BM: Genç Türkler cinselliği yeterince bilmiyor

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından her yıl yayımlanan “Dünya Nüfusunun Durumu Raporu”, bu sene 19 milyonu Türkiye’de olan dünya üzerindeki toplam 1.8 milyar gence odaklandı. Rapora göre dünya nüfusunun yüzde 25’i, 10-24 yaş arasında. Gençlerin yüzde 90’ı az gelişmiş ülkelerde yaşıyor. Dünyada 500 milyondan fazla genç 2 doların altında çalışıyor. Dünya genelinde her gün 18 yaş altı 39 bin çocuk gelin oluyor. Gelişmekte olan ülkelerde gençlerin yüzde 60’ının işsiz olduğu tespit edildi. Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG), UNFPA’nın raporu için Türkiye verilerine katkıda bulundu. Rapora göre Türkiye 76.6 milyonluk nüfusunun dörtte birini oluşturan gençlerle (19 milyon kişi) Avrupa’nın en genç nüfuslu ülkesi.

En mutlu ilimiz Karadeniz'den çıktı!

Türkiye'de mutlu olduğunu beyan edenlerin oranı yüzde 59 oldu. 'En mutlu il' Sinop, 'en mutsuz il' ise Tunceli oldu.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "İl Düzeyinde Yaşam Memnuniyeti, 2013" araştırması sonuçlarını açıkladı. Buna göre, mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı 2013'te yüzde 59 olarak tahmin edildi.

Mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranının en yüksek olduğu il yüzde 77,7 ile Sinop oldu.

Sinop'u sırasıyla yüzde 76,4 ile Afyonkarahisar ve yüzde 75,9 ile Bayburt takip etti.

Mutlu olduğunu beyan eden birey oranının en düşük olduğu il ise yüzde 42 ile Tunceli oldu.

EVLİLER DAHA MUTLU - Evli bireylerin, evli olmayanlara göre daha mutlu olduğu görüldü. Evli bireylerin mutluluk oranının en yüksek olduğu il yüzde 80,5 ile Sinop, en düşük olduğu il ise yüzde 43,2 ile Tunceli oldu.

AİLELER DE MUTLULUK VERDİ - Türkiye'de kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı yüzde 73 olarak hesaplandı. Bu oranın en yüksek olduğu il yüzde 83,6 ile Karaman...

...en düşük olduğu il yüzde 59,7 ile Muş oldu.

Kendilerini en çok sağlıklı olmanın mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı yüzde 68 olurken, bu oranın en yüksek olduğu ilin yüzde 84,3 ile Afyonkarahisar...

...en düşük olduğu ilin ise yüzde 52,7 ile Mardin olduğu gözlendi.

BALIKESİR GELECEKTEN UMUTLU - Kendi geleceklerinden umutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranının en yüksek olduğu il yüzde 86 ile Balıkesir oldu.

Balıkesir'i yüzde 85,8 ile Isparta ve yüzde 85,5 ile Bolu izledi.

Bu oranın en düşük olduğu 3 il ise yüzde 64 ile Diyarbakır, yüzde 67,2 ile Tunceli ve yüzde 69,6 ile Düzce olarak tespit edildi.

Sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranının en yüksek olduğu il yüzde 89,1 ile Isparta, en düşük olduğu il yüzde 54,6 ile Hakkari oldu.

Türkiye genelinde asayiş hizmetlerinden memnuniyet oranı yüzde 79,4 olurken, memnuniyetin en yüksek olduğu ilin yüzde 94,9 ile Artvin, en düşük olduğu ilin ise yüzde 58,9 ile Şırnak olduğu görüldü.

Ulaştırma hizmetlerinden memnuniyetin en yüksek olduğu il yüzde 94,2 ile Afyonkarahisar oldu.

Bu oranın en düşük olduğu ilin ise yüzde 50,2 ile Hakkari olduğu tespit edildi.

