Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Sağlık 'Devlet testise para ödüyor ama memeye ödemiyor'

        Rahşan GÜLŞAN / HABERTÜRK

        Geçen hafta gazetemize manşet olan Opr. Dr. Ceyhun İrgil'in kadınların memeleriyle ilgili saptamaları çok tartışıldı. Çok sert eleştirdim sözlerini. Doktoru, Cüneyt Özdemir'in programında izleyince kendisine de söz hakkı vermek istedim. Çünkü hayata pek de oradan bakacak birine benzemiyordu. Atladım otomobile koştum Bursa'ya. Doktor beyin eşi Doç. Dr. Emel İrgil'le birlikte sohbet ettik. Ve şimdi söz Dr. Ceyhun İrgil'de

        ''Önce ben olayı anlatayım da bilin. Balıkesir'de plastik cerrahi hocası Doç. Dr. Betül Göze Ulusal, "Kadınları bilinçlendirme ve destek toplantısı yapacağız, destek verir misiniz?" dedi. Kendisi meme rekonstrüksüyonu yapan bir hoca. Ancak plastik cerrahlar meme kanseri tedavisi yapmadığı için birinin toplantıda önce meme kanserini anlatması lazım. Ben de kabul ettim, çünkü gönüllü olarak her türlü toplantıya gidiyorum. 25 yıllık doktorum ve 20 yıldır da meme kanseri üzerine çalışıyorum. 'Kanser amansız hastalık, kötü' filan diye anlatılıyor ya o yüzden biraz güleç bir tonda başlangıç yapıyorum. Hatta bis yaptıkları da olmuştur. Her zaman stand-up tarzında dinleyenleri güldürecek bir tonda anlatıyorum. ''

        - İlgiyi canlı tutmak için herhalde

        Evet, sonuçta anlattığınız konu kanser. İnsanlar uyuyakalıyor dinlerken. Bu tarzım yüzünden de çok çağrılırım ben. Bakın önüm dolu, 1 Aralık'ta CHP Kadın Kolları çağırmış, Oyak–Renault Kasım ayında rica etmiş. Porgramım dolu. Çünkü herkes birbirine bahsediyor hoca acayip güzel konuşuyor diye. Hatta o haber olan toplantı bitti, Anneler Derneği yetkilileri bir ay sonra tekrar gel diye rica ettiler.

        Düşünün o yüz kişi tepki göstermiyor doğru anlıyor ama sizler...

        - Peki doktor bey arkadaşımız yalan yanlış mı yazmış yani?

        Hayır, yalan yanlış değil. Algı yanlış. Zaten ertesi gün ben bunları demedim filan demedim. Ben sözümün arkasındaydım. Sözlerimin hepsinin arkasıdayım! Sizin yazınızdan da çok alındım.

        - Neden üzüldüğümü söyleyeyim; kadın memelerinin sadece süt vermek için yaratılmış bir organ gibi gösterilmesi çok can sıkıcı. Kadın hakları ne durumda biliyorsunuz.

        - Bravo. Ben de zaten tam tersini anlattım. Bakar mısınız.

        KORKUYA KARŞI ESPRİ

        Bu noktada Ceyhun Bey'in eşi devreye giriyor: "Devamını anlatırsan, yine yarım kaldı..."

        - Ha evet... Şimdi teknikten kaynaklanıyor. Sunarken başka oluyor yazıya geçince farklı görünüyor. Sunuşta önce memenin anatomisini filan anlatıyoruz. Şunları gösterdim, şu alınmış meme fotoğrafı çıkınca (Hastadan çıkarılmış meme yağ dokusu fotoğrafı) salonda herkesten "aaa" nidaları yükseldi. Dedim ki bakın bu çok komik, "Siz ne zannediyorsunuz, siz bunun dışını görüyorsunuz." Dışıyla konuşmuyoruz. Siz bütün yazar çizer dışını konuşuyorsunuz. Ama biz içini konuşuyoruz. Memenin içinde olan biziz.

        - Ben, Hülya Avşar 'mamografi sonrası memelerim sündü' dediğinde de eleştirmiştim. Kimsenin kadınları korkutmaya hakkı yok.

