Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Ruh Sağlığı EMDR nedir, Şamanik Yolculuk nedir, EMDR yaptırma, EMDR pınar kaya, psikolog pınar kaya, özge mine sarıçam emdr, Theseus mitosu

        Özge Mine SARIÇAM / HABERTURK.COM

        osaricam@haberturk.com

        Beeeeş, döööört, üüüç, ikii, biiir, oleeeey! Hoşgeldin 2015!

        Her sene yeni umutlar ve hedeflerle girdiğimiz yılbaşı gecesi yaklaşırken bünyemiz tüm senenin ağırlığını taşımakta giderek zorlanıyor. Her yıl aynı dilekler; aşk, kariyer, para… “Bu yıl diyete başlayıp kilo vereceğim, iş yerinde kendimi daha çok göstereceğim, daha düzgün adamlara aşık olacağım, yeni hobiler edineceğim…” Sonuçta yeni bir yıla girmek ne kadar isteseniz de yeni ve farklı başlangıçlara vesile olmuyor. Çünkü içinizde aynı sorunları taşıyor, aynı hataları yapmaya devam ediyorsunuz. İstediğiniz kadar “kırmızı iç çamaşırı” alın, bilinçaltınızı temizlemediğiniz sürece bu yıl da sizin “şanslı” yılınız olmayacak.

        Yazın röportaj yaptığım uzman psikolog Pınar Kaya ile Şamanik Yolculuk tekniğini tecrübe etmiş ve güç hayvanımı bulmuştuk. Ancak bilinçaltı temizleme işlemine başlayamadan yerinin uzak olması nedeniyle bir türlü buluşamadık.

        Geçen süre içinde Gayrettepe'deki özel bir hastaneye taşınan Pınar'la geçen hafta buluştuk. “Yeni yıla girmeden bilinçaltını temizlemeye ne dersin” dedi ve bundan güzel bir konu çıkacağını düşündüm. İnsan ilgi duyduğu şeyleri kendine çekiyor. Yanlış anlamayın, kendisiyle ilk defa röportaj için tanışmıştım yani arkadaşım veya akrabam değil. Sadece yeteneğini takdir ettiğim bir insan.

        Şamanik Yolculuk’tan daha etkili bir şey denemeye ve anıların yarattığı kötü etkiyi bilinçaltından silmeye yarayan EMDR tekniğini kullanmaya karar verdik. Bilinçaltına atılan kötü anılar deyince insanların aklına tecavüz, taciz gibi uç travmatik örnekler geliyor. Ancak insan psikolojisi farkına bile varmadığınız basit sebeplerle ummadığınız kadar etkilenebilecek kadar karmaşık ve hassas.

        Sakinleştiriciler, uyku hapları ve anksiyete ilaçlarıyla iç sesinizi bastırmaya devam etmektense (kalıtsal ruhsal hastalıklardan bahsetmiyorum) işin köküne inip sorunu bilinçaltından tamamen kaldırmayı denemelisiniz. Zaten psikologlar da ilaçsız tedavinin yetmediğini düşündüğü anda sizi psikiyatra yönlendirebiliyor.

        Pınar’a önce EMDR’la ilgili sorularımı sordum. Sonra rolleri değiştirdik ve o bana sorular yöneltmeye başladı. Başladığımız ilk dakikadan itibaren hem anılarım kafamdan film şeridi gibi geçiyor hem de “Bu gerçekten böyle mi oluyor” diye tereddütlere düşüyordum. Bir yandan demin soru soran “güçlü” karakterken birden “güçsüz, küçük bir kız çocuğu”na dönüşmenin içsel çatışmasını yaşıyordum. Bu ilk seanstı. Şimdilik sadece “temizlenecek sorun”u tespit ettik. Sonraki seanslarda da temizleme işlemine başlayacağız. Normalde göz hareketleriyle yapılan EMDR'da Pınar benimle dizlere vurarak çalışmayı tercih etti.

