Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Bir mucizenin belgeseli

        Bir melek düşünün… Bambaşka bir dünyadan sadece sizin için özel olarak ışınlanıyor… Üstelik çok da uzun bir süre içerisinde değil sadece 9 ay 10 günlük bir yolculuktan sonra elinize konuveriyor birden… Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan hayatınıza giriveriyor bu melek… Ve insanoğlunun aklı hala ermiyor bunun nasıl bir mucize olduğuna…

        Şimdi sizi bu mucizenin belgeseline davet ediyoruz. Bebekler artık ilk doğum anında ağlamıyor, objektiflere gülümseyerek başlıyor hayata… Artık aile albümlerini doğum macerasının fotoğrafları da süslüyor. Doğum ve fotoğraf dedik… Bundan 10 sene önce olsaydı aile büyükleri şiddetle karşı çıkardı, şimdilerde ise Türkiye’de yeni bir sektör oldu…

        GÜLSÜM USTA ERGİL'İN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN

        NAZAN ERDEN ULUÇAY'IN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN

        HABERTURK.COM'dan Begüm Çelikkol 6 yıldır doğum fotoğrafçılığı yapan Gülsüm Usta Ergil ve Nazan Erden Uluçay’la sizin için görüştü bu mucize belgesiyle ilgili çeşitli bilgiler topladı…

        Gülsüm Usta Ergil bu işi Antalya'da yürütüyor ve doğum anının tarif edilemez bir duygu olduğunu söylüyor. Ergil, denklanşöre her basışında fotoğrafladığı bebeği sanki kendi bebeğiymiş gibi hissediyor...

        Nazan Erden Uluçay ise mesleğini üç kelimeye sığdırıyor: "Anlar, anlatılmaz, yaşanır..."

        Bundan 10 sene öncesinde doğum fotoğrafçılığı gibi bir sektör yoktu. Yeni bir sektör. Siz nasıl başladınız bu işe? Ne kadar zamandır bu işi yapıyorsunuz? Sonuçta doğum anı ve o anı fotoğraflama... Yan yana gelebilecek bir şey değil bizim toplumumuzda…

        Gülsüm Usta Ergil: Bundan 10 sene önce evet böyle bir sektör yoktu. Türkiye için oldukça yeni bir sektör ama yurt dışında uzun yıllardır var olan bir sektör. Ben o zamanki adıyla Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Görsel Sanatlar Anasanat Dalı, Fotoğraf Bölümü mezunuyum. Eğitimimden sonra yurt dışına çıktım İngiltere’de belli periyotlarla kaldım ve Doğum Fotoğrafçılığıyla burada tanıştım. Daha sonra Türkiye’ye dönünce arkadaş dost tanıdıkların doğum fotoğraflarını belgesel bir bakışla yorumlamaya başladım. Bu profesyonel bakış açısı ama amatör ilgi Amerika’ya gidip dönene kadar devam etti. Yaklaşık 6 senedir büyük bir zevk alarak ve iş olarak profesyonel anlamda bu işi yapmaktayım.

        Doğum Fotoğrafçılığı yanlış yorumlanıyor ülkemizde. Belkide her önüne gelenin, her eline makine alanın bu işi yapmaya soyunmasından kaynaklanıyor bu bilemiyorum. Benim profesyonel görüşüm kesinlikle bu işin eğitimini almış kişilerin yapabileceği bir iş bu. Her şeyden öte doğum gerçekten mahrem bir olay ve bu mahremiyete saygı duymak gerekiyor. Objektifinizi yönelteceğiniz açı hiç bir zaman kimsenin mahremiyetine saldırı şeklinde olmamalı. Sonuçta ben bebeğin ilk fotoğraflarını çekiyorum annenin doğum belgeselini yapmıyorum. Onun için ben prensip olarak asla doğum anını görüntülemiyorum doğum sonrası benim görevim başlıyor ameliyathanede. Bir diğer konuda doğum gerçekten kanlı bir olay bazen görüyorum bazı doğum fotoğrafları çekmiş kişileri bu görüntüleri renkli işliyor o şekliyle veriyorlar hatta bu görüntülerle alakasız mekanlarda sergi bile açanlar var. Sizce bu mahremiyete ne kadar saygı? Ben ve benim gibi düşünen arkadaşlarım internet sitelerinde yayınlarken bile bu görselleri izinlerle ailenin izin verdiği görselleri sadece yayınlıyoruz.

