Stres kanseri tetikliyor

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Mutlu Demiray, stresin kişide birçok hastalığa neden olduğunu söyledi.

Stres artığında ve kişi sinirlendiğinde vücutta değişiklikler meydana geldiğini belirten Demiray, şöyle konuştu:

Vücut kokusunu önlemenin yolları!

Çevreyi oldukça rahatsız eden bu ter kokusu eğer kişisel bakıma dikkat edildiği halde ortaya çıkıyorsa bir tür hastalık. Tıp dilindeki adı ise Bromhidrosis. İşte, ter kokusunu önlemenin yolları...

Özellikle ıspanak, pazı, lahana, maydonoz gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler tüketin.

Bu sebzeler klorofil yönünden zengin olduğu için vücudun koku giderici etkisini artırır. -

Lokal antibiyotik içeren kremler ve antiseptik sabun kullanımı bakterilerin çoğalmasını sınırlayarak faydalı olabilir.

Özellikle pamuklu giysiler tercih etmelisiniz. Naylon giysiler bakteriler için gereken ortamı hazırlıyor, terin uzaklaşmasını engelliyor.

Sık sık yıkanmalısınız. Terinizin kokuya dönüşmemesi için en etkili yol su. Ayrıca bol bol su içmelisiniz.

Kıyafetlerinizin temizliğine büyük özen göstermelisiniz. Her zaman yeni yıkanmış kıyafetler giyerseniz ter kokusu azalacaktır.

Tüm bunlardan hiçbir sonuç alamıyorsanız, mutlaka tedavi için doktorunuza başvurun.

Çünkü bu kötü koku hem çevrenizi hem de sizin sosyal ve psikolojik durumunuzu kötü yönde etkiler.

Kaynak: Mynet Kadın

Çoğunlukla bireysel yöntemlerle çözüm bulunamayan, hatta kişinin kendisini de rahatsız eden ağız kokusu, psikolojik nedenlerle ortaya çıkabiliyor

Uzmanlar, birçok hastalıkta etken olduğu belirtilen stresin ağız kokusu yaptığını kaydediyor.

Dt. Aslı Tapan, ağız kokusu ve tedavisi hakkında bilgi verdi.

Ağız kokusu fizyolojik, patolojik ve psikolojik - olmak üzere üç nedenden kaynaklanmaktadır

Stres altındaki bireylerde, tükürük akımındaki azalmayla beraber dolaylı olarak halitozis ortaya çıkabilmektedir. Stres, vücut sağlığını - etkilediği gibi ağız ve diş sağlığını da olumsuz etkileyebilmektedir." ifadelerini kullandı.

Kötü ağız hijyenine sahip kimselerde bakteri sayısının arttığını ifade eden Tapan, "Beslenme şeklinin de fizyolojik tipteki ağız kokusunda etkili olduğunu söyledi

Aslı Tapan, ağız kokusu nedenlerini ise şöyle sıraladı:

Patolojik tipteki ağız kokusu; genellikle ağız-yutak hastalıkları ve çeşitli sistemik hastalıklarla ortaya çıkmaktadır

Ağız kaynaklı ağız kokusu; çoğunlukla diş eti - Hastalıkları, diş çürüğü, ağızdaki eski dolgu ve kaplamaların altındaki çürüklerden kaynaklanmaktadır

Aslı Tapan, ağız kokusunu engelleme yöntemlerini ise şöyle sıraladı:

Tam bir ağız muayenesi yaptırılmalıdır. Koku testleri ile uçucu sülfür gazları ve halitozis hastalığının boyutları tespit edilir. Diş, diş eti problemleriyle diğer patolojik nedenlerin - tedavisi yapılmalıdır

Ağız enfeksiyonları yok edilmeli; gömülü ve sorunlu dişler çekilmelidir.

Ağız kuruluğunu önlemek için gün boyu su içilmelidir.

Su içeriği bol olan sebze (domates, kereviz, pırasa) ve meyveler tüketilmelidir

Alkol ve sigara mutlaka bırakılmalıdır

Sarımsak, soğan ve baharattan kaçınılmalıdır ya da bu gıdalar pişirerek tüketilmelidir

"Bunların en önemlilerinden bir tanesi de hücrelerin duvarlarındaki enerjinin artışıdır. Hücre duvarındaki elektriksel enerjinin artması hücrelere zarar vermektedir. Uzun süre stres ve yüksek dozda sinire maruz kalındığında elektriksel enerji vücudumuzda birikir. Bu biriken enerjiyi hızla vücudunuzdan uzaklaştırmak zorundasınız. Enerji vücudunuzda kaldıkça hücrelerinize ve size zarar verir."

Mısır stresi azaltıyor

Mısır B1, B3, B5, C, patotonik asit vitamini, folat, niasin vitaminini ile fosfor ve magnezyum mineralleri içerir, akciğer kanseri riskini azaltır, kolon kanserini önler

Yüksek kolesterolü düşürür

İshali önler

Bağırsak ve karaciğer fonksiyonlarını iyileştirir

Kan şekeri ve insülinin düşürülmesini sağlar

Kalp krizi ve felç riskini azaltır

Stresi azaltır enerji verir, hafızayı güçlendirir

Cildi güzelleştirir, sıkılaşmasını sağlar

Tavuk: Vücudumuz serotonin ve dopamin gibi mutluluk hormonları üretmek için B6 vitaminine ihtiyacı vardır. Bu vitamini tavuk yiyerek karşılayabiliriz.

