Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Enfeksiyon ve Salgın Astım ve kronik bronşitliler için en tehlikeli mevsim, astım hastalığı, bronşit hastalığı, hava kirliliği, alerji, grip, soğuk algınlığı, grip tedavisi, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Bülent Yardımcı,, Ceyda ERENOĞLU

        Ceyda ERENOĞLU / HT GAZETE

        Havaların soğumasıyla birlikte sağlık problemlerimiz de gün yüzüne çıkmaya başladı. Hava değişiminin beraberinde getirdiği beslenme değişikliği bile hastalıklara davetiye çıkarıyor. Sonbaharın, astım ve kronik bronşitliler için en tehlikeli mevsim olduğuna dikkat çekiliyor.

        Çoğumuzun tatil mevsimi olarak düşündüğü ve çalışma tempomuzun düştüğü yaz mevsimini bitirerek iş ve eğitim hayatımıza geri döndük. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Bülent Yardımcı, “Sonbahar ve kış döneminin sağlıklı şekilde geçirilmesi için şimdiden bazı önlemler almak gerekiyor” diyor.

        Bu mevsimde hastalıkların artma nedeninin havanın soğuması ve güneşten yeteri kadar faydalanılamaması olduğu belirtiliyor. Özellikle mevsim dönümlerinde gece gündüz arası meydana gelen yüksek ısı farkları ile havadaki elektriğin değişmesi kişileri olumsuz yönde etkileyebiliyor.

        HAVA KİRLİLİĞİNE DİKKAT!

        Cilt ve ağız ile burun içini döşeyen ve ‘mukoza’ adı verilen dokuların soğuk nedeniyle kuruması, koruyucu mekanizmaların iyi çalışmamasına, alerjik reaksiyonların artmasına ve mikropların vücudumuza kolayca girmesine neden oluyor. Yaşamın açık havadan kapalı ve sıkışık mekânlara kayması da hastalıkların bulaşma olasılığını artırıyor.

        Hava kirliliğinin artması birçok hastalığa davetiye çıkarırken, beslenme şeklimizin değişmesi diğer bir risk faktörü olarak görülüyor. Yaz aylarında meyve sebze bolluğu nedeniyle daha hafif ve sağlıklı beslenirken, sonbahardan itibaren ise daha ağır bir beslenme tarzını benimsediğimiz için hareketliliğimizde azalma görülüyor.

        ALERJİK REAKSİYONLAR OLUŞUYOR

        Bu dönemde ilk olarak solunum yolu hastalıklarında artış görülüyor. Soğuk algınlığı, farenjit, bademcik iltihabı, grip, sinüzit, kulak iltihapları, bronşit ve zatürree bu grupta yer alıyor. Sonbaharda soğuk, rüzgâr ve hava kirliliğinin artmasına bağlı alerjik reaksiyonlarla daha sık karşılaşılıyor. Yine bu dönemde; hipertansiyon, kalp ve şeker hastalığı gibi kronik hastalıkların kontrolden çıkma eğiliminde olduğu belirtiliyor.

        Sonbahar; astım ve kronik bronşit hastaları için de en tehlikeli mevsim olarak dikkat çekiyor. Bunun nedeninin hastalık ataklarının en çok bu mevsimde görülmesi olduğu belirtiliyor. İdrar yolu enfeksiyonları sıklığı da sonbaharda artış gösteriyor.

        SPORA MUTLAKA VAKİT AYIRIN

        Günlerin kısalması çoğumuzun eve kapanmasına neden oluyor. Bu noktada yetişkinlerin günlerini iyi planlamaları ve spora mutlaka zaman ayırmaları gerekiyor. Sabah biraz daha erken kalkarak, hava karardığında ise sıkı giyinerek yapılacak yaklaşık 30-45 dakikalık yürüyüş, sağlık açısından çok önemli görülüyor. Spor yapmanın gücümüzü dolayısıyla da sağlığımızı artırarak yorgunluğumuzu azalttığı belirtiliyor.