        Nazan Erden Uluçay: Bundan on sene önce de vardı aslında dogum fotoğrafçılığı, ancak ülkemizde yaygın değildi. Yurt dışındaki VIP hastanelerde bu tarz hizmetler verildiğini ve bu konuda çalışmalar yapan fotoğrafçılar olduğunu biliyorum. Ben 7 senedir fotoğrafçılık mesleğini yapıyorum. Ben İ.Ü. Radyoloji mezunuyum, daha sonra uzun bir dönem çocuk radyolojisi üzerine alanında en iyi Radyologlarla çalıştım. Ancak gün geldi Eşimle tanışıp evlendim ve ilk kızımıza hamile iken çalışmaya devam ettim. Ancak radyasyonlu ortamda çalışmak hamilelik döneminde daha da riskli olduğu için işimden ayrıldım ve görüntüleme sistemlerine merakım sebebi ile insanların iç güzelliğini görüntüleme yanında dış güzelliğini de görüntülemek adına fotoğraf stüdyomuzda çalışmaya başladım. İlk kızımızın doğumuyla da doğum anı fotoğraflarını çekmeye başladık. Firmamızın iş geliştirme alanında yaptığı çalışmalar sonucunda aynı müşterimizin bebeklik, ilkokul, aile, mezuniyet, nişan ve düğün fotoğraflarını çektiğimizi gördüm ve istedim ki bu zinciri ilerletelim ve doğum anlarını da görüntüleyelim. Bu sebeple 2 senedir doğum fotoğrafları üzerine çalışmalar yapmaktayım.Hipokrat yemini etmiş ve deontoloji kurallarına sonsuz bağlılığım sebebiyle anne- baba adaylarıyla aramızda hep güzen zinciri olmuştur ve böyle de devam edecektir. Doğum Anı Fotoğrafları hizmetimizle birlikte o güne ait video görüntülerini de çektiğimiz fotoğraf kareleriyle birlikte kurgulayarak müşterilerimize DVD olarak sunmaktayız. Ayrıca bu fotoğraf karelerini Doğum Ansiklopedisi halinde sunmaktayız. Ansiklopedimizin ilk sayfasında o günün türkçe hikayesi ve diğer sayfasında hikayenin ingilizce versiyonu yer almaktadır.

        Genelde ilk istek kimden geliyor? Anneden mi, babadan mı?

        Gülsüm Usta Ergil: İlk istek genelde anneden geliyor. Bebeği karnında 9 ay taşıyan doğumu gerçekleştiren anne olduğu için o anın ölümsüz olmasını istiyor. Sonuçta ilk hatıra bebegine.

        Nazan Erden Uluçay: Genelde ilk istek anne adaylarından geliyor. Bazen de baba veya diğer aile bireylerinden bu hizmeti anneye hediye olarak sunmak isteyenler oluyor.

        Ne kadar sıklıkla doğuma giriyorsunuz?

        Gülsüm Usta Ergil: Haftada girilen doğum sayısı çok değişken oluyor. Birde ben 2 sene önce İstanbul’dan Antalya’ya yerleştim burada kimse hala bilmiyordu, 'Doğum Fotoğrafı nedir?', 'Doğum Fotoğrafçısı kimdir?'... İnanın hastaneler bile ameliyathanelerine sokmuyorlardı haklı olarak çünkü böyle bir sektör yoktu burada. Artık böyle bir sorun yok. Onlarda gördülerki steril alanlar konusunda bilgili biri var karşılarında mahremiyete saygı gösteriyor ve sorun kalmadı. Ekibin bir parçasının da Doğum Fotoğrafçısı olduğunu kabul ettiler.