        Zaten biz korkutmamak için böyle espriler anlatıyoruz. Bunlar önemli değil, bu sadece bir yağ dokusundan ibarettir korkmayın diyoruz. Ama biz normal memeyi değil kanseri konuşuyoruz. Bu kuyruk yağı buradan çıktı. Sonra bu vakalar geldi. (Memesi korkunç deforme olmuş yaşlı bir kadın fotoğrafı gösteriyor) Mesela bu hasta kocası ameliyata izin vermediği için bu hale geldi. Diyarbakırlı bir aile. Başlangıçta bir santim tümör bulmuştuk. O gün o toplantıda beni dinlemiş olsaydın o kadar farklı bir şey yazardın ki. Kocasını ikna edemedim. Gitti bir de üzerine gebe kaldı. Bu halde geri geldi. Ben o toplantıda şunu söyledim. "Bu adamlar kazma. Kadınların ölümüne çoğunlukla onlar neden oluyor." Çünkü kadınlar meme kanseri konusunda daha bilinçli. Her sabah bir kadın programında bu konular konuşuluyor. Erkeklerin hiç haberi yok. Erkeklerin bakışı tamamen cinsel.

        KAVUNA BENZER, YAVAŞ OLGUNLAŞIR

        - Peki de "memeler kare olsaydı kadınlar erkekleri kandıramazdı" ne demek? Kadınlar erkekleri kandırır mı, erkekler bu kadar kontrolsüz varlıklar mı?

        - Rahşan, biz seninle aynı görüşteyiz ve ben de tam bunu anlatmak istiyorum. Benim dediğim şey örtündükten sonra geçerli değildir. Meme hep cinsel organ olarak algılanıyor. Evrende canlılar bile memeliler ve omurgalılar diye anlatılıyor. Beyinliler ve kalpliler diye sınıflandırılmıyor. Çünkü bir canlı memeliyse daha duyarlıdır, daha akıllıdır, sosyal ilişkileri vardır. İnsanlar sosyalize olana, dinler gelene ve ahlaki kurallar yerleşene kadar ilk çağda bu memelerin yuvarlak olması üreme özelliğidir dedim. Aslında ben orada Freud'un gözünden evrene bakışı açıkladım. Bütün evren üreme üzerine kurulu. O yüzden de bütün amaç karşı tarafı cezbetmektir. Hatta ben başka örnek de verdim o gün. Onu yazmamış arkadaşınız. Kavuna benzer, yavaş yavaş olgunlaşır...

        - Aman hocam yavaş, yavaş...

        Kendimi savunmak için anlatmıyorum bunu. Biri bunu anlasın. Türkiye'de bir kadın bu meme misyonuna sahip çıksa bu iş bitecek. Hayvan haklarına sahip çıkan sanatçılar var ama memeye sahip çıkan yok.

        - Vahide Gördüm bu konuda ciddi bir bilinç oluşturdu. O dönemde kadınlar mamografi ve ultrasonda kuyruk oldular.

        - Vahide Hanım da buraya geldi.

        - Ben bir yazar olarak bunu çok ciddiye alıyorum, koca memeli bir kadın olarak çok da korkuyorum. Ama meme sadece emzirmeye yarar yaklaşımı size insani geliyor mu?

        - Rahşan siz benden daha fazla hedefte olan bir insansınız. Siz de binlerce iftiraya uğrayacaksınız, başına bir sürü şey gelecek bakın ben yirmi yıldır bir şey demişim. İnsanlar sosyalize oldu, örtündü. Artık cinsel algı bitti diyorum. Artık memenin sosyal algısı başladı. (Yine hasta meme fotoğraflarını gösteriyor) bakın bu benim sunumum. Makromastiyi (Dev meme hastalığı) anlatıyorum. Hatta bunun masraflarının devlet tarafından karşılanmasını sağladım.

        - Burada sizin yaptığınız işin doğruluğunu veya eksikliğini değil de üslubunuzla ilgili konuşuyoruz. Üzgün müsünüz?

        - Ben tabii ki üzgünüm. Anlattıklarım yanlış aktarıldığı için üzgünüm.

        - Yani yanlış anlaşıldığınız için mi?

