Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Genel Sağlık "Oğlumun kolları kesilsin ama...

        Dünyada nadir görülen hastalıklar arasında yer alan, bir tür kemik hastalığı olan TAR sendromu ile doğan 8 aylık Alpay bebeğin hayat mücadelesi devam ediyor. Kollarında kemik erimesinin ilerlediğini belirten çaresiz baba, “Oğlumun kolları kesilsin ama yeter ki yaşasın” dedi.

        Daday ilçesinde 8 ay önce dünyaya gözlerini açan Alpay bebek, verdiği zorlu hayat mücadelesinde yaşam savaşını sürdürüyor. Yakalandığı TAR sendromu hastalığı nedeniyle haftada bir (0 RH +) kanı değişmesi gereken Alpay Kurtulmuş, milyonda bir görülen amansız hastalığı yenebilmek için yaşam savaşı veriyor.

        Mustafa ve Aysun Kurtulmuş çiftinin tek oğlu olarak dünyaya gelen Alpay bebek, doğuştan yakalandığı TAR sendromunu yenebilmek için annesinin kucağında 570 kilometre yok kat ederek haftada bir Ankara’ya gidiyor.

        Baba Mustafa Kurtulmuş (25), oğlu Alpay’ın 16 Ocak’ta dünyaya geldiğini belirterek, oğluna TAR sendromu hastalığının teşhisinin konulduğunu ve 8 aydır tedavisinin Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde devam ettiğini söyledi.

        Hastalık nedeniyle oğlunun kanındaki trombositlerin düşük olduğunu, bu nedenle haftada bir Ankara’da aferez işleminden geçirilen trombositlerin çocuğuna verildiğini belirten Kurtulmuş, Ankara’ya sürekli gitmelerinden dolayı maddi olarak büyük sıkıntılar içersinde olduğunu söyledi.

        Oğluna Kastamonu’da trombositlerin verilemediğini aktaran Kurtulmuş, oğlu Alpay’ın hastalık nedeniyle her iki koluna kan gitmemesinden dolayı kısa olduğunu ve damarların görevlerini tam olarak yapamamasından dolayı alçıya alınmaya çalışıldığını belirterek, “Vücut trombosit üretemiyor. Bunun sonucunda da trombosit yüklenmesi gerekiyor. Bu tromositleri (0 Rh +) kan grubundan ayırarak yapılıyor. Kanın haftada bir değişmesi gerekiyormuş” diye konuştu.

        Ayrıca Kurtulmuş, çocuğuna hasret kaldığını dile getirerek, “Çocuğum olduğuna sevinemedim. Ne öpebiliyorsun ne de sarılabiliyorsun. Hemen morarıyor. Derisinin altında kızarıklıklar oluşuyor. Kendim için hiçbir şey istemiyorum. Tek çocuğum iyi olsun yeter” dedi.

        Oğlu Alpay’ın hastalıktan dolayı geleceğinin belirsiz olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:

        “Önümüzdeki günlerde ölecek mi yaşayacak mı bilmiyoruz. Bu hastalığı tanıyan Türkiye’de bir yer veya doktor yok mu. Maddi ve manevi olarak artık bitmiş durumdayız. Oğlumun kollarında kemik erimesi var. Alçıya alıyorlar alçı durmuyor. Kolları kesilecekse kesilsin ama oğlum yeter ki yaşasın. Ben ona ömür boyu bakarım.”

        Benzin istasyonunda asgari ücretle çalıştığını belirten Kurtulmuş, sahip olduğu bütün hayvanlarını ve araçlarını satmasına rağmen haftada bir gitmek zorunda kaldığı Ankara için şimdi de yol parası için yetkililerden yardım bekliyor.

        Anne Aysun Kurtulmuş (28) ise her hafta oğlunu Ankara’ya götürüp getirdiğini belirterek, “Hiçbir isteğimiz yok. Oğlumuzu yaşatın yeter” dedi.

        İHA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