        Nazan Erden Uluçay: Sayı değişiyor. Bazen haftada 1, bazen 3

        Doğum… Hem mutlu bir olay hem de görüntü açısından pek çoğumuzun korkabileceği bir durum. Siz orada bu olayın tanıklığını yaparken neler hissediyorsunuz?

        Gülsüm Usta Ergil: Tarif edilmez yaşamak lazım gibilerinden klasik bir söz vardır inanın bu söze çok uyuyor. Tarifi imkansız inanılmaz güzel bir duygu. Her doğum da hala ilk doğuma girerkenki heyecanımla giriyorum. Anne adaylarıyla aramızda doğum öncesinde çok özel bir bağ oluyor ve orada o ameliyathanede sanki bir bütün oluyorsunuz. Doğan sizin bebeğinizmişçesine heyecanlanıp annesiymişcesine deklanşöre basıyor ancak bir annenin görmek isteyebilegi o çok özel anları onun gözünden görüp belgeliyorsunuz.

        Nazan Erden Uluçay: Tartışmasız, mucizeyi fotoğraf karelerine taşımak çok büyük bir haz veriyor. Aile ile ağlıyor aile ile gülüyorum. Doğan her bebekte, mutluluk adına evrene haykırmak istiyorum” Hayat! Aç kollarını, bak bir melek daha geldi aramıza”

        Anneler doğum anında neler hissediyor? Buna tanıklık etmek iyi bir heyecan olmalı?

        Gülsüm Usta Ergil: Annelerin doğum anlarındaki ortak hisleri endişe. Bebekleri için endişeleniyorlar hemen hepsi bana dönüp soruyorlar “bebeğim iyi mi?” . Bende ellerini tutup iyi olduğunu söylediğimde gözlerinde o rahatlamayı görmek inanılmaz bir mutluluk. Orada sizden güç aldıklarını da hissediyorsunuz. Tabi bu da ayrı bir mutluluk.

        Nazan Erden Uluçay: Anneler doğum anında çok heyecanlanıyorlar. Onların yanında olarak, ellerini tutarak, sohbet ederek, beraber ağlayıp, beraber gülerek onları rahatlatmak için elimden gelen herşeyi yapıyorum

        İşinizi 3 kelimeyle tarif edebilir misiniz?

        Gülsüm Usta Ergil: Kelime değil de bir cümle kurmayı tercih ediyorum. Bir mucizenin belgeseli...

        Nazan Erden Uluçay: Anlar, anlatılmaz, yaşanır.

        Peki aile büyüklerinin doğum anını fotoğraflama işine nasıl bir tepkisi oluyor ya da babaların?

        Gülsüm Usta Ergil: Aile büyükleri genelde çok ılımlı yaklaşıyorlar. Heyecanlanıyorlar hatta. Bazen babalara Doğum Fotoğrafçılığını anlatmak gerekebiliyor. Ama doğru kişiyle karşı karşıya olduklarında inanın çok kolay ikna oluyorlar.

        Nazan Erden Uluçay: Çoğu zaman aile büyükleri onları fotoğrafladığımın bile farkına varmıyorlar. Tamamen doğal halleri yansıyor karelere. Eğer haberleri varsa da çok seviniyorlar ve kendi çocuklarını dünyaya getirdikleri günü hatırlayarak “keşke bizim zamanımızda da böyle şeyler olsaydı “diyerek yorumda bulunuyorlar.Babalar ise başlı başına mutluluk abidesi. Doğumdan önce heyecandan ve telaştan aşağıya doğru düşen omuzlar, bebeğin haberi doğumhaneden çıktığı anda omuzlar daha bir dik, baş yukarıda ve gözlerinin içleri inanılmaz kıvılcımlarla parlar hale geliyor. Gökyüzüne bakıp “Heyt be ben de baba oldum” diye attıkları sessiz çığlıklarını yüreğimde hissetmek mükemmel bir duygu.

        Peki hiç kötü, zor bir doğumla karşılaştınız mı?