Sosyal Güvenlik Kurumu hizmetlerinden memnuniyetin en yüksek olduğu il yüzde 89,5 ile Uşak, en düşük olduğu il ise yüzde 34,8 ile Şırnak olduğu belirlendi.

Adli hizmetlerden memnuniyet oranının en yüksek olduğu il yüzde 84,5 ile Kahramanmaraş, en düşük olduğu ilin ise yüzde 28,8 ile Burdur olduğu kaydedildi.

Belediyelerin "çöp ve çevresel atık toplama" hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 73,3 olarak hesaplanırken, bu oranının en yüksek olduğu il yüzde 86,5 ile Eskişehir, en düşük olduğu il ise yüzde 33,1 ile Iğdır oldu.

Kanalizasyon hizmetlerinden memnuniyet oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 82,6 ile Kastamonu, en düşük olduğu ilin ise yüzde 28,8 ile Hakkari olduğu görüldü.

Şebeke suyu hizmetlerinden memnuniyet oranının en yüksek olduğu il yüzde 86,8 ile İstanbul oldu. Bu oranın en düşük olduğu il ise yüzde 30,6 ile Hakkari olduğu tespit edildi. -

Belediyelerin "toplu taşıma" hizmetlerinden en memnun il yüzde 78,8 ile Karaman, memnuniyetin en düşük olduğu il ise yüzde 23,5 ile Hakkari oldu.

Yol/kaldırım yapımı hizmetlerinde memnuniyet oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 76,1 ile Kastamonu ve Manisa olduğu görüldü. Bu oranın en düşük olduğu ilin ise yüzde 21,4 ile Kilis olduğu kaydedildi.

"yeşil alan yaratma" hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 82,3 ile Kastamonu, en düşük olduğu ilin ise yüzde 22,5 ile Batman olduğu tespit edildi.

Belediyelerin "hasta ve yoksullara yönelik" hizmetlerinde, memnuniyet oranının en yüksek olduğu ilin yüzde 73,4 ile Manisa, en düşük olduğu ilin ise yüzde 15,3 ile Siirt olduğu belirlendi.

Türkiye'de Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin birey yaşamına olumlu etkisinin olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 37,1 olarak hesaplanırken, söz konusu oranın en yüksek olduğu il yüzde 75,9 ile Hakkari, en düşük olduğu ile ise yüzde 18,1 ile Burdur oldu.

AB üyeliği için referandum yapılması durumunda üyelik yönünde oy vereceğini belirtenlerin en yüksek olduğu il yüzde 78,1 ile Hakkari, en düşük olduğu il ise yüzde 23 ile Şırnak olarak tespit edildi. -

Evlilik

- Genç nüfusun yüzde 14.2’si evli (erkekler: % 5.5’i kadınlar: % 23.2)

- Genç erkeklerin yüzde 53.1’i, genç kadınların ise yüzde 35.3’ü evliliğin ilk yılında boşandı.

- Son 12 ay içinde eşinden/birlikte yaşadığı kişiden fiziksel/cinsel şiddet görmüş genç kadın oranı yüzde 21.3

Evlilik öncesi geri sayım

6 ay kala

Makyaj provanızı öne alın

Genellikle en sona bırakılan adımı en başa alın ve güvendiğiniz bir makyaj uzmanının yolunu tutun.

Bir profesyonel tarafından uygulanan ve tüm hatları ortaya çıkaran makyaj, yüzünüzü daha iyi tanımanıza yardımcı olacak.

Böylece yüzünüzde sizi rahatsız eden kusurlardan hangilerini makyaj hileleriyle kamufle edebileceğinizi, hangileri için medikal estetik işlemlerinden yararlanmanız gerektiğini daha net şekilde ayırabilir, gereksiz sıkıntıdan kaçınmış olursunuz.

Unutmayın, doğru uygulanmış bazı aydınlatma ve gölgeleme hileleriyle daha çıkık elmacık kemiklerine, daha kalkık kaşlara ya da daha doygun dudaklara sahip olabilmeniz mümkün.

