Dershaneler liseden fazla

Türk Eğitim Derneği’nin yaptığı bir araştırma, dershaneye giden öğrenci sayısının 3 milyonu bulduğunu ortaya çıkardı. 3 bin 357 olan genel lise sayısı da 4 bin 193 dershanenin gerisinde kaldı.

BÜTÇE KATLANDI

Aileler üniversiteye hazırlık için yükseköğretim bütçesinin iki misli yani 16.7 milyar TL harcıyor. Öğrencilerin yarısı “Okullar dershane olsun” diyor.

Esra YAZDIÇ/ GAZETE HABERTÜRK

Dershane sayısı genel liselerin sayısını geçti

Sınav sistemi okulları eğitim-öğretim amaçlarından uzaklaştırıp okul eğitimini ikinci plana iterken, dershane sayısı çığ gibi büyüyor. Türkiye’de 3 bin 357 genel liseye karşılık dershane sayısı 4 bin 193’e çıktı. 2001’de dershane sayısı 1864’tü

TÜRK Eğitim Derneği’nin (TED) “Ortaöğretime ve Yükseköğretime Geçiş Sistemi” araştırması çok çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı. Sınav sistemi okul eğitimini ikinci plana iterken dershane sayısında patlama oldu. Genel liselerin sayısı 3 bin 357’de kalırken, dershane sayısı 836 farkla 4 bin 193’e ulaştı. Ailelerin lise ve üniversitelere giriş sınavlarına hazırlık için ödediği 16.7 milyar TL de yaklaşık 8.7 milyar TL’lik yüksek öğretim bütçesini ikiye katlayıp Milli Eğitim’in 19.9 milyar TL’lik personel harcamalarına yaklaştı.

3 MİLYON ÖĞRENCİ DERSHANEDE

TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu tarafından açıklanan raporda çocukların ‘test makinesine dönüştüğü’ vurgulanarak her yıl 5 milyona yakın ailenin çocuklarıyla birlikte sınav stresi yaşadığına dikkat çekildi. Rapordaki verilere göre 2000 yılında üniversite sınavına hazırlık kursu veren ve sayıları 1864 olan dershane sayısı 2010 yılı itibarıyla 4 bin 193’e yükselirken, bu dershanelere giden öğrenci sayısı da 10 yıl içerisinde 523 bin 244’ten 1 milyon 88 bin 84’e çıktı. Ayrıca yaklaşık 90 bin öğrencinin özel ders aldığı, 290 bininin de etüt ya da kursa gittiği tespit edildi.

SAHTE RAPORA TEŞVİK

Üniversiteye hazırlığın yanı sıra liselere giriş için yapılan Seviye Belirleme Sınavları (SBS) için de 1 milyon 892 bine yakın ilköğretim öğrencisinin dershaneye gittiği belirlendi. Araştırmaya göre her yıl dershanelere giden öğrenci sayısı 3 milyona yaklaşıyor. Sınava hazırlığın okulları boşalttığı ve öğrencilerin “sahte rapor” alarak dershanelere ağırlık verdiğine dikkat çekilen araştırmada 8. sınıf öğrencilerinin yüzde 42’si, lise son sınıf öğrencilerinin ise yüzde 67’sinin sınava hazırlık amacıyla rapor alacağını ya da devamsızlık yapacağını belirtti. Pehlivanoğlu ise bu durumu, “Üniversite sınavlarına hazırlanan öğrencilere nasıl sahte rapor alınır öğretiliyordu, SBS ile bu ilköğretim öğrencilerine kadar düştü. Artık ilköğretim öğrencilerine de sahte rapor nasıl alınır öğretiliyor” diyerek eleştirdi.

'Çocuklarımızı heba ediyoruz'

MERKEZİ sınavların eleştirildiği raporda, okul eğitiminin ikinci planda kaldığı vurgulandı. TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu bugün Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ile rapor ve içeriği hakkında görüşecek. Pehlivanoğlu, “Sınavların okullarda eğitim öğretimi baskı altına aldığını, öğrencilerin ve ailelerin ruh sağlığını bozduğunu ve her yıl yükseköğretim bütçesinin iki katı miktarda bir kaynağın heba olmasına neden olduğunu görüyoruz. En önemlisi de çocuklarımız çocukluklarını yaşayamıyor. Her yıl yeni bir kuşağı daha sınav uğruna heba ediyoruz. Çocuklar okullarda eğitim-öğretim almalı, sınav telaşı ya da para sevdasıyla gelecek nesiller heba edilmemeli” dedi. Pehlivanoğlu, 2009-2010 resmi rakamlarına göre dershanelere devam eden öğrenci sayısının bir milyon 174 bin 860 olduğunu açıklarken, “Burada çok büyük bir vergi kaybı söz konusudur. Umuyorum Maliye Bakanlığı bununla ilgili gerekli çalışmaları yapar” diye konuştu.

TED’İN ÖNERİLERİ

TED’in raporunda, sınav sisteminin yarattığı olumsuzlukları aşmak için şu öneriler sunuldu:

6 ve 7. sınıflarda sınav uygulamasından acilen vazgeçilmeli.

Tek bir lise türü oluşturulmalı ve bu liselerde Anadolu liselerinde var olan öğretim programı uygulanmalı.

Okullar arası başarı farklılıkları ve eşitsizlikler azaltılmalı. Kaynak dağılımı, öğretmen nitelik ve nicelik oranları, teknolojik altyapı dengelenmeli.

Sosyo-ekonomik dezavantajların çocukların gelişimi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için erken çocukluk eğitimi yaygınlaştırılmalı.

Yükseköğretim kontenjanı artırılmalı.

Liselerde alınan eğitim, yükseköğretim programları ile ilişkilendirilmeli ve bir lise bitirme/olgunluk sınavı getirilmeli.