Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Ramazanda Sağlıklı Yaşam Ramazan'da kimler oruç tutmamalı?

        Ramazan ayında beslenme düzenimizde ciddi değişiklikler oluyor. Ayrıca hava sıcaklığının giderek yükselmesiyle oruç tutmak bu süreçte iki kat daha zorlaşacak. Sıcakların etkisiyle oruç tutan kişiler sağlık açısından bazı olumsuzluklar yaşayabilir. Uzun süren açlık süreçleri sağlıklı kişide ciddi bir sağlık problemi oluşturmasa da kişinin metabolizmasını olumsuz yönde etkileyebilir. Uzun süren açlık süreçleri sonucunda sağlıklı bir kişinin metabolizmasında kandaki trigliseridlerin artması, kan şekerinin düşmesi, dikkatinin azalması, kan basıncının düşmesi ya da yükselmesi, atletik performansının azalması, halsizlik gibi durumlar gözlenebilir.

        Peki, kimler oruç tutmalı, kimler tutmamalı? Oruç tutarken sağlıklı kalmak için nelere dikkat edilmeli? İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Birsel Kavaklı, merak edilen bu soruların yanıtını HABERTURK.COM'a verdi.

        NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

        Ramazan boyunca oruç tutacak kişilerin sahur ve iftarda aldığı besinler, oruç tuttuğu saatleri etkilemektedir. Bu süreçte kişinin sağlığına, beslenmenin dışında çevresel diyebileceğimiz faktörler de etki eder. Gün boyu çalışma durumunda olan kişilerin bulundukları ortam, çalışma şekli, giydiği kıyafet, uyku düzeni oruç tutma sürecini kolaylaştıran ya da zorlaştıran faktörlerdir. Tüm bu faktörlerin yanı sıra; havanın sıcaklığı kişinin aç kalacağı saatlerde sağlığının olumsuz şekilde etkilenmesine neden olabilir. Bu tür etkenlerle devam eden oruç günlerinde sağlıklı kalabilmek oldukça zor gibi gözükse de aslında kişinin dikkat edeceği birkaç nokta ile sağlığını koruma altında tutması mümkün olacaktır.

        KİMLER DİKKATLİ OLMALI?

        Ramazan günlerinin, açlık yaşamadan ve sağlıkla geçirilmesi düşüncesi elbette mümkündür. Sağlıklı erişkinler hiçbir sağlık problemi yaşamadan rahatça oruç tutabilirler. Ancak birtakım kronik rahatsızlıkları olan kişilerin bu süreçte yaşayabileceği olumsuzluklar daha da artabileceğinden ciddi sağlık problemleri yaşayabilirler. Hipertansiyon, diyabet, kalp, karaciğer ve böbrek hastalığı olanların ya da epilepsi, migren, mide, duodenum ülseri, kanser gibi kronik hastalığı olanların, oruç tutması sakıncalıdır. Çünkü saydığımız tüm bu hastalıklar, genelde diyeti, sık ve az yemek yemeği gerektiren ve düzenli ilaç kullanımın söz konusu olduğu durumlardır.

        Bu yüzden oruç tutmaları sağlıkları açısından sakıncalı gözükmektedir. Gün içerisinde ilaç kullanımının saatlerinde değişiklik yaparak oruç tutmayı düşünen hastaların mutlaka doktorlarına danışması, en azından doktor kontrolünde, doktorların izni ile oruç tutmalıdırlar. Çünkü bu tür sağlık problemleri yaşayan kişilerin oruç tutması var olan hastalığının seyrini kötü etkileyebilir; hatta tedavisini sonuçlarını olumsuz olarak verebilir.

        Taş hastalığına yatkın olan kişilerde, böbrek taşı oluşma riskinin artması gibi sağlık problemleri oruç tuttuğu dönemlerde görülebilir. Bu nedenle taş hastalığına yatkın olan kişilerin, iftardan sahura kadar bol sıvı alımına dikkat etmesi gerekmektedir. Hamilelerin, çocukların, ağır işlerde veya aşırı dikkat gerektiren işlerde çalışanların oruç tutması kesinlikle önerilmemektedir. Ağır işlerde çalışanların açlık sürecinden kaynaklanabilen dikkat dağınıklığı ile iş kazalarının olması kaçınılmaz olabilmektedir.

        SAĞLIKLI VE DENGELİ BİR ORUÇ İÇİN BUNLARA DİKKAT!