5 ay kala

Sağlıklı beslenmeye başlayın

Düğüne birkaç hafta kala yapılan şok diyetlerle sağlığını tehlikeye atmaktansa aylar öncesinden beslenme programınızı düzene oturtun ve hedeflediğiniz kiloyu zamana bölerek verin.

Fazla kilonuz yoksa da dengeli beslenme şeklinin günlük rutininize adapte edin, bu sadece daha formda bir vücut için değil, aynı zamanda daha sağlıklı bir yaşam içinde gerekli.

İşe ilk olarak birçok sağlık problemini tetikleyen ve cildin elastikiyetini kaybetmesine sebep olan şekeri kesmekle başlayabilirsiniz.

Buna dengeli sebze, meyve ve protein tüketimini eklediğimizde çok daha enerjik hissedecek, üstelik sağlıkla ışıldayan bir cilde de kavuşacaksınız.

4 ay kala

Egzersizi, rutininiz yapın

Gün aşırı çıkmanız gerek koşu, tempolu yürüyüş, yüzme ya da bisiklet gibi kardiyo egzersizlerini haftada en az iki kez ağırlık çalışmalarıyla destekleyin.

. Kaslı ve maskülen bir vücut yapısı oluşmasından korkmayın, çünkü düşük kilolar ve sık tekrarlarla yapılan egzersizler kasları şişirmez, ince, uzun ve fit silüet yaratır.

Ayrıca günlük egzersizi, antiaging tedavisi parçası gibi düşünün; sıkı bir vücudu ne kadar uzun bir süre korumayı başarırsanız, o kadar genç görünürsünüz.

. Spor salonuna gidecek vaktinizin olmamamsını bahane etmeyin. Yanınıza spor ayakkabı alarak iş çıkışı kısa mesafelerde araç kullanmak yerine yürüyerek -

düşük kilolu dambıl dambıl ve ayak bileğine takılan ağırlıklarla yapılan birkaç temel harekete, evde her gün yalnızca 20 dakikanızı ayırarak egzersizi günlük hayatınıza adapte edebilirsiniz.

3 ay kala

Dekoltenize odaklanın

Sütyen çoğu zaman önemsiz bir detay gibi düşünülse de aslında duruşunu ve görüntünüzde büyük fark yaratan bir parçadır.

Göğüs şeklinize uygun, toparlayan ya da olduğundan daha dolgun gösteren bir modelle hem harika bir dekolteye kavuşur hem de olası omuz ve sırt ağrılarını engellemiş olursunuz.

Gelinlik modelinizi seçtiğiniz anda provalara başlamadan önce giyeceğiniz sütyeni de mutlaka belirleyin ve provaları bu sütyenle gerçekleştirin.

Dekoltenizin kusursuzluğu için boyun ve göğüs bölgesini sıkılaştırıcı kremleri, yer çekimine karşı yönde masaj yaparak düzenli olarak uygulamayı unutmayın.

2 ay kala

Doğru saçı bulun

Birçok kadının yaptığı hata, saçını ne şekilde toplatacağına düğün günü odaklanmak.

Oysa saç bir bütündür ve ideal rengi ve kesimi bulmak da, en az nasıl toplandığı kadar önemlidir.

. Eğer saç tonunuz göz ve ten renginize, kesimin yüz şeklinize en uygun biçimde olduğundan emin değilseniz, tüm bunlar için güvene bileceğiniz doğru kuaförü bulmak için acele edin!

Boya ve fönden yıpranan saçlarınız cansızlığından ya da dökülmesinden şikayetçiyseniz, saç derisinin de yağ, kir ve toksinlerden arınmaya ihtiyacı olduğunu hatırlatalım.

1 ay kala

Düzenli masaj yaptırın

Hafta bir ya da iki defa yaptırılan vücut masajı, yalnızca dolaşımız hızlandırarak

Vücuttaki ödemi atlamakla kalmıyor, aynı zamanda kasları uyararak egzersiz etkisi de yapıyor.

Üstelik evlilik öncesindeki hazırlıkların yoğun temposundan bulunan ve strese teslim olan ruh halinize de iyi geleceği kesin.