        Gülsüm Usta Ergil: Hayır. Hiç kötü ya da zor doğumla karşılaşmadım. Sonuçta anne adayları doğum öncesinde aylarca doktorlarına gidiyorlar öyle riskli bir doğum olup olmayacağı önceden zaten belli oluyor doktorları uyarıyor. Bana hiç kötü ya da zor bir doğum denk gelmedi. Gerçekten doktorlarımız çok iyiler.

        Nazan Erden Uluçay: Zorluk neye göre mesela, riskli bir doğumdan bahsediyorsanız eğer burada şunu söylemem gerekir. Atatürk demiş ki “Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz” . Kısacası doktor ve diğer sağlık personelimiz gerçekten mükemmel çalışıyor. Bu yüzden onların olduğu yerde zor yada riskli doğum düşünemiyorum. Onlar her zaman yapılması gerekenin en iyisini yaparlar ve yapıyorlar.

        Hiç ünlü birini çektiniz mi?

        Gülsüm Usta Ergil: Elbette girdiğim ünlü kişiler oldu. Fakat kimin doğumuna girdiğiniz o kişi ile aranızda kalması gereken birşey. Eğer çektiğiniz kişi açıklamak isterse açıklayabilir doğrusuda budur. Benim gözümde o ameliyathanede herkes aynı.

        Nazan Erden Uluçay: Evet çektim. Hülya Polat’ın 3 üç yeğenlerini, Galatasaray Kulübü'nden bir yöneticinin eşini ve Devlet Opera ve Balesi Sanatçısı Büşra Yıldırım’ı.

        Bu işin kazancı nasıldır? Sizin çektiğiniz fotoğrafların fiyatları nasıl?

        Gülsüm Usta Ergil: Bu işin maddi kazancından çok manevi kazancı çok daha fazla beni mutlu ediyor. Ben iki ayrı paket uyguluyorum iki paketin fiyatları farklı farklıdır. Anne baba adaylarıyla doğum öncesinde yaptığımız konuşmalarla hangi paketin uygulanacağına karar veriliyor.

        Nazan Erden Uluçay: Fotoğraf Paket fiyatlarımız 350 ila 900 YTL arası değişmektedir.Doğum Fotoğrafları Ansiklopedisi hazırlıyorum.Bununla birlikte Doğum video kliplerini fotoğraflarla kurgulayarak DVD şeklinde ailelere sunuyorum. Ayrıca hazırladığım bu ansiklopedinin bir de küçük cep ansiklopedisini hazırlayıp bebeğin ileride çocuklarına hatta torunlarına göstermesi için aileye hediye ediyorum.

        Evli misiniz bilmiyorum ama evli değilseniz siz doğum yaparken o anın fotoğraflanmasını ister misiniz?

        Gülsüm Usta Ergil: Evliyim ve 14 yaşında bir oğlum var. Onun zaten daha sınırlı sayıda fotoğraf içerse de böyle bir albümü var. Ve en sevdiği en değer verdiği fotoğraflarıdır onlar.

        Nazan Erden Uluçay: Fotoğraf Sanatçısı Bülent Uluçay ile evliyim. 2 kızımız var. 8 sene önce ilk kızımızın doğum fotoğraflarını eşim çekti. Zaten doğum fotoğrafçılığına da o zaman başladık. Üçüncü bir çocuğumuz olursa da şu anda Marmara Ün. Fotoğraf Bölümü son sınıf öğrencisi kardeşim Kamil Uğur Erden’in çekmesini isterim. Çünkü eşim çektiği zaman fotoğraf karelerinde bulunamıyor. Bu da beni üzüyor. Çünkü onun mutluluğuna şahit olamıyorum.

        Annemin beni dünyaya getirdiği andaki fotoğrafları olsun isterdim. Annemle paylaştığım ilk anlar, babamın kara kızım hoşgeldin dediği anlar, beni ilk kez öpüp kokladığı anların fotoğrafları olsun isterdim...

        HABERTURK.COM/ Begüm Çelikkol

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