        - Aynen. Siz bir yerde konferans verseniz ben gidip bambaşka bir şey yazsam siz ne düşünürsünüz.

        Burada eşi devreye giriyor: "Ben bir şey söyleyebilir miyim burada sizin Ceyhun ile ilgili bu düşüncenizi değiştirmek için onun konferansına katılmalısınız."

        - Ben bu kavgayı niye veriyorum biliyor musunuz; Nilüfer, Vahide Hanım, İngiltere Kraliçesi hangi kalitede tedavi görüyorsa Ağrı'daki Fatma'nın da aynı standartlarda tedavi görmesi için.

        - Söylediğinizi çok iyi anlıyorum. Peki şunda uzlaşıyor muyuz: "Meme aynı zamanda bir cinsel organ mıdır?"

        - Tabii ki, önce emzirme sonra cinsel organdır.

        - Kadınların erkekleri kandırmaktan çok iki tarafın birlikte kandığı noktasında uzlaşıyor muyuz?

        - Evet. Mağara döneminde...

        - Bir dakika. Bizleri dellendiren bu sözleriniz oldu. Eğer burada uzlaşıyorsak diyalog kurmak daha kolay.

        - Ya Rahşan ben nasıl öyle düşünürüm. Bak ben burada bir gazetede yazı yazıyorum, daha bu olay olmadan bir hafta önceki yazımın başlığı "Kadın olmak zor, kadın yazar olmak daha zor" şeklinde.

        - Bunları yazan adamın bir kadın için hayli acıtıcı cümleleri sarf etmesinde tarz hatası mı var acaba?

        - Hayır. Mesela 65 yaşında meme bir cinsel organ değil.

        ADAM GÖRMEDİĞİ ŞEYİ İSTİYOR

        - Tüm kadınlar da 65 yaşında değil. Bu yaş cinsel yaşamın sonu da değil ama.

        - Meme kanseri de en çok 50 yaşından sonra görülüyor. Meme kanserinde hayırsızlığın hayrı diyorum, bakın böyle bir slaydım var. Ameliyat öncesi böyle olan meme, sonrasında böyle oluyor (Yaşlı bir hastada ameliyat öncesi sarkık olan bir memenin sonrasında toparlanmış fotoğrafını gösteriyor.) Memesi alınan kadınlarda sosyolojik, psikolojik sorunlar oluşturuyoruz. Türkiye'de iki ekol var siz onların ekmeğine yağ sürdünüz; "Yahu kardeşim memeyi ne yapacakmış, alalım gitsin." Bu nedenle erkeğin tüm protezleri ödendiği halde kadınınki ödenmiyor.

        Geçen sene Vahide Hanımla birlikte kadın protezlerinin ödenmesi için kampanya başlattık. Erkeğin şurası kesilse malulen emekli oluyor. Kadının koca memesini al... Bir grup tutucu hekim kadın bu yaştan sonra memeyi ne yapacak mantığında, ben öyle değilim. Biz kadının eşinin bile sözünü dinlemiyoruz bu karar verilirken.

        Bakın size çok komik bir şey göstereyim. (Minik bir poşette şeffaf bir şey çıkarıyor.) Bu bir testis protezi. Sağlık yasaları o kadar erkeksi bir yaklaşım içinde ki, erkeklerin her şeyi için çözüm var ama gariban Anadolu kadını için yok. Adam hayatı boyunca görmediği ellemediği bir şeyin yerine konmasını istiyor, bir kadın için bütünlük, elbisesini giydiğinde gördüğü organı yerine konmuyor. Meme, doktorun koparıp alabileceği bir şey değildir. Kadının malıdır.

        - Peki Ceyhun bey sizden bunları duymak güzel. Karşılıklı olarak derdimizi anlatabildiğimize sevindim.

        Ben papanın kente gelip burada genelev var mı dediği fıkra gibi oldum. Hikayenin yarısı anlatılınca böyle gelişti olaylar. Ama şunu da söylemeliyim bunların hiç önemi yok. Yine de tek bir kadına meme kanseri ile ilgili farkındalık anlamında ulaşabildiysem yine de bana yeter.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