3 hafta kala

Cildinizi yenileyin

Kusursuz görünen makyajın sırrı, öncelikle parlak ve canlı cilde sahip olmaktan geçer.

Kaliteli uyku ve dengeli beslenmenin öneminin yanı sıra düzenli yapılan cilt bakımlarının faydasını da göz ardı etmemeniz gerek.

Ancak işlem sonrası oluşabilecek kızarık ve tahrişlerden ötürü bu tür uygulamaları son günlerde bırakmamanızda fayda var.

Temizleme, soyma, nemlendirme, antioksidanlardan korumanın yanı sıra leke ve akne tedavisi işlemlerinin de birleştiren "Hydrafacial" uygulaması, pratikliği ve cildi hızlıca yenileme özelliğiyle

Cilt bakımında son zamanların en çok tercih edilen yöntemlerinden.

Diğer cilt soyma işlemlerine oranla daha kalıcı sonuçlar veren "Karbon Peelling"se, tek uygulama sonrasında bile lekelerde gözle görülür azalma ve gözeneklerde sıkılaşma sağlıyor.

2 hafta kala

Toksinlerden arının

Bedeninizi temizlemek, birkaç gün içinde daha ince bir silüet elde etmek ve düğün öncesinde enerjinizi arttırmak için detoks birebir.

En az üç en fazla yedi gün sürmesi gerek detoks diyetinde, metabolizmasının yavaşlamaması için günlük kalori ihtiyacınızı da mutlaka göz önünde vermemek için en doğru yol

karışımları evde kendiniz uygulamaktansa bu işi profesyonellere bırakmak. (ELLE TÜRKİYE)

Cinsellik

- Her 4 kadından 1’i, kadın üreme organının ismini bilmiyor.

- 15-24 yaş arası her 10 gençten yalnızca 1’i AIDS konusunda doğru bilgiye sahip.

- 10 gençten 4’ü bebeğin geliştiği organı (rahim) doğru olarak biliyor.

- Her 4 gençten 1’i, tek bir cinsel ilişkiyle gebelik oluşmayacağını düşünüyor.

Uzun bir cinsel yaşam için bunları tüketin!

Çikolata: - - Bir araştırma günde bir parça çikolata tüketmenin cinsel dürtüyü arttırdığını ortaya koyuyor.

Çikolatanın afrodizyak etkisi yıllardır bilinir. Ayrıca çikolata mutluluk hissi verir ve beyindeki kimyasal hormonların salgılanmasına da yardımcı olur.

Karpuz: - - ABD'de yapılan bir araştırmaya göre; karpuzun 6 diliminde dahi yeterli miktarda bulunan aminoasit, kan damarlarını genişletiyor

Karpuz bu özelliğinin yanında cinsel dürtüyü arttırıyor.

Kereviz: - - Erkeklerin terinde bulunan androstenon maddesi içeriyor. - -

Bu madde cinsel çekim hormonu feromon gibi işlev görüp cinsel uyarıları arttırıyor.

Çavdar ekmeği: - - Testosteron üretiminde önemli olan çinko mineralinin vücutta muhafaza edilmesinde yardımcı.

Uzmanlar günde 3 dilim çavdar ekmeği öneriyor. -

Karnabahar: - - İçindeki kimyasal kadınlık hormonu olan östrojenin seviyesini azaltıyor.

Uzmanlar, çiçeklerine ayırarak günde bir baş tüketilmesini tavsiye ediyor.

Marul: - - Sadece bir porsiyon marul bile günlük A vitamini ihtiyacının yüzde 82'sini karşılıyor. - - -

Araştırmalar A vitamini eksikliğinin testis küçülmesine yol açtığını ortaya koyuyor.

Tam tahıllı makarna: Manganez eksikliği, cinsel dürtünün azalmasına ve yorgunluğa sebep oluyor. -

Uzmanlar tam tahıllı makarnadan günde 140 gram tüketilmesini öneriyor.