        Beş… Pınar’a bir türlü dolduramadığım boşluk hissinden ve yalnız kalmaya tahammül edemediğimden bahsediyorum… Dört… Pınar sabit bir tempoda sağ ve sol dizime yanlardan vurmaya başlıyor. O sırada hiçbir şey söylemiyor. Üç… Gözlerim kapalı, “Şimdi ne olacak?” diye endişelenmeye başlıyorum. İki… Karşımda bir deniz görüntüsü gidip gidip geliyor. Huzurluyum, en son yaptığım tatil kaçamağı anısındayım. Bir… Tüm huzur dalgalanan denizle kayboluyor ve endişeler başlıyor. Sıfır… İlkokula dönüyorum, 8 yaşına...

        Pınar bir süre hiç konuşmadan bir sağ bir sol dizime vuruyor. Bu, beynin sağ ve sol lobunun eşit şekilde çalışmasını sağlıyormuş. Sonra durup, ne gördüğümü soruyor ve bana ne hissettirdiğini. Sonra da vücudumun neresinde bunu hissettiğimi. Evet, ne hipnoz var ne de başka bir şey. Karşınızda dizlerinize vuran biri ve gözlerinizi kapayınca kaçamadığınız anılarınızla siz…

        İşte karşınızda EMDR!

        "DEĞERSİZİM DUYGUSUNUN KÖKENİNE İNİP, ONU TEMİZLİYORUZ"

        EMDR tam olarak nasıl bir teknik?

        Pınar Kaya: EMDR’ın açılımı "Eye Movement Desensitization and Reprocessing". Yani Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme demek. Sahip olduğumuz bazı temel düşünceler vardır. Mesela değersizim, önemsizim, dünya tehlikeli, insanlar güvenilmez, çaresizim, ne yaparsam yapayım mutlu olamam gibi çekirdek inançlarımız var. Bu inançlar bizde anne karnından itibaren oluşmaya başlıyor ve bilinçaltımıza bir şekilde yerleşiyor. Biz EMDR’la bu inançların köklerini bulabiliyoruz. İster anne karnında gelsin, ister yaşadığımız ufak tefek veya büyük travmalardan kaynaklansın, bunların kökenine inip temizleyebiliyoruz.

        Nasıl?

        EMDR’da göz hareketleri yaptırıyoruz; göz hareketleri beynin sağ ve sol lobunu senkronize şekilde çalıştırıyor ve beyni bu şekilde bütüncül olarak kullandığımızda hatırlamadığımız anılar, anlam veremediğimiz duygular, çeşitli beden duyumları gelmeye başlıyor. Yani beynin alt katmanlarından yukarı doğru çıkmaya başlıyor. Normalde sahip olduğumuz ve günlük hayatta hep devrede olan savunma ve bastırma mekanizması beynimizi çift yönlü çalıştırdığımızda hafifliyor ve altta anlam veremediğimiz şeyler gün yüzüne çıkmaya başlıyor. Bu şekilde de onları işlemleme fırsatı yakalıyoruz.

        Gün yüzüne çıkınca sorun otomatik olarak hayatımızdan çıkıyor mu?

        Hayır, farkındalık geliştirmek işin sadece yarısı. Sonra onu işlemliyoruz. Göz hareketleriyle duyarsızlaştırıp yeniden yapılandırma. Yani o şeyi buluyoruz, ona karşı duyarsızlaştırıyoruz ve o şeyi yeniden yapılandırıyoruz. Yani değersizim düşüncesinin kaynağı nereye varıyor fark ediyoruz ve ona karşı duyarsızlaştırıyoruz. Sen bir travma yaşamışsın ama bu seni o kadar etkilemiyor düşüncesini aşılıyoruz. Sonrasında da “değersizim” düşüncesini “değerliyim” şeklinde yeniden yapılandırıyoruz.

        "MESELA TACİZE UĞRAMIŞSIN VE KENDİNİ SUÇLU HİSSEDİYORSUN"

        Bir örnek verebilir misin?

