Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Sağlıklı Beslenme Nazenin Tokuşoğlu röportaj, Nazenin Tokuşoğlu Dukan , Dukan diyeti, Dukan diyeti nasıl yapılır?, Dukan diyeti nedir?

        Nazenin Tokuşoğlu/ ntokusoglu@htgazete.com.tr

        Size bu satırları Pierre’in (Ben Dukan demiyorum, öyle de samimi olduk) hediye ettiği yulaf bisküvilerini yiyerek yazıyorum. Kilo problemim yoktu ama 3 gün önce verdiği birkaç tavsiyeyle ayva göbeğim de erik kıvamına geldi. Demem o ki adam bu işe 35 yılını vermişse ve 73 yaşında hâlâ doğru beslenme bilgileri vermek için kalkıp Türkiye’ye gelmişse gerçekten insanoğlunu önemsiyor demektir. Yoksa kitapları deli gibi satıyor, zenginlik içinde yaşar giderdi. 2000 yılında çıkardığı “Nasıl Zayıflayacağımı Bilmiyorum” kitabının “best seller” yani en çok satan olmasıyla hayatımıza giren, Cambridge Düşesi Catherine’nin Prens William ile düğününden önce 2 beden zayıflamasını sağlayarak önce İngiltere’de, sonra dünyada Tanrı gözüyle bakılan ünlü diyetisyen Dukan’la buluştuk. O kadar çok şey konuştuk ki anlattıkları yarın da ana gazetede devam edecek... Meraklısına...

        Hoş geldiniz... İlk gelişiniz bu değil mi?

        Tatil için daha önce bir kez gelmiştim. 13 yıl önceydi sanırım. Ama iş için ilk gelişim. Hatta bu da ilk röportajım...

        Şanslıyım... Tabii sizin için aynı şans geçerli değil zira 1 milyon soru var... Verdiğiniz bilgiler HT Pazar ekinden sonra ana gazetede yazı dizisi olarak devam edecek...

        Ooo ne güzel. Şimdi konuşurken o soruların yarısı kafandan gidecek zaten, sormana gerek kalmayacak. Basit bir sistem var, besin ve vücut arasında olan bir sistem...

        Yeni kitabınız çıktı, Türkçe’ye de çevrildi. Besinlere farklı gözle bakacağız artık!

        Kitap benim için her şeyden önemli. Beni kitaplarım programlıyor hatta... Kitaplar bensiz de iş yapıyor. Bu çok önemli. Herkese ulaşamam ama o şekilde ulaşıyorum işte. Buraya gelmemin ilk nedeni bu...

        İkincisi...

        Ben de bir Akdenizliyim. İster istemez kan çekiyor. Türkiye’ye gelmeyeceğim de nereye geleceğim?

        Siz sürekli “Dukan diyeti” yapıyor musunuz? Böyle sorunca komik oldu; bu tür beslenmeyi yaşam şekli haline getirdiniz mi diye sorayım...

        Hayır o kadar sadist değilim... Şaka şaka... Ama balığa, yulaf kepeğine ve sebzeye bayılırım. Yani ister istemez uyguluyorum sanırım. Yulaf kepeğinin hayatımda da çalışmalarımda da yeri başkadır. Bir anlamda ben “keşfettim” onu.

        YULAF KEPEĞİ MUCİZESİ

        Yulaf kepeğini özel olarak soracaktım zaten, madem konu açıldı... Dukan diyetinin temellerinden biri. Nasıl keşfettiniz?

        1980 yılıydı. ABD’de bir kardiyoloji kongresindeydim. ABD kolesterole karşı savaş ilan etmişti ve yulaf kepeği de kolesterolün düşmanıydı. Sonra işlerine yarayan sağlıksız ürünlere kaydılar ve yulaf kepeği ortadan kayboldu. O kongrede bana da bir kutu vermişlerdi. Ben de mutfağın bir köşesine attım. Aylar sonra bir sabah kızım okula gitmeden önce “Baba bana çabuk bir şeyler hazırla çok açım” dedi. Baktım evde pek bir şey yok. Ben de bari karışık bir krep yapayım dedim. Evde ne bulduysam içine koydum. Yulaf kepeği de onlardan biriydi. Akşama doğru bir arkadaşımın restoranında buluştuk kızımla. “Ne yiyeceksin” diye sordum. “Baba sabah bana ne yedirdiysen hâlâ acıkmadım” dedi. Kafamda o anda bir ışık çaktı. Yulaf kepeği böylelikle kitabımın ana maddesi oldu.

        Kızınız da deneydeki kobay fare olarak görevini tamamladı...

        Kesinlikle! Kitap çıktı, çalışmalarım devam etti. ABD’den sonra ikinci ziyaret ettiğim ülke İngiltere’ydi. Cambridge Düşesi Catherine’nin Prens William ile düğününden önce 2 beden zayıflamasını sağlayarak İngiltere’de epey popüler hale gelmiştim. İngiltere kültürel olarak farklıdır ama nedense ABD’nin besin pazarlama sisteminin kurbanlarındandır. Yulaf kepeğinin anavatanıdır aslında. Orada yetişir benim meşhur yulaf kepeği. Hatta üretici firma da İngiliz. Fransa buğday ülkesidir mesela. Neyse kitabım çıktıktan iki ay sonra üretici firmadan bir mektup aldım. “Biz İngiltere’deki bir numaralı yulaf kepeği üreticisiyiz. Kraliçe bizden alışveriş yapar. Tam 4 asırdır piyasadayız. Sizin kitabınızdan sonra satışlarımız ikiye katladı” dedi.