Kırmızı biber: - - Uzun süreli ereksiyon, güçlü boşalma ve kuvvetli bir orgazm sağlıyor.

Kırmızı biber ve kan akışının artmasına yardımcı oluyor.

Tatlı patates: - - Araştırmalar, cinsel dürtüyü arttırıcı hormon alımlarını tıkayan civa gibi metallerin verecekleri zararı dengelediğinden, günde bir adet tüketilmesi gerektiğini söylüyor.

Bu faydalarının yanında bir çok hastalığa da iyi geliyor

Arpacık soğanı: - - Potasyum zengini arpacık soğanı cinsel dürtüyü artırıyor.

Ayrıca erken boşalmayı önlüyor.

Yaşam

- Gençlerin üçte ikisi mutlu olduğunu ve her 10 gençten biri mutsuz olduğunu belirtti.

- 15-24 yaş arası her beş gençten biri iş aradığı halde bulamıyor.

- 15-29 yaş arası kadınların yüzde 52’si ne çalışıyor ne de okuyor.

- Her 5 genç erkekten 4’ü, genç kadınlarınsa yüzde 55’i internete erişim sağlayabiliyor.

Mutlu olmanızı engelleyen 7 sıradan alışkanlık

Bu alışkanlıklar tıpkı vücudunuzdaki toksinler gibi, sürekli olarak sizi mutsuz olmanız için zehirliyorlar.

Eğer hayatınızda sizi zorlayan alışkanlıklardan, gıdalardan, düşüncelerden ve olaylardan soyutlamazsanız, mutsuzluğu ellerinizle yaratırsınız.

Öncelikle farkında olmanız gerekiyor. Pek çok kişi yaptığı davranışın ona zarar verdiğinin bilinince bile olamıyor.

Belki sizin de farkında olmadığınız pek çok zehirli alışkanlık vardır. Birlikte göz atalım…

Aşırı yemek - Yeme tuzağı içine düşmeyin. Bu sizi peşinden sürükleyen ağır bir engeldir.

Sağlıklı yememek için sadece bahaneleriniz olabilir ancak gerçek sebepleriniz olamaz.

Ucuz ve pratik atıştırmalıklar yemek, işin kolay yoludur ve bunu alışkanlık haline getirmek zararlı bir davranış biçimidir.

Kendinizi aniden kilolu halde bulursunuz ve yavaş yavaş aldığınız için çoğu zaman farkına varmazsınız bile. Sonunda geldiğiniz hal, sizi mutsuz eder.

Aşırı içmek - Önce bir içki, sonra bir içki daha, sonra bir tane daha… Pek çok kişi için yorgun ve stresli bir günün ardından bir kadeh şarap iyi bir rahatlatıcıdır.

Ancak bunu her gün yapılan bir alışkanlık haline dönüştürürseniz, bu bir bağımlılık olacaktır. Bağımlılıklar vücudunuza zarar verir ve sizi mutsuz eder. Bunun toksik bir alışkanlık olduğunu unutmamalısınız.

Yarış halinde olmak - Çevrenizdeki herkesle, her şeyle yarış içinde hissediyorsanız,bu alışkanlıktan hemen vazgeçmelisiniz.Güvensiz ve zayıf insanların taktiği sürekli yarışmaktır. Üstelik bu bir gerçek yarışma değil,içinde hırs olan bir kıskançlıktır.

Onun evinden daha güzel bir ev, daha güzel bir araba, daha güzel olmak, daha çok para, yani hırs içinde olmak sizi psikolojik olarak zehirler, bir süre sonra da fiziksel olarak…

Aşırı egzersiz - Egzersiz stres giderir ve size sağlık kazandırır. Onu kendinize zarar vermek için kullanmayın demiş Mat Hiscox. Spor salonundan neredeyse çıkmadan yaşayan insanlar var.

Tıpkı aşırı yemek gibi, aşırı egzersiz de, obsesif kompulsif aşırı egzersiz alanında da kendini gösterebilir. Bu da oldukça zararlı bir alışkanlıktır.

