Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik Türkiye, ölümlü asansör kazalarında da Avrupa’da ilk sırada yer alıyor. Peki asansöre binelim mi, binmeyelim mi? Türkiye, ölümlü asansör kazalarında da Avrupa’da ilk sırada yer alıyor. Peki asansöre binelim mi, binmeyelim mi?

        Serkan AKKOÇ/ HT GAZETE

        İSTANBUL Mecidiyeköy’de 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan inşaat asansöründeki kaza, binalarda ve işyerlerinde kullandığımız asansörlerin ne kadar güvenli olduğu konusunu da gündeme getirdi. Konunun uzmanları, asansör korkusunun yaygın olduğu ülkemizde güvenliğe gerektiği kadar dikkat edilmediğini vurguladı. Hazırlanan raporlar Türkiye’deki asansörlerin yüzde 70’inin kullanıma uygun olmadığını gösterirken; Türkiye, ölümlü asansör kazalarında da Avrupa’da ilk sırada yer alıyor. Peki asansöre binelim mi, binmeyelim mi? Türkiye’nin asansör gerçeğini uzmanlar şöyle açıkladı...

        ‘% 70’i kullanıma uygun değil’

        Mak. Müh. Odası İst. Yön. Kur. Sekreteri Cenk CİHANGİR: MAKİNA Mühendisleri Odası olarak Nisan 2014’te hazırladığımız rapora göre Türkiye’deki asansörlerin yüzde 70’i kullanıma uygun değil. 2012’ye kadar bu oran yüzde 92 idi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca, 1 Ocak 2012 tarihi itibarıyla “Asansör Bakım İşletme Yönetmeliği” yürürlüğe sokuldu. Bu yönetmeliğe göre konutlardaki ya da işyerlerindeki insan asansörlerinin yılda bir kere TÜRKAK’tan akredite A tipi muayene kuruluşları tarafından denetlenmesi gerekiyor. Bu denetim mekanizmasını oluşturması için de yerel yönetimlere, belediyelere yetki verildi. Belediyelerin akredite bir kurumla sözleşme imzalaması ve bu kurumun da o ilçe sınırlarındaki bütün asansörlerin denetimini yapması gerekiyor. Bina yöneticileri ya da sahiplerinin aylık bakımlarla birlikte bu denetimi yaptırmaları zorunlu. Ancak bu denetim mekanizmasının hâlâ işlerliği sağlanamadı. Belediyeler bu konuda yeterince duyarlılık göstermedi. Yönetmelik gereği yapılan denetimler sonrasında asansöre üç çeşit etiket yapıştırılıyor. Kullanılması can ve mal güvenliği açısından kesinlikle sakıncalı olan asansörlere “kırmızı”, eksiklikleri tespit edilen, düzeltildikten sonra kullanılabilecek asansörlere “sarı”, kullanılmasında sakınca olmayan asansörlere de “yeşil” etiket yapıştırılıyor. Yeşil etiket yoksa asansörü hiçbir canlının kullanmaması gerekiyor.

        ‘Güvenlik uçaktan daha yüksektir’

        Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayii Derneği Makine Mühendisi Oğuzhan BULGURLUOĞLU: ASANSÖR, güvenlik standartları çok yüksek tasarlanmış bir makinedir. Asansör, doğru firma seçilip doğru bakım yaptırıldığı sürece otomobilden, uçaktan bile daha güvenli tasarlanmış bir makinedir. İyi tasarlandığında, mühendisliği doğru yapıldığında, montajı doğru yapıldığında son derece güvenli bir üründür. Türkiye’de asansör üretimi için belirlenmiş Avrupa’da da geçerli olan yönetmelikler ve standartlar vardır. Asansör üretiminde CE işaretlemesi zorunludur. Ancak merdivenaltı firmaların çok olması ve işverenin fiyatlardan dolayı bunlara yönelmesi güvenlik sıkıntılarını da gündeme getiriyor. Türkiye’de yüzde 15-20 oranında merdivenaltı asansör üreticisi bulunuyor. Tasarım ve işin doğru yapılması ve kurulması kadar arkasından gelecek bakım ve işletme de çok önemli. Asansörlerin ilerleyen yıllarda yanlış işletme, yanlış bakım ya da bakımsızlıktan kurulduğu zamandaki fonksiyonlarını taşımadığı görülebiliyor. Asansörlerin ayda bir mutlaka yetkili firmalara bakımının yaptırılması gerekiyor. Buradaki sorumluluk bina yöneticileri ya da sahibine ait.

        ‘Ölümlü asansör kazalarında birinciyiz’

        Kemerburgaz Ün. İş Sağ. Güv. Uzm. Yrd. Doç. Dr. Fahri ERENEL: AVRUPA’da ölümlü asansör kazalarının yüzde 70’i Türkiye’de gerçekleşiyor. Yılda ortalama 200 kazanın tespit edildiği ülkemizde bu kazaların yaklaşık yüzde 20’si can kaybı ile sonuçlanıyor. Türk Standartları Enstitüsü’nün 21 ilde yaptığı çalışma asansörlerin işletme ve bakımları üzerine önemle eğilmemiz gerektiğini gösteriyor. Denetimi yapılan 20 bin 105 asansörün 14 bin 72’si, yani 70’i kullanılamaz, yüzde 13’üne denk gelen 2 bin 749’u ise gerekli bakımdan geçtikten sonra çalıştırılabilecek durumda. Nüfusumuzun yaklaşık yüzde 70’inin günde ortalama 5 kez kullandığı asansörlerden sadece yüzde 16’sının güvenli çıkması, içinde bulunduğumuz riski açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Akretide olmuş A tipi muayene kuruluşu tarafında kontrolü yapılan asansörlere, durumuna göre kırmızı, sarı ve yeşil etiketler takılmaktadır. Türkiye Makina Mühendisleri Odası tespitleri de durumun vahametini tescil eder niteliktedir. Son 3 aya ait kontroller sonucu asansörlerin yüzde 73’ü kırmızı, yüzde 5’i sarı, yüzde 22’si ise yeşil etiket almıştır. Herhangi bir olayın meydana gelmesi halinde ilk hesap sorulacak olan yöneticiler olacaktır

        ‘Korkuyoruz ama tedbir almıyoruz’

        Psikiyatr Uzm. Dr. Tanju SÜRMELİ: ÜLKEMİZDE asansör korkusu azımsanmayacak kadar sık rastlanan bir vakadır. Bu korkulara biz basit korkular diyoruz. Asansör, yükseklik korkusu bunların içinde sayılabilir. Bu tür ölümcül kazalar bu korkuları tetikliyor. Kapalı yerde kalmak istemezler; “Kapı açılmayacak”, “Aşağı düşeceğim” korkusu yaşarlar. Bunların büyük bir kısmı küçük çapta da olsa tecrübe edilmiş olaylardır. Böyle sıkıntıları çocuklardan tutun büyüklere kadar herkeste görmek mümkün. Asansör korkusu için iyi çalışan yöntemlerden bir tanesi “EEG Bio Feed Back” denilen yöntemle amigdalaya ulaşılıp oradaki kayıtlar yerine yeni kayıt oluşturulmasını sağlayıp eski kayıtların kullanılmasını engellemektir. Korkularımıza rağmen güvenlik tedbiri almak konusundaki eksikliğimizin yarattığı çelişki kolay açıklanabilecek bir durum değildir. Bu kaza sayesinde işçi ve insan güvenliğiyle ilgili önlemlerin alınması gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmıştır.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