Kadınların korkulu rüyası olan selülite yol açan faktörler neler?

Ceyda ERENOĞLU / HT MAGAZİN

Kadınların en büyük problemlerinden olan selülit moral bozuyor, mutsuz ediyor. Üstelik şişman zayıf, genç yaşlı demeden herkesi etkiliyor. Günümüzde selüliti olmayan bir kadına rastlamak bile şaşırtıcı olmaya başladı. Peki bu soruna yol açan mekanizmalar neler? Dermatoloji Uzmanı Dr. Makbule Dündar, “Derimizin hemen altında oldukça ince bir yağ dokusu bulunuyor. Bu tabaka deriyi travmadan koruyarak ısı dengesini sağlıyor” diyor ve devam ediyor: “Bu yağ tabakasının total vücut ağırlığıyla ilişkisi bulunmuyor. Deri tabakasının daha altında ‘scarpus facia’ denen ve vücudumuzun girinti çıkıntı gibi konturlarını oluşturan başka bir tabaka bulunuyor. Bu bölgedeki yağ hücreleri kilo alındığında genişliyor. Bu derin yağ tabakası esnek bir bağ dokusu ile iki bölüme ayrılıyor. Bu doku derinin üst kısmı ile kas tabakasını bir çengel gibi birleştiriyor. Dokunun normal olmayan şekilde güçsüzleşmesi halinde ortaya çıkan sorunlu görüntüye ‘selülit’ adı veriliyor.”

ERİŞKİN KADINLARIN YÜZDE 85’İNDE VAR

Vücudun kalça, basen, baldır ve üst kol kısmında normalden farklı ve fazla miktarda biriken yağın deri yüzeyinde portakal kabuğu benzeri kabartı ve çukurcukları kadınları çok üzüyor. Erkeklerde nadiren görülen bu soruna erişkin kadınların yaklaşık yüzde 85’inde rastlanıyor. Toplumdaki genel inanış selülitin fazla kilo nedeniyle oluştuğu yönünde olsa da bunun bir kilo sorunu olmayıp başlı başına bihastalık olarak görülmesi gerektiğine dikkat çekiliyor. Bu nedenle selülit hem çok kilolu hem de çok zayıf kadınlarda görülebiliyor.

SELÜLİT VE DAMAR YETMEZLİĞİ PARALEL

Selülit hastalığı da birçok hastalık gibi genetik özellik taşıyor. Annenin selülit sorunu yaşaması halinde bu sorun çocuklarda da olabiliyor. Östrojen hormonundaki artış, dokularda su tutarak selülite yol açıyor. Bu noktada selülit ve damar yetmezliği birbirine paralel gidiyor. Selülit damar yollarında oluşup damarları sararak sıkınca bu durum kan dolaşımını daha da zorlaştırıp varis oluşumunu artırıyor.

İŞTE NEDENLER

■ Genetik faktörler

■ Kabızlık

■ Tiroit hastalıkları

■ Doğum kontrol hapı kullanımı

■ Karaciğer fonksiyon bozukluğu

■ Yanlış beslenme

■ Hareketsizlik

■ Sinirsel düzensizlik

Selülitle mücadele YOLLARI

Mezoterapi: Selülit düzeltici ve dolaşım düzenleyici birtakım maddeleri ince uçlu enjektörlerle orta deri tabakasına seri şekilde enjekte etme yöntemi olan mezoterapiyi 15 gün ara ile en az 4-5 kez uygulamak gerekir.

Tıbbi masaj+medikal krem uygulamaları: Masaj selülit tedavisinin önemli bir parçası olup kan ve lenf dolaşımını harekete geçirir. Sorunun giderilmesinde özellikle lenfatik drenaj masajları çok etkilidir. Masajın uygulaması hem elle hem de aletle yapılabilir. Elle olan daha yüzeyel iken, aletli masajın derinlemesine etkisi bulunur. Her iki masaj sonunda hücrelere bol oksijen gider ve toksinlerin vücuttan atılması kolaylaşır.

Lazer uygulamaları: Son dönemde lazerlerin ısı artışıyla dolaşımı hızlandırmasından ve yağ parçalayıcı özelliklerinden faydalanılarak değişik kombinasyonlarla selülit tedavi protokolleri oluşturulmaktadır.

Ultrason: Fark edilmeyecek kadar küçük yağları bile derinliğine yakalayıp parçalamayı başarır. Yağlanmanın fazla olduğu bölgelerde de derine giderek lenfleri uyararak parçalanmasını sağlar.

Radyofrekans: Bu uygulamada bölgesel ısı artışıyla hem dolaşım hızlanmakta hem de yağ hücrelerinin zarları parçalanmaktadır. Radyofrekans özellikle vakum ve kızılötesi (infrared) teknolojilerle kombine şekilde uygulandığında oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Selülit tedavisi özellikle kombine yapıldığında başarılı sonuçlarıyla dikkat çeker. Günümüzde RF, lazer, vakum, infrared ve ultrason içeren bölgesel incelme ve değişik alet kombinasyonları mevcuttur. Bunlar mezoterapiyle birlikte uygulandığı zaman başarı şansı oldukça yükselir.

Üçüncü dereceye işaret

Özellikle genç kadınlarda cildin sıkılması ile birlikte portakal kabuğu görünümünün ortaya çıkması birinci derece selülite işaret ediyor. Ayakta olunduğunda ve bacak bacak üstüne atıldığında bacaklarda hareli bir görüntü ve portakal kabuğu oluşması ikinci derece selülit anlamına geliyor. Sadece otururken ve sıkıştırıldığında değil yatay pozisyonda da belirginleşen ve zaman zaman ağrı oluşturabilen selülit ise üçüncü dereceye işaret ediyor.

PİLATESTEN YARDIM ALIN

Selülitle mücadele etmede en önemli noktanın sağlıklı bir yaşam biçimi olduğuna dikkat çekiliyor. Bu da yaşamımıza diyet ve sağlıklı beslenme alışkanlığı katıp daha fazla spor yapmaktan geçiyor. Özellikle pilates ve kinesis gibi antrenmanlar, düzenli yürüyüş, kas güçlendirici egzersizler ve liften zengin gıdalar çok yararlı bulunuyor. Günde en az 12 bardak su içmek, belli dönemlerde A, C, E gibi antioksidan vitaminler almak ya da doğal vitamin deposu olan sebze ve meyve tüketmek selülit oluşumuna engel olabiliyor. Bu sorunu önlemede; tuz, şeker, alkol, sigara, koyu çay, aşırı kafein, kızartma ve beyaz undan uzak durulması öneriliyor. Vücudun fazla suyu atması için bol miktarda beyaz ve kırmızı turp, maydanoz ve kereviz tüketilmesi gerekiyor. Bu açıdan beslenme programında bol sebze, meyve, kepek, yulaf, çavdar ürünleri ve baklagile yer verilmesi tavsiye ediliyor.