        Pay alsaydınız...

        Ben değil kızım hak etti aslında! Sonra kimsenin beğenmediği yulaf kepeği, kitaplarımın ulaştığı her yerde moda oldu, pirinç cenneti Japonya’da bile.

        ‘Makarna ve pilavı al dente pişirin’

        Karbonhidratsız yaşayamayanlar için birkaç tüyo verin...

        Yulaf kepeği, mercimek, bezelye en favorilerimdir. Makarna ve pilavsız yaşayamıyorsanız İtalyan usulü, yani “al dente” dedikleri şekilde pişirin. Hafif sert bırakın ki vücut öğütmek için kalori harcasın. Corn flakes, patates kızartması ve beyaz ekmekten uzak durun. Özellikle corn flakes’ten hiç hazzetmem.

        Suyla ilgili bir açıklamanız olmuştu. Derecesi önemli mi?

        Ilık su içerseniz vücut onu olduğu gibi alır. Mesela 4 derece su içerseniz vücut onu 36 dereceye getirmek için enerji harcar. Bu sayede de kalori harcarsınız.

        Yani “su içsem bile yarıyor” diyenler için sözün bittiği an...

        Neyi, nasıl tükettiğiniz çok önemli. Soğukta vücut ısısını dengelemek için de kalori harcar. Benzer durumlar.

        ‘Bizim Mehmet cebinden çıkarıp çıkarıp fındık yer’

        Mehmet Öz’ü bilirsiniz...

        Tabii ki tanıştık New York’ta... Çok severim ve başarılı bulurum.

        O sizin diyetinizi yanlış bulan birçok diyet uzmanının aksine sizi savunuyor.

        Çünkü kardiyolog, kalbe neyin iyi geldiğini, doğrunun, sağlıklının ne olduğunu iyi biliyor.

        Gerçi onun da enteresan yaklaşımları var, sürekli fındık fıstık yer mesela... Neticede yağ var içinde...

        Evet ben de gördüm, cebinden çıkarıp çıkarıp yiyordu. “Her öğlen bunlardan bir paket bitiririm” dedi. Halbuki ne kadar da fit görünüyor. Ne zaman çerez görsem aklıma Dr. Öz gelir. Bence az yediğin sürece sakıncası yok. Onun içindeki yağ ve mineraller değerli. Dr. Öz, fazla yemesini sporla dengeliyor. Öz’ün cebine bir de Meksika fındığını eklemek isterim, omega 3 var içinde. Diğerlerine gelince... Çok fazla rakibim, doğal olarak düşmanım var. Bana en yakın Atkins diyeti mesela... Ama onda da sebze yok, yağ var. Benim bilimsel araştırmalarım var, onun paralelinde olmayan her beslenme şekli bana ters.

        Bizdeki Canan Karatay benzeri...

        Tanımıyorum...

        Dünya çapında o kadar tanınmıyor ama bir dönem bizde “Dukancılar ve Karataycılar” diye ikiye ayrılmalar oldu. “Hayvandan gelen yağı istediğiniz gibi yiyin” diyor.

        Kesinlikle katılmıyorum. Fazla yağ vücuda zarar verir. Bizim mesleğin ucu açık. Her kafadan bir ses çıkıyor ama benim bakış açım net.

        Dukan’ın top 5’i

        Vazgeçemediğiniz 5 besin?

        Ooo zor oldu, neye göre mesela?

        Şöyle sorayım, ıssız adaya düşseniz yanınıza alacağınız 5 besin?

        Karımı alırım o hepsini pişirir. Tamam ciddileşiyorum. 1 numarada somon balığı var. 2 numara patlıcan... Hatta bir tarif vereyim lafı açılmışken çocuklara her yaz ellerimle yaptığım bir yemek var...Bir dilim patlıcan, üzerine kıyma, üzerine soğan, şu büyük tatlı olanlardan, yine et, üstüne domates ve en üste de kaşar peyniri... Dünyanın en güzel yemeği, deneyin...

        Öyle bir anlattınız ki... Devam edelim...

        Kuskus...

        Kuskus mu? Evet, en sevdiğim karbonhidrattır. Hem işlenip kimyası ve besin değeri bozulmamış hem de balık yumurtasını andıran o şekline bayılıyorum. Tabii tadına da... Arap kökenli bir yemektir, ben de Cezayir asıllı olduğum için belki, çok severim. Ve son olarak da çikolata...

        Siz ve çikolata?

        Çok severim. Özellikle de stresliyken... İnsanlar neden çikolatayı çok sever?

        Neden?

        İçinde yüzde 40 şeker, yüzde 40 yağ, yüzde 10 protein var. Kalan yüzde 10’un içinde sihir var. Biri feniletilamin, yani sakinleştirici, antidepresan; biri magnezyum, rahatlatır... Ben kakao, protein ve insanı mutlu eden bu sihirleri kullanarak çikolata ürettim. Hem çikolata yiyorsunuz, hem mutlu oluyorsunuz hem de kilo almıyorsunuz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