Vücudu aşırı yormak, yaralanmalar, uzun vadede sağlık sorunları gibi etkiler gerçekleşebilir.

Endişe - Her konunun kötü yanlarını gören insanlardan mısınız? Hep negatif konuşmak, kötü olayları düşünmek, sizi endişeli biri yapar.

Böyle düşünme alışkanlığı bir süre sonra düşüncelerinizi ve ruhunuzu ele geçirir ve hayatınızın hep böyle olumsuz fikirlerle dolmasına neden olur.

Gerçekten endişelenmeye başladığınızda vücut yıkıcı bir hal alır. Uykularınız bozulur, psikolojiniz bozulur. Vücudunuza boşu boşuna toksin biriktirirsiniz.

Aşırı alışveriş - Önceki16 of 19Sonraki - - Alışverişin abartılısı da her şeyde olduğu gibi zararlıdır. Kendinizi mutlu etmek için alışverişe çıkarsınız ancak eve döndükten kısa bir süre sonra sizi mutsuz eden sebep tekrar ortaya çıkar.

Üstelik gereksiz para da harcamış olursunuz.Alışverişe çıkmak istediğinizde, gidip ihtiyacı olan birine o parayı verin. Hem kendinizi daha iyi hissedersiniz, hem bu alışkanlıktan kurtulmuş olursunuz.

Sosyal ağlar - Eğer gün içinde birkaç saat boyunca zamanınızı sosyal medyada harcıyorsanız, zehirli bir alışkanlığa sahipsiniz demektir. Yaptığınız ve yediğiniz her şeyin fotoğrafını çekip bunları yayınlamak, bir hastalıktır.

Öz disiplininizi, zamanla ilgili kontrolünüzü kaybettiğinizi gösterir.

Giderek daha yalnız ve mutsuz bir insan haline dönüşürsünüz.

Gençleri önemseyin!

23 yaşındaki İrem Tümer, Women Deliver Gençlik Lideri ve Avrupa Gençlik Parlamentosu üyesi. Raporun yayımlasında katkıda bulunan Tümer, dünya genelindeki gençlerin; iyi eğitim, iyi sağlık imkanı ve güvenilir hükümetle hayatlarının değişeceğine inandığını söylüyor. Tümer’e göre, sürdürülebilir bir gelişimin sağlanması için gençlerin ihtiyaçlarının göz ardı edilmemesi gerekiyor. Tümer, gelişimin her alanına gençlerin dahil edilmesini ve onların temel ihtiyaçlarının karşılanmasıyla potansiyellerinin farkına varılmasını istiyor.

Renklerin ruh sağlığına etkileri

MAVİ

Yalnızlığı, üzüntüyü, depresyonu, bilgeliği, güveni ve sadakati simgeler.

Sinir hastalıkları kliniklerinde kesinlikle mavi renkten özellikle koyu maviden kaçınılmalı, psikologların hasta görüşmelerinde mavi renkli giysiler asla giymemelidir.

İş görüşmelerine mavi giyerek gitmek kararlılığı ve bağlılığı ifade eder.

İş görüşmelerine giden kişilerin kostümlerinde mavi rengi tercih etmeleri işe kabul edilmelerini sağlayabilir.

KIRMIZI

Heyecan, agresiflik ve aşkın rengi temsil eder: Kırmızı rengi; sıcak, ateş, kan, aşk, samimiyet, güç, heyecan ve agresiflik gibi kavramları simgeler.

Kırmızı kan basıncını ve solunumu hızlandırır.

İnsanları çabuk karar almaya iter ve beklentileri arttırmaya teşvik edici bir etkisi vardır.

Dekorasyon ve dizayn yaparken kırmızı cisimlerin mükemmel olması önemlidir.

Çünkü insanlar bu objeleri hemen farkedecektir.

SARI

Şakacılığı aydınlığı samimiyeti ve hayata karşı rahat bir tutumu simgeler.