        Oruç tutarak geçirilecek ramazan günlerinde gün içinde yemek yenilemediği ve ramazan ruhunu en iyi şekilde hissedebilmesi için sahur ve iftardaki yemeklere ayrı bir özen gösterilir. Sahur normal kahvaltıdan, iftar ise akşam yemeğinden daha zengin hazırlanır; bu nedenle Ramazan ayı ile birlikte beslenme alışkanlıklarında da büyük değişiklikler olur. Ancak gün boyu süren açlığın etkisiyle iftarda boş mideye birden yüklenmek ya da sahurda acıkmamak için aşırı ve dengesiz beslenme yapmak doğru değildir. Bunlar bu süreç içinde yapılan en büyük hatalardan birkaçıdır. Her zaman önerildiği gibi Ramazan ayında da amaç, yeterli ve dengeli beslenmeyi sağlayabilmektir. Sahurdan sonra genelde yatıldığı için hafif gıdalar tüketilmelidir.

        Tuzlu ve yağlı yiyeceklerden sakınılmalı; lifli gıdalar ve sıvı alımına özen gösterilmelidir. Sahur sonrası yatıldığında baş yüksekte olmalıdır. Bu durum özellikle reflü rahatsızlığı olan kişilerin dikkat etmesi gereken bir durumdur. Mümkünse başta reflü hastalığı gibi sorunları olan kişiler sahur sonrası yatmamalıdırlar. İftarda ise, önce hafif bir çorba ile oruç açılmalı, namaz kılınacaksa kılınıp namazdan sonra iftar yemeğine yine devam edilmelidir. İftar yapıldıktan sonra tokluğun hissiyle oluşabilecek uyku en az yemekten 2 saat sonra olmalıdır. Oruç tutarken tamamen hareketsiz kalmak da doğru değildir. Hafif egzersizler ya da ayaklara yürüme egzersizi yaptırılarak kan dolaşımını kolaylaştırabilirler.

        UYKU İHTİYACI DOĞAL!

        Ramazanda sahura kalkmak başta çalışanlar açısından uyku sürelerinin kısalmasına ve uyku düzeninin değişmesine sebep olacaktır. Uyku düzeninin değişmesi kişilerde, bazı hormonların ritminin (ACTH, melatonin gibi) bozulmasına olanak sağlar. Uyku problemlerinin oluşması ve uyku problemlerinin etkisiyle günlük yaşantılarında uyum konularında sorun yaşamaları kaçınılmaz olmaktadır. Oruç tutan kişiler 24 saat içindeki toplam uyku sürelerini Ramazan öncesinde olduğu gibi tutmaya çalışması uyku sürelerini dengelemek için alınabilecek bir önlemdir. Ancak uyku açısından yaşanan bu tür problemler kalıcı bir bozukluk oluşturmadığından; uyku kalitesi oruç bittikten bir süre sonra normale döner.

        Oruç tutulan günlerde kişilerde gün içerisinde “uyuma isteği” oluşması da doğaldır. Açlığın hissiyle kan şekeri düştüğünden kişide uyuklama halleri yaşanabilmektedir. Kan şekerinin düşmesi ile kişide halsizlik, hatta sinirlilik görülebilir. Kan şekerinin düşmesini engelleyebilmek için sahurda lifli gıdalara yer verilmesi bir önlem olabilir. Kan şekerinin düşmesinin engellenmesi ile gün içerisinde uyuklama hallerinin de önüne geçilmiş olunacaktır. Sahur ve iftarda tükettiği Ağır, yağlı, acılı ve baharatlı yemekler de uykusunu kaçırabileceğinden dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Mümkünse kısa sürelerle vücudunuzu ve zihninizi kısa öğle uykusuyla dinlendirmek gerekir.

        GÜN İÇİNDE DUŞA GİRİN!

        Oruçlu iken zaten sıvı alımı yapılamayacağı için sıcak ortamlarda bulunmak, terlemeyi artırarak vücutta var olan suyun da kaybedilmesine ve buna bağlı olarak susuzluk hissedilmesine sebep olacaktır. Bunun sonucu olarak kanın akışkanlığı azalıp risk grubunda olanlarda damar tıkanıklığı yaşanabilmektedir. Bu açıdan bakıldığında kalp ve damar hastalığı, diyabet, hipertansiyon yakınması olanların oruç tutması sakıncalı olmaktadır. Bunun için aşırı güneşli ve sıcak havalarda sağlıklı kişilerin bile mümkün olduğunca dışarı çıkmaması önerilmektedir. Ancak açık havada çalışmak zorunda kalanlar olacağından. Bu kişilerin açık renkli, bol, pamuklu giysiler giymesi, geniş kenarlı şapka kullanması, baş ve yüzlerini sık sık soğuk suyla yıkaması ve imkanı olanların gün içinde duşa girmesi alabilecekleri birkaç önlem olabilir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