        Kış mevsiminde sebze ve meyve tüketiminin azaldığı görülüyor. Bu durumun tersine çevrilmesi, yoğun yağ ve şeker içeren gıdaların tüketiminden kaçınılması gerekiyor. Balık mevsiminin başlaması ise avantaj olarak görülüyor. Dr. Bülent Yardımcı, “Kronik hastalığı olan kişiler kış aylarına girerken mutlaka genel kontrollerini yaptırmalı ve doktor kontrollerini sıklaştırmalı” diyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:

        “Bu kişiler öneriler doğrultusunda grip veya pnömokok aşısı yaptırmalıdır. Ayrıca bu kişilerin yaşadıkları ortamın ısısını iyi ayarlanmaları ve havanın aşırı kuru olmasını engellemeleri gerekir. Kirli, kapalı ve soğuk ortamlarda uzun süre kalınmamalıdır. Enfeksiyonu olan kişilerle yakın temastan kaçınılmalı ve hava sıcaklığına uygun kıyafetler giymeye özen gösterilmelidir.”

        Sorununuz farenjit mi?

        Farenjit boğaz, tonsillit ise bademciklerin iltihabı anlamına geliyor. Sorunda birçok mikrop etken olabiliyor. En sık görülen etkenin ‘A Grubu Beta Hemolitik Streptokok’ türü bakteriler olduğu ve bunların tedavi edilmeyen bazı hastalarda, ‘akut romatizmal ateş’ denilen hastalığa yol açabildiği belirtiliyor. Bu sorunda; ateş, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü, boğazda gıcıklanma hissi ve vücut ağrıları oluşabiliyor. Tedavide çoğunlukla antibiyotik, ağrı kesici ve diğer destekleyici tedaviler uygulanıyor.

        DİĞER SOLUNUM YOLU HASTALIKLARI

        Akut sinüzit: Kafatasında bulunan ve sinüs adı verilen kemik boşluklarının iltihabı olan bu hastalık; burun tıkanıklığı, baş ağrısı, ateş, geniz akıntısı gibi belirtiler veriyor. Kronikleşme olasılığı var.

        Otitis media: Orta kulak iltihabı olarak tanımlanıyor. Çoğunlukla şiddetli boğaz iltihaplarından sonra gelişiyor. Kulak ağrısı, ateş ve genel durum bozukluğuyla seyredebiliyor.

        Akut larenjit: Ses tellerinin olduğu gırtlak kısmının iltihaplanması anlamına geliyor. Boğaz ağrısı ve ateş gibi belirtilerin yanında ses kısıklığıyla seyrediyor.

        Akut bronşit: Bronşların iltihabı olarak tanımlanıyor. Öksürük, balgam, ateş, nefes darlığı gibi belirtilerle seyrediyor.

        Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin yeri yok

        Soğuk algınlığı virüs denilen çok küçük mikroplarla oluşan ve en sık görülen kış hastalığı olarak tanımlanıyor. Bu hastalığa yaklaşık 200 çeşit virüs neden oluyor. Nezle de bu grupta yer alıyor. Hastalık belirtileri mikrop vücuda girdikten birkaç gün sonra başlıyor. Burun akıntısı, boğaz ağrısı, koku ve tat duyumunun azalması ile hafif ateş en sık görülen belirtiler arasında bulunuyor. Hastalık solunum yoluyla bulaşıyor. Gözden kaçan en önemli bulaşma yolunun kirli eller olduğu belirtilirken, mikrop eşyalara temas sonucu da bulaşıyor. Bazıları ise hastalığı kirli ellerini ağız veya burunlarına götürerek alıyor.

        Hastalıktan korunmanın en kolay yolunun el temizliğine dikkat etmek, hastalıklı kişilerin olduğu kapalı ortamlardan ve yakın temastan kaçınmak ve soğuğa karşı kişisel önlemler almak olduğu belirtiliyor. Tedavide antibiyotiğin yeri bulunmuyor ve bunun nedeninin antibiyotiklerin virüsleri öldürmemesi olduğuna dikkat çekiliyor. Hastalar istirahat, ağrı kesiciler, vitamin desteği, bazı soğuk algınlığı ilaçları ile ortalama bir hafta içerisinde iyileşiyor.

        Grip tedavisi doktor takibinde uygulanmalı

        Grip çoğunlukla soğuk algınlığı ile karıştırılsa da çok daha ciddi bir tablo olduğuna dikkat çekiliyor. Ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, titreme ve vücut ağrıları oluşuyor. En iyi korunma yolunun her yıl grip aşısı olmak olduğuna dikkat çekiliyor. Hastalığın tedavisinde özel virüs ilaçları ve destekleyici tedaviler uygulanıyor. Tedavinin daha ciddi şekilde, yakın doktor kontrolünde uygulanması gerekiyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