Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Galatasaray Dursun Özbek Sportürk'e konuştu! Sneijder, Melo ve Ibrahimovic açıklaması yaptı - Galatasaray Haberleri

        Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek ilk kez canlı yayında Sportürk'ün konuğu oluyor. Futbol dünyasının duayen ismi Faik Çetiner moderatörlüğünde, Sportürk yorumcuları Halil Özer ve Serdar Ali Çelikler merak edilenleri sordu. Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek kulüpte yaşanan son gelişmeleri anlattı.

        İŞTE ÖZBEK'İN AÇIKLAMALARI:

        "Şahsım ve yönetim adına hiçbir konuda gizlenecek, saklanacak bir durumumuz yok. Biz yaptığı işin farkında olan, sadece hizmet etmeye gelmiş bir yönetimiz. Ciddi bir rahatsızlık geçirdiğim için programam katılamamıştım."

        "Galatasaray'la ilgili konulara geçmeden Dağlıca ve Iğdır'da kaybettiğimiz şehitlerimiz için başsağlığı diliyorum. Bütün Türk milletine başsağlığı dilemek istiyorum."

        "Sabah Metin Oktay'ın kabri başında bir anma vardı. Mardin-Nusaybin'den Galatasaraylı öğrenciler vardı. Yönetim tam kadro katıldı. Metin Oktay'ın akrabaları da vardı. 24. yılını yaşıyoruz bugün. Efsane bir futbolcuydu. Ben 60'lı yıllarda Galatasaray Lisesi'nde talebeyken Galatasaray Futbol Takımı da küçük bir sahamız vardı, orada idman yaparlardı. Metin Oktay, Turgay Şener... O zaman oynayan isimler.

        Biliyorsunuz Galatasaray Kulübü, okulun koridorlarında kurulmuş bir takım. Metin Oktay, okullu bir isim değildi. Metin Oktay o dönemlerde okula kadar gelirdi, o idmanları hiç kaçırmazdı. Talebelerle kaynaşırdı. Galatasaray Kulübü, lise koridorlarında kuruldu ve 110 yıllık süreç içinde dünya çapında bir kulüp olmuştur. Metin Oktay'ın da bu anlamda çok büyük katkısı var. Galatasaray bir ruh takımı. Metin Oktay da örnek bir futbolcuydu."

        "Sneijder'in sözleşmesi yenilenecek. Hem kendisiyle hem menajeriyle görüşüldü her konuda. İki yıllık sözleşme konusunda mutabakat tamdır. Bir-iki ufak şey var. Pürüz niteliğinde değil. Sneijder'ın bize direk ifadesi: 'Galatasaray'da olmaktan memnunum, kalmak istiyorum. Koşullar değişse de biz buradayız."

        "Transferlerle ilgili görüşmeleri Mehmet Özbek yapıyor. Benim yönetiminde 15-16 adam var, 4-5 tane de danışman var. Bunlar niye sorulmuyor? Benim kardeşim 14 yıllık kulüp üyesi. Seneye divan üyesi olacak. Galatasaray'a kim hizmet etmek istiyorsa buyursun gelsin. Mehmet Özbek'in bir kimliği var. 'Başkanın kardeşi' falan olmuyor böyle. Mehmet Özbek yönetim kurulu üyesi yani."

        "Yönetim kurulunda her zaman tartışmalar olur. Cüneyt Tanman'ın talihsizliği bir gazeteye iç işlerimizle ilgili demeç vermesidir."

        "Bizim kulübümüze uzun süredir hizmet eden Cenk Ergün var. Futbolu ve Galatasaray'ı çok iyi bilen bir kişi. 4 lisan bilen, bizi uluslararası temsil edebilecek bir insan. Biz onu sportif direktör yaptık. Florya'da Hamza Hamzaoğlu teknik direktördür, Cenk Ergün de idari işlerden sorumludur. Diğerleri yöneticidir. Bizi temsilen oradadır."

        "Sanki Florya'da bir yağma var. Orada bir hazine var. Başkan da kardeşini oraya koydu ki bu yağmadan o da faydalansın. Böyle bir bakış var. Biz bunlara takılmıyoruz."

        "Bizim Duygun Ağabey zamanında girdiğimiz yönetim, Galatasaray'da 6 aylık süreçte seçim hazırlığı olsun diye kuruldu. Ben Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak'a bu düzenin bozulmaması için teklifte bulundum. Hatta Ali Dürüst'e 'Sen başkan ol, ben senin yardımcın olayım' dedim. Ali de Abdurrahim de girmediler. Abdurrahim hastaydı o dönem, 'Ben bu seçimde yönetime girmeyeceğim, girsem de senin listen haricinde girmem' dedi."

        "Biz şimdi Abdurrahim'e gel desek, biz bu işi beceremişiz demektir. Bizim bir yönetim anlayışımız var. Daha 2 ay geçmeden böyle bir değişiklik olabilir mi?"

