Siyah İnci 8. bölüm 2. fragmanı: Hazal, siyah inciyi Kenan'a veriyor!

Kadrosunda Tolgahan Sayışman, Hande Erçel, Berk Hakman, Neriman Uğur ve Hüseyin Avni Danyel gibi isimlerin yer aldığı Siyah İnci, 8. bölümüyle bu akşam izleyicisiyle buluşacak. Yeni bölümü bekleyen izleyiciler, yayınlanacak bölüm öncesi fragmanları da takip ediyor. İşte Siyah İnci 8. bölüm fragmanları ve yeni bölüme dair ipuçları.

SİYAH İNCİ 8. BÖLÜM FRAGMANLARI VE ÖZETİ

Hazal'ı gördüğü anda onun kendi kızı olduğunu anlayan Aziz, Melek'e hesap sormaya gittiği yerde, Hazal'la karşılaşınca, yıllardır hasret kaldığı kızına sarılmak ve kokusunu içine çekme imkanı yakalamıştır.

Kenan ise hızla Irmak'la evlilik yoluna girmiştir. Bu haber duydukları anda hem Hazal'da, hem Demiroğlu hanesinde büyük bir şok ve yıkım yaratacaktır. Kenan aşklarının son nişanı olarak Hazal'ın boynundaki Siyah İnci'yi geri alır... O kolyenin hakedene takılmasını istemektedir.

Melek kızıyla barıştıktan sonra onun Vural'la para için evlenmediğine bir kez daha emin olmuştur.

Hazal çaresiz kaldığı anda itiraf eder annesine gerçeği... Vural'ın kızıyla zorla birlikte olduğunu öğrenen Melek, deliye döner. Bu sırrın Melek tarafından öğrenilmesi büyük yüzleşmelere ve hesaplaşmalara yol açacaktır...

SİYAH İNCİ 7. BÖLÜMDE NELER YAŞANDI?

Siyah İnci'nin geçtiğimiz hafta ekrana gelen 7. bölümünde;

Hazal ve Kenan farkında olmadan tekneyle kıyıdan uzaklaşırken, Vural onları görmüştür. Hala birbirlerini deliler gibi seven iki eski aşık, bunu itiraf edemeseler de, yaşayacakları büyük yüzleşme, bastırdıkları duygularını ve tutkularını depreştirir. Karısını, Kenan’ın yanında gören Vural adeta deliye dönmüş, onların peşine düşmüştür.

Kenan ve Hazal, kimsenin bilmediği, Kenan’ın inzivaya çekilmek için sık sık gittiği balıkçı kulübesine giderler… Patlayan büyük fırtına iki aşığın hem balıkçı kulübesinde, hem de bastırdıkları, açık edemedikleri, bitmeyen aşklarında mahsur kaldıkları, yüzleştikleri ve her göz göze geldiklerinde içlerindeki tutkunun alevlendiği bir gece geçirirler. Karısının bütün bir geceyi Kenan’ın yanında geçirmesi, Vural’ı perişan etmiş, kıskançlık ve öfke nöbetlerine sevk etmiştir.

Fırtınalı gece hem şehri, hem de Kenan ve Hazal’ı esir etmiştir. Tıpkı denizde kopan fırtına gibi birbirlerine öfkelerini kusan, didişen, hiddetlenen iki aşık, sabaha karşı dinen fırtınayla birlikte durulmuş, başbaşa olmanın huzuruna, hasrete, aşka ve dinginliğe teslim olmuşlardır.

Ertesi sabah yayılan haber, hem Demiroğlu hanesine, hem de Melek ve Aziz’in yüreğine bomba gibi düşmüştür. Fırtına da alabora olan tekne ve kıyıya vuran iki ceset haberi, bütün öfkeleri, küslükleri ve hırsları ortadan kaldırmış, yerini endişeye bırakmıştır.

İki aşık geriye döndüklerinde, onları kıyıda, mecbur bırakıldıkları, hayat ve kaderleri karşılar adeta… Herkes sahildedir. Büyük bir yüzleşme beklemektedir ikiliyi… Hazal ve Kenan geri dönmüştür… İçlerine gömdükleri aşkları, yarım kalan hayatlarıyla beraber… Artık bir de ortak sırları vardır… Fırtınanın ardından doğan güneşi, aynı yatakta, koyun koyuna uyanarak karşıladıklarını kimseye söylememeye yemin etmişlerdir. Geçirdikleri gece, bir sır olarak dillerine ve kalplerine mühürlenmiştir.