Tıpkı güneşli bir gün gibi davet edicidir. Sarı, güneş ışığı gibidir, kendinizi iyi hissetmek için orda olmasını istersiniz ama gözünüzün içine girmesini istemezsiniz.

Soluk sarı söz konusu olduğunda, çürümeyi, hastalığı, kıskançlığı ve hilekarlığı simgeler.

Sarı rengi tercih eden kişiler; özgür ve bağımsız olmayı sever, değişkenlikten hoşlanır, çapkın ve şıpsevdi bir yapı gösterebilir.

Entellektüel olma, yöneticilik, hırs ve iddia bu kişilerin temel öğeleridir.

YEŞİL

Sakinleştirici ve görme gücünü artıran etkisiyle öne çıkar.

Yeşil, gözler için en rahat renktir ve görme gücünü artırır.

Sakinleştiricidir ve sinir sistemi üzerinde doğal bir etki yapar.

Yeşil aynı zamanda hastanelerde de popüler bir renktir. Çünkü hastaların rahatlamasını sağlar. Yeşil, rengin farklı tonları farklı mesajlar iletir.

Koyu yeşil soğukluk, erkeksilik, tutuculuk ve zenginlik kavramlarını ifade ederken;

Zümrüt yeşili ölümsüzlüğü, zeytin yeşili barışı temsil eder.

Yeşil rengi tercih edenlerin kişilik analizinde; bu kişilerin kendilerine değer verme duygularının çok fazla olduğu görülür.

Bu kişiler doğru bildiğinde ısrarcıdır, otoritesi ve inandırıcılığı ile çevresindekileri etkilemeyi başarır.

SİYAH VE BEYAZ

Siyah tartışmalı bir renktir. Bir taraftan karanlık güçler, suç ve kötülük ile düşünülürken diğer taraftan sadakat, sebat, dayanıklılık, ihtiyat, bilgelik ve güvenilirlik ile ilişkilendirilir.

Bir tarafta yönetim ve güç anlamına gelirken diğer taraftan acı, keder ve yas anlamına gelir.

Siyah, pek çok insan için kıyafet rengidir. Bazıları siyahı güçlü ve ciddi görünmek için kullanır. Bazıları ise daha zayıf gösterdiği için tercih eder.

Beyaz saflığı, temizliği ve masumiyeti simgeler. Pek çok kültürde gelinler beyaz giyer.

Ayrıca temizliği simgeler. Bu yüzden doktorlar, hemşireler ve laboratuvar teknisyenleri steril olmak için beyaz giyerler.

eyaz, ışığı yansıtır ve ortamı serin tutar. Dolayısıyla yaz ayının kıyafet rengidir.

MOR

Mor, asaletin rengidir. Lüks hayat, zenginlik ve zarafeti simgeler.

Aynı zamanda romantizmin, duygusallığın ve tutkunun rengidir.

Bazı insanlar mor rengi, gösterişli havasından dolayı dekorasyonda kullanmayı sever.

Bazıları ise suni bir renk olarak algılar.

KAHVERENGİ

Doğa ve güvenilirliğe işaret eder: Kahverengi, toprağın ve ahşabın rengidir.

Sağlam ve güvenilir bir his verir. Kahverengi doğal, rahat ve açık bir atmosfer yaratmayı sağlar.

Durağanlık, güçlülük, olgunluk ve güvenilirlik mesajlardır.

Kahverengi, genelde erkeklerin favori rengidir.

PEMBE

Pembe rengi, romantik ve narindir. Aynı zamanda sakinleştirici bir etkisi vardır.

Araştırmalar gösteriyor ki, pembe insanları sakinleştirmekte ve kalpleri yumuşatmaktadır.

Bir hapishane de kapı ve pencere demirleri pembeye boyandığında mahkumların agresif davranışlarının kaybolduğu müşahede edilmiştir.

Pembe renkli bir odada, insan sinirlenmek istese bile başarılı olamaz.

Pembe enerjiyi çeken sakinleştirici bir rol oynar.

Ancak maalesef pembe rengin teskin edici etkileri bazen kısa süreli olabilir".