        "Biz yönetim kuruluyuz, bir de profesyoneller var. Yönetimde 15 kişiyiz, herkesin bir görevi var. Hepsi başarılı insanlar. Biz yönetim kurulu oluşturulurken bir defa kendi içinde armoni olmalı. 60-70 kişiyle görüştüm ben. O armoni oluştu bu yönetimle."

        "İSTİFA ETMEK GİBİ BİR DURUMUM YOK"

        "İstifa etmek gibi bir durumum yok. Bunu Galatasaray düşmanları söylüyordur. Ben başarı odaklı bir insanım. 3 yıl boyunca sürdüreceğim görevi. İş hayatında belli bir başarıyı yakalamış bir insanım. Başkan olmadan önce de 7 aylık bir başkan yardımcılığım var. Ben Galatasaray'ı başarıya taşımak zorundayım. Aksi takdirde iş hayatımdaki başarım da etkilenir."

        "Biz 7 aylık göreve geldiğimizde de Ekim'de göreve geldik Kasım'da seçim olur diyorlardı. Şimdi de aynı şeyleri söylüyorlar. Ben bunları komik buluyorum. Mazbatayı almamışken erken seçim olacak deniyordu."

        "Komedi dizisi çekseniz ancak bu kadar başarılı senaryolar çıkar. Dilimde tüy bitti söylemekten istifa etme gibi bir durumum yok. Bana genel kurul, 3 yıl için kulübü bana emanet etmiş. Benim kişiliğim bu emaneti hedefe götürmektir. Bunun dışında hepsi palavradır. Yönetimi yıpratmaya yönelik söylemlerdir bunlar. 3 yıl buradayım. Genel kurulda verdiğim sözleri gerçekleştirmek için buradayım. Sadece sportif başarıdan bahsetmiyorum. Ben 4. yıldızı takacağız dediğimde gülenler vardı. Ne oldu? Şampiyon olduk, yıldızı taktık. Bunu da hala yakıştıramayanlar var. Emeği göz ardı ediyorlar. Galatasaray, aslanlar gibi oynamıştır, camia kenetlenmiştir ve bunun sonucunda 4. yıldızı takmıştır."

        "Seçim 6 ay evvelden herkese deklare edildi. Duygun Ağabey'le yönetime girdikten sonra biz kendi içimizde '6 aylık yönetim olmaz, öyle bir çalışalım ki ne projeler aksasın, ne de bu yönetim ileriye yönelik tasarruflardan vazgeçsin' dedik. 'Bu yönetimden de bir başkan çıkarmak suretiyle seçime hazırlanalım' dedik. Mesela otel projesine neden başlayalım yoksa? Otel 12 ay zarfında bitecek. 150 milyon Dolar kazanacağız, 12-13 milyon Dolar harcadık. Ben mütevazı bir kişiyim. Bu yaptıklarımızı söylemeyi basit buluyorum. Ama bazen öyle bir noktaya geliniyor ki, sizin dediğiniz gibi seçim yapılıyor kimse aday olmuyor. Mali tablo beni korkutmuyor. Defalarca söyledim bunu. Galatasaray'ın mali yapısı sağlam. İyi yönetilmeye ihtiyacı var. Duygun Bey'le aldığımız tabloda 1 haftada yaklaşık 10 milyon Dolar lazımdı. Bu birçok kişiye ürkütücü gelebilir. Bir iş adamı için değil. Galatasaray bir dünya markası. Bunu gösterebilirseniz 3. kişilere, kapılar son derece açık. Yönetim kadrosu böyle bir güç ifadesinde bulunmuyorsa o zaman olmaz. Ben hiçbir zaman endişe duymadım. Öyle Galatasaray'a başkan olmak için öyle sadece isim yetmez. Başkan bütün sorumlulukların üstünden gelmeli, bunlardan şikayet etmeden. Aksi takdirde bu görevde ne işin var? Ben işimi yapıyorum. Şikayet etmek için gelmedim. 1 yıl yeter bana. Kulübü 1 yılda düzlüğe çıkartırım. Galatasaray marka değeri olarak dünyada ilk 20'de. Galatasaray'ın iyi yönetilmesi lazım. Çünkü kaynaklar var. Sadece bugün için değil, ileriye dönükte projeler de olmalı. Galatasaray'da taş taş üstüne konulmuş proje yok şu ana kadar."

        "Geçen yıl formaya sponsor almışız atıyorum, 3.5-4 milyon Dolar. Bunun mukayesesi yok. Bu sene ne alsak olur diyemezsiniz. Şu an forma üzerindekiler incelense öndeki logo olmamasına rağmen geçen yılı yakaladık. Geçen sene başarılı bir iş miydi? Hayır. Biz öndeki logoyu almak için 2 aydır uğraşıyoruz. Sözleşme noktasına geldiğimiz şirketler oldu. Terör ve siyasi istikrarsızlık, sponsorları kaçırıyor. İki firma ile görüşüyoruz. Basketbolda Odeabank ile anlaştık, sözleşme imzalayacağız. Geçen senenin üzerine çıkmak da yeterli değil. Hak ettiği değere henüz ulaşamadık, yakın zamanda bunu halledeceğiz."