Elma: Elma B vitamini, potasyum ve fosfor açısından zengin bir meyvedir

Bal: Balda bulunan doğal şeker, depresyon duygusuyla savaşmada etkilidir

Balık Yağı: Depresyonla mücadele etmek için günlük diyetinize 1 adet balık yağı hapı ekleyin

Kakule: Kakule vücudunuza detoks uygular, hücrelerinizi gençleştirir, ruh halinizi tedavi ederek sizi depresyondan kurtarır

Kaju: C vitamini yönünden zengin olan kaju sinir sisteminine olumlu sinyaller gönderir

Safran: Safran içeriğindeki yüksek miktarda karotenoid ve B vitamini ile, serotonin oranını yükselterek mutluluk hormonu salgılar

Sarı Kantaron: Sarı kantaron orta ve hafif şiddette depresyonu tedavi edebilmesi ile bilinen popüler bir yöntemdir

Demiray, kişi ne kadar sağlıklı ve mutlu olursa hücrelerinin de o kadar sağlıklı olacağını aktardı. Strese maruz kalınan zamanlarda, kişinin hayatıyla ilgili olumlu, güzel düşüncelere odaklanması, sevilen insanların akla getirilmesinin önemli olduğunu ifade eden Demiray, şöyle konuştu:

"Stres ve sinir insan vücudunda negatif etkili enerjiyi ve hücresel düzeyde transmembran enerjiyi arttırır. Zamanla hücreler zarar görmeye başlar. Kanserli hücrelerle normal hücreler arasındaki en önemli farklılıklardan biri hücre duvarlarındaki enerjinin farklılığıdır. Kanser hücreleri, normal hücrelerden 7 - 8 kat daha fazla hücre duvarı enerjisine sahiptir. Her stres durumu yaşadığınızda ve sinirlendiğinizde hücreler, kanser hücrelerine benzer özelliklere sahip oluyor. Hücrelerdeki enerjinin normale dönmesi için çıplak ayakla toprağa temas edip vücudunuzdaki enerjiyi boşaltırsanız rahatlamaya başlarsınız."

Dudak uçuklatan gerçek: Stres

1-Virüs içeri sızar: - Bilinenin aksine, grip virüsü uçuğa yol açmaz. Suçlamanız gereken virüs ise herpes simpleks (HSV-1)'tir. -

Hayatınızın bir noktasında, enfeksiyon kapmış birini öperek bu virüsü vücudunuza davet etmiş olabilirsiniz. -

Çünkü dudaklarınızdaki mukoza tabakası hemen her şeyi kolayca içeri buyur eder.

2-Hücrelerinizi ele geçirir: Herpes virüsü geçiş biletini aldığı an, deri hücrelerinize giriş yapar.

Hücre çekirdeğine yerleşir ve DNA'sını kopyalayıp ele geçirir.

Böylelikle virüsün çok daha fazla hücreye yerleşmesini, yayılmasını amaçlar.

Sinir uçlarınıza etki eder ve trigeminal sinirin (ganglion) köküne inerek burda saklanır.

3-Antikorlar saldırır: Vücudunuz saldırı altında olduğunu anlar.

Etki altındaki hücreler, lenfosit denen akyuvarları mobilize eden lenf düğümlerini uyarır ve virüse karşı kimyasal bir saldırı başlatır. -

Fakat bu şartlar altında lenfositler virüsleri yok etmezler, yalnızca önüne geçer ve durdururlar.

4-Stres sizi bitirir: Yoğun stres altında olduğunuzda, vücudunuzda bir çeşit "dövüş ya da kaç" hormonu olan kortizol seviyesi yükselir. -

Patronunuzla başa çıkabilmek ya da sevgilinizle kavgadan kaçmak için buna ihtiyacınız vardır.

Fakat bağışıklık sisteminizi çok ama çok yorar. -

Neticede yorgun düşmüş lenfosit ordunuz virüse muhafızlık yapmaktan öteye geçemez. -

5-Dudağınızda çiçek açar: Etrafının sarıldığını anlayan virüs, olay mahallini terk etmeye karar verir. -

Gerisin geri hareket etmeye başlar ve giderayak deri hücrelerinize taciz saldırılarında bulunur.

Dudağınızda tuhaf bir şişme hissedersiniz. Bir de bakmışsınız ki uçuk çıkmış.

Bağışıklık sisteminizin virüsü tekrar hapsetmesi 10-14 gün alır. (Men's Health)

2030 YILINDA 26 MİLYON KANSER VAKASI BEKLENİYOR

Demiray, stres ve öfkenin kanser oranlarını artırmada önemli bir etken olduğunu dile getirdi ve Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre 2030 yılında 26 milyon insana kanser teşhisi konulacağının tahmin edildiğini söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü'nün kanserdeki artış nedenlerini ağırlıklı olarak, dış faktörlere, yaşlı nüfusun artmasına, tütün kullanımına ve artan obezite sorununa bağlandığını dile getiren Demiray, şunları kaydetti:

"Bu amaçla erken teşhise ve kanseri önlemeye yönelik daha fazla finansal kaynak ayrılması gerekiyor. Türkiye'de de kanser oranları yüksek şekilde seyrediyor. Ülkemizde her yıl 200 - 250 bin yeni kanser vakası çıkmakta. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre ise her 4 aileden biri kanser ile tanışacak."

AA