        Mesela tacize uğramışsındır ama kendini suçlu hissediyorsundur. 4 yaşında uğradığı tacizi içselleştirmiştir ve suçluluk duygusunu hayatı boyunca taşımıştır. Kişi bunun hiç farkında olmayabilir. Ömrü boyunca suçlu hissetmiştir ama kökünün ondan kaynaklandığını bilmiyordur. “Suçluyum”un kökünü buluyoruz, sonra orada hissettiği rahatsızlığa karşı onu duyarsızlaştırıyoruz. Böyle bir taciz yaşamak onu şu an ne kadar rahatsız ediyor, buna 10 üzerinden bir puan verdiriyoruz. Önce onu sıfırlıyoruz. Oradaki duygu tamamen nötrleniyor ve onu rahatsız etmemeye başlıyor. Sonra o “suçluyum” düşüncesini yeniden yapılandırarak “aslında sen çok küçüktün, bunu bilemezdin” gibi yeniden yapılandırıyoruz. Bu şekilde hayatına devam ediyor.

        Ve bu sorunun yeniden ortaya çıkma ihtimali yok öyle mi?

        Evet, düzgün uygulandığı sürece yok ve o sorun hayatınızdan tamamen çıkıyor.

        Aslında nötrlenmek de yeterli. Yeniden yapılandırmasanız da olur.

        Haha doğru diyorsun!

        "YENİ YIL UMUTLARI BALON GİBİ SÖNÜYOR, ÇÜNKÜ..."

        Birinin anılarından psikolojisine geçen kötü etkiyi temizlemek ne kadar sürer? İlk seansta bunu başaramazsınız değil mi?

        Tabii bir seansta olmaz. Mesela son hastamla yaklaşık bir buçuk aydır haftada bir ya da iki kere görüşüyorum ve yeni yeni temizleme işlemine geçebildik. Bir alkol çevirmesi sırasında yaşadığı panik halini kontrol etme sebebiyle gelmişti. Bir kadeh içtiği halde fazla panik yaparak mantıksızca bir harekette bulunmuştu ve bir daha bu tarz çabuk karar vermesi gereken durumlarda paniğe kapılmak istemediği için benden yardım istedi. Ancak EMDR’a başlayınca bundan çok daha önemli sorunları olduğunu katman katman inerek gördük. En son anne karnında istenilmediğini hissettiği ana kadar geriye gittik. Yani bu kısa bir süreç değil. Çok travmatik vakalarda ise bu süreç yılları bulabiliyor.

        Sene sonunda insanlar iyice yoruluyorlar ve yeni yıla girme hevesi de oradan kaynaklanıyor.

        Aslında şöyle oluyor. Yeni yılda herkes “kilo vereceğim, sigarayı bırakacağım, işimi değiştireceğim” gibi heveslerle başlıyor ama bu motivasyon çok uzun sürmüyor. Bu umutlar ve heyecanlar balon gibi sönüyor. Aslında bu da bilinçaltıyla ilişkili. Kilo vermeyi düşünüyorsun diyelim. Diyete başlıyorsun ama bilinçaltında kilo veremeyeceğine dair bir takım inançlar var. Onları silmediğin için olmuyor. Bir taraftan “Kesinlikle kilo vermeliyim, kilo vermek çok güzel, güzelleşeceğim” diye düşünüyorsun. Ama diğer taraftan bilinçaltın da “Para harcayacaksın, gardrobunu değiştirmen lazım, yaşam tarzını düzenlemen gerekecek, her yerde yiyip içemeyeceksin” diyor. Kendini oral bir şekilde rahatlatmaya alıştırdıysan ki bu 0-2 yaş arasındaki travmalara dayanır, yemeği kestiğin anda gerginlikten duramazsın. Bilinçaltındaki bu sorunları silmediğin sürece yeni yılın oluşturduğu umutlar da o kadar kalıcı olmaz.

        "LABİRENTTEN ÇIKMAK İÇİN ARİADNE'YE İHTİYACIMIZ VAR"

        Peki EMDR’ı kendine uygulayabilir misin?