        "İSTEDİĞİN FUTBOLCUYU SÖYLE, GETİREYİM"

        "Ben makina mühenisiyim. Mühendislerin olaylara bağlı olarak problem çözme kabiliyetleri olur. Burda da mühendislik var. Kulübü faiz sarmalından çıkarmaya çalışıyorum. 60 milyon TL civarında faiz ödüyoruz şu anda. UEFA'yı buna inandıramıyoruz, adamlarda böyle bir oran yok çünkü. Biz yüzde 8-9'la kredi almışız, orada 0.5 civarında. Galatasaray'ı yönetecek kişiler sadece kısa vadeli bakarsa, batar. Sadece günü kurtarmaya yönelik bakarsanız yüzde 9 faizli kredi alırsınız. Ben 10 seneye de yönelik hizmet etmek istiyorum. Bugün transfer yapmak çok kolay. İstediğin futbolcuyu söyle, sana getireyim. Ben önümüzdeki seneleri düşünüyorum. Çok büyük isimler getirebilirsiniz."

        "IBRAHİMOVİC İLE GÖRÜŞMEDİK"

        "Ibrahimovic, dünyada en çok para kazanan 5 sporcudan birisi. Biz hiç görüşmedik bile. Hiç ağzımdan da çıkmadı bir şey. Mihraklar yayıyor bu haberleri. Yalanladıktan sonra 1 ay daha yazdılar. Benim imzamı taklit etmişler, adamla mektuplaşmışım internette geziyordu. Uçak bileti yapmışlar... Komedi bunlar. Adamın cebine 25 milyon Dolar giriyor senede. Daha PSG'nin isteyeceği para var. Türkiye futbol ekonomisinin bir hacmi var. Bunu da düşünmek lazım. Biraz izanlı olmak lazım."

        "Denayer'i aldık. Denayer bugün 30 milyon Pound değeri olan bir futbolcu. Türkiye'ye yapılan transferler arasında alınmış en pahalı oyuncu. Podolski'yi 2.5 milyona aldık. O paraya aldık diye, yıldızlığı bitti. 10 milyon Dolar verseydik bunlar konuşulmazdı. Denayer, 30 milyon Pound'luk son derece başarılı, genç bir futbolcu."

        "Taraftar tepki verebilir, yüksek beklenti içinde de olabilir. Galatasaray, 30 milyona yakın taraftarı olan bir kulüp. Bir tişört, bir atkı alan herkesin eleştirme hakkı var. Galatasaray'ın gerçek sahibi onlar zaten. Biz diyoruz ki, Galatasaray'a hizmet etmek demek sadece bugün hizmet etmek değil. 110 yıllık bir çınar, dünyada ilk 20'ye giren tek takım. Biz ne yapmalıyız? Günlük tavırlarla yönetmemiz mümkün değil. Bazı dönemlerde bu olmuş. Günlük olaylarla popülist olursunuz. Benim öyle bir amacım yok. Hem camiam hem taraftarım, Dursun Özbek ismini 5 yıl sonra değerlendirsin. Seneler geçiyor, insanlar bunlara bakacak 5 yıl sonra. Biz daha 3 aylıkken bizi eleştiriyorlar. 3 yıllık seçilmişim, önce bir bekleyin. Sürem dolsun, sonra bakalım. Kim ne derse desin, taraftarımı en iyi temaşa ile karşılamak üzere görevliyim."

        "Galatasaray yaklaşık 400 milyon Dolar hacimli bir holding. Bu büyüklükteki kurumlar, borçsuz olmaz. Burada yapılması gereken yönetilir bir borç olması. Biz de bunu yapmak istiyoruz. Real Madrid'le bir hazırlık maçı yaptık. Başkanlarıyla yemek yedik. Dedim ki "siz kaç senedir bu kulübü yönetiyorsunuz?" 17 sene olmuş. "Hiç futbol oynamış kişi var mı?" dedim, 'Yok. Biz kulübün para kazanması için çalışıyoruz. Eksik kalırsa da cebimizden veriyoruz. Ama bunlara gerek kalmadı artık.' dedi. 'Futbolu kim yönetiyor?' dedim, 'Butragueno var' dedi. Bizde de Cenk Ergün var. Bunların içinde futboldan anlayan yok demesinler, Real Madrid'te de yok."

        "Transferlerde genel bütün kulüpler transferi son zamana bırakıyor. Bizim de Denayer ile anlaşmalarımız bu süreçte gerçekleşti."

        "Kevin'in transferinin son güne kalmasının sebebi pazarlıktır. İş sabah bitti, akşam üstü menajeri ekstra yüzde 20 talep etti. Biz veremeyeceğimiz söyledik. Telles'i Bruma'yı kiraladık. Mesajla, faksla halledildi. Türkiye'de bu olmuyor. Adamı çağırdık, ıