Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Sanat Hülya Avşar'ın yaptığı doğru mu?

        KÜBRA PAR/ HABERTURK.COM

        kubrapar@haberturk.com

        https://twitter.com/ kubrapc

        49.Antalya Altın Portakal Film Festivali, yarışma filmlerinden çok jüri başkanı Hülya Avşar'ın yaptığı açıklamalar, daha doğrusu yaptığı gaflarla tartışılıyor.

        “Popüler filmleri destekliyorum”, “bazı filmlerde sıkıldım” gibi bir film festivalinin jüri başkanından duymaya alışık olmadığımız çıkışlar yapan Avşar, bugün de bir başka iddia ile gündeme oturdu.

        Festivalin yarışma filmleri arasında yer alan, Çağatay Tosun imzalı Derin Düşün-ce filminin ensest veya çocuk pornosu içerdiğine dair iddialar ortaya atılmıştı. Jüri başkanı Hülya Avşar'ın da filmin içeriğine kızarak, "bu film çocuk pornosu, festivalden kovdururum" dediği öne sürülmüştü.

        Bu olayın ardından sosyal medyada, Hülya Avşar'ın bu film için uzman görüşüne başvurduğuna dair iddialar ortaya atıldı. Bugün bir basın açıklaması yapan Avşar, iddiaları doğrulayarak, diğer jüri üyelerine danışmadan böyle bir girişimde bulunduğunu söyledi. “Söz konusu filmle ilgili daha net bir görüş edinmek için yaptığım bu girişim tümüyle bireyseldir ve jüri üyelerinin bilgisi dışında gerçekleşmiştir” diyen Avşar, bu konu yüzünden diğer jüri üyeleriyle aralarında tartışma yaşandığını da itiraf etti.

        Bir jüri başkanı, konusunu sakıncalı bulduğunu öne sürerek festivalde yarışan bir filmi “kovdurma” hakkına sahip midir? Hülya Avşar'ın Derin Düşün-ce filmini, diğer jüri üyelerinin haberi olmadan, psikologlara izlettirerek, uzman görüşü alması doğru mudur? Sinema yazarlarına sordum...

        “JÜRİ ÜYELİĞİ VE DENETLEME KURULU ÜYELİĞİ BİRBİRİYLE KARIŞTIRILMAMALI

        MEHMET AÇAR / GAZETE HABERTURK

        Hülya Avşar jüri başkanı olarak alışılmadık işler yapmayı sürdürüyor. Derin Düşünce’yi uzmanlar heyetine seyrettirmesi de görülmüş bir şey değil. Demek ki filmi festivalden attırmak istediği doğru. Ama anlaşılan diğer jüri üyeleriyle bu konuda bir anlaşmazlık yaşadı ve bu anlaşmazlığı uzmanların desteğini alarak aşmak istedi. Uzmanlar ne der bilemem. Ama burası filmlerin denetlenip sınıflandırıldığı bir yer değil. Filmlerin seyirciyle ilk kez kontak kurduğu ve tüm dünyada olduğu gibi sansürün uygulanmadığı bir film festivali. Bazı filmler festivallerde doğup büyük başarılara ulaşırlar bazıları da Derin Düşünce gibi çok yıprandığı için bir daha kendini toparlayamaz. Dağıtımcılar, televizyon kuruluşlarından yetkililer de zaten bu tepkileri takip etmek için festivalleri izler. Her şey doğal akışında ve çoğunlukla da Derin Düşünce’nin aleyhinde gelişirken Hülya Avşar’ın yeni bir hamle yapması anlaşılır gibi değil. Jüri üyeliği ve denetleme kurulu üyeliği birbiriyle karıştırılmamalı.

        "NAİF AMA AKILLICA BİR KARAR"

        ATİLLA DORSAY / SABAH

        Bu naif ama akıllıca bir karar. Hülya Avşar'ın genel kültürü, filmin ahlak çizgisinin hangi taraftan olduğunu kavramaya yetmiyorsa bir uzmana danışması gayet doğal. Bu bütün jüriye mal edilmişti. Hülya hanım çıktı, hayır bütün jürinin değil benim .... dedi, buna da saygı duymak gerek.

        ‘JÜRİNİN GÖRÜŞLERİ DIŞARI SIZMAMALI’

        KEREM AKÇA / HABERTURK.COM

        Hülya Avşar’ın ‘uzmanlar heyeti’nden neyi kastettiğini tam olarak anlamış değilim. Eğer tanıdığı psikologlara filmi izlettirip, sahneleri anlatıp fikir danıştıysa veya festivalin komitelerinden bir soruşturma istediyse bunu basına sızdırmaması gerekirdi. Bunun devamında film üzerine jüri üyeleriyle bir tartışma yaşandığını söylemesi ise daha şaşkınlık verici bir durum. Zira jürinin görüşleri içeride saklı kalmalı ve ödüllerden sonra açığa çıkmalı. Bu mahremiyet sağlanamıyorsa jüri etiğine çok uygun hareket edilmediğini söyleyebiliriz. Üstelik işin içinde “Derin Düşün-ce”nin yönetmeni Çağatay Tosun’un; ‘çocuk sağlığı’ adına filmin çekim sürecinde pedagoglarla çalıştığını, çocuk oyuncuya sadece senaryonun kendi kısmını verdiğini ve buraya da onu getirmeyip filmi izlemesini engellediğini basın toplantısında itiraf etmesi gibi bir durum varsa... Bu davranış ilerleyen dönemde hatırlanacaktır. Basın bildirisinden cımbızla çıkarılıp takdir edilecek tek cümle ise ‘jüri olarak sansüre karşıyız’.

        "HERHANGİ BİR SAKINCA YOK"

        YEŞİM TABAK / SABAH

        Jüri üyelerinin, yarışmadaki filmlerle ilgili merak ettikleri konuları kişisel olarak araştırmalarında herhangi bir sakınca yok. Avşar, verdiği ahlaki tepkinin konuyla ilgili bilgisizliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığını sorgulamak için böyle bir araştırmaya girişmiş olmalı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