        Hayır, kendi kendine yapamazsın. Çünkü çalışırken altından ne çıkacağı belli değil ve çıkan şeyle baş edip edemeyeceğin de. Orada konteynır işlevi gören bir terapistin olması gerekiyor. Bunu Theseus mitosuna benzetiyorum. Theseus bir kahraman ve bu mitolojik hikaye Manisa civarında yaşanıyor. Mitolojik olaylar aynı zamanda tarihidir de. Manisa çevresinde bir labirent var ve içinde Minotor adı verilen bir canavar yaşıyor. Minator; yarı boğa yarı insan bir yaratık ve şehri yerle bir etmemesi karşılığında her yıl kendisine bakire bir kız gönderilmesini istiyor. Sırayla her sene birini gönderiyorlar derken sıra Theseus’un sevgilisi Ariadne’ye geliyor. Ariadne’yi göndereceklerken Theseus buna itiraz ediyor ve bunun için canavarı öldürmeyi teklif ediyor. “Hem benim sevgilim kurtulsun, hem de herkes huzur içinde yaşasın” diyor. Köylüler de ona labirentten sağ çıkamayacağını, bugüne kadar kimsenin sağ çıkamadığını, labirentin içinin sarmaşıklarla dolu olduğunu söylüyorlar. Çünkü giren yılda bir kere giriyor ve bir daha hiç kimse girmiyor. Minotor da labirentin tam ortasında! Theseus gireceğini ve sağ salim çıkacağını söylüyor. Theseus’un labirentin içine girerken tek bir aracı var; çift taraflı keskin bir balta. Ariadne de o giderken bir tane yumağın ucunu ona veriyor. Theseus labirentin içinde onu çöze çöze ilerliyor, Ariadne de dışarıda yumağı tutuyor ki kolayca geri dönebilsin. Theseus sarmaşıkları kese kese ilerliyor, Minotor’la savaşıyor ve yumağı toplaya toplaya geri çıkıyor. Aslında canavarı öldürdüğünde çok kolay bir şekilde ipin diğer ucuna da ihtiyaç duymadan çıkıyor. Çünkü canavarı öldürdüğünde baltası bir meşaleye dönüşüyor. Ortalık aydınlandığı için de çok rahat bir şekilde çıkıyor ve Ariadne ile kavuşuyorlar.

        Bu hikaye aslında şunu ifade ediyor: Labirent bizim bilinçaltımız. Minotor da bilinçaltımızdaki olumsuz düşünceler ve inançlar. Onlarla savaşmaya niyetlendiğimizde içeri bir baltayla girmemiz lazım. Ama bir de geri dönmemizi kolaylaştıracak birisinin olması lazım, yani ipucu verecek bir Ariadne’mizin olması lazım. Çünkü o olmadan girersek orada kaybolma ihtimalimiz çok fazla. Baltanın çift taraflı olması da sembolik; çünkü bu yolculuğa çıktığında karşı tarafa ne kadar vuruyorsan kendine de o kadar vurursun. Terapi yolculuğu da böyle bir yolculuk. Her ileri adım attığında kendini de biraz acıtıyorsun. Canavarı yendiğinde de içsel bir aydınlanma yaşıyorsun ve ipe de ihtiyaç duymadan kolay çıkabiliyorsun. Bir kere o terapi süreçlerinden geçtikten sonra artık bilinçaltın senin avcunun içi gibi oluyor, istediğin gibi girip çıkabiliyorsun. Kendini tanıyorsun, öz farkındalığın gelişiyor. Bu nedenle de terapiste ihtiyaç var, her zaman yanında bir Ariadne olması lazım ki ipin ucunu tutsun ve kaybolmayalım.

        O yüzden de evde kendi kendimize bilinçaltına inme teknikleri yapmamız sağlıklı değil…

        Evet, hiç değil hem de. Danışanlarıma hep; “Bunları, burada konuşmak için saklayın. Eve gittiğinizde bunları düşünmeyin” derim. Çünkü bunları düşünmeye başladığınızda gününüz ve haftanız çok kötü geçiyor. Seansı bitirirken de “Şimdi bir kutu hayal edin ve konuştuğumuz her şeyi o kutuya koyduğunuzu düşünün. Kutuyu kapatın, o kutuyu burada bırakın ve eve öyle gidin” derim. Burada konuştuklarımızı eve götürmeyin.

        Son sorum, size gelmek isteyenlerin tedavi masraflarının bir kısmını devlet karşılıyor mu?

        Hayır tamamen özel. Özel sigortalı olanların da bir kısmını karşılıyor. Ama çoğunluk kendi ücretini kendi karşılıyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