Detayları çift dikiş kontrol etme gibi bir alışkanlığım var. Yoğunluk iki kat oluyor ama yorgunluk değil.”

        ‘YABANCI DİLLERE İLGİM VAR’

        Oyuncu ve sunucu kimliğinizin yanına bir de halkla ilişkiler eklemek nasıl oldu?

        Üniversitede uzmanlık dalım yönetim ve organizasyondu. Mezun olduktan sonra Number One TV’den teklif geldi. ‘İşkadını olmak istiyorum’ dedim. Ailem de destekliyordu, sonra kurumsal iletişim departmanlarında görev verdiler. İşletme bölümü benim dönemimde en popüler ve yüksek puanlı bölümlerden biriydi. Ama doktorlar ya da avukatlar gibi altın bileziğimiz olmadı kolumuzda. Yabancı dillere ilgim var. İngilizce eğitimi almak isterdim.

        TİYATROYA DÖNMEK İSTİYOR

        İletişim danışmanlığı yapan biri olarak PR yapmanın püf noktaları nelerdir?

        PR’ın Türkçe karşılığı, halkla ilişkiler. Meslek olarak açılımı, basın ve halkla ilişkiler. Benim başarı sırrım, kendimi karşımdakinin yerine koyabilmektir. Basınla iletişim kurarken sizin çalışma şartlarınızı, müşterilerle ilişki kurarken beklentilerini, ajanslarla ilişki kurarken streslerini, sanat ve cemiyet hayatındakilerle ilişki kurarken egolarını hesaplayarak davranmak gerekiyor. Samimiyet ve güvenin yanı sıra karşındakini kazanabilmek için anlamaya çalışmak gerek.

        Başka hayaliniz var mı?

        Yeniden tiyatro sahnesinin tozunu yutmak istiyorum. Kendim hazırlayıp sunacağım bir program yapmayı da arzu ederim. Ama her şeyden önce insanca yaşamak ve insanca yaşama elimden geldiğince, gücüm yettiğince destek olmak istiyorum.

        ‘Diziler toplumsal konulara değinmeli’

        Şu dönem neden bir dizide yer almıyorsunuz?

        Dizilerin çoğu uzun ömürlü olmuyor. Tercih etmeme sebebim bu. Bir de dizinin toplumsal konulara değinmesi lazım. Beyin uyuşturan projeler olmamalı. Toplumun örf ve âdetlerine uygun olmak kaydıyla ne rol verilirse zevkle oynarım. Bir de tutma ihtimali düşük bir dizi için diğer iş alanımdan çıkarak ona da zarar vermek istemiyorum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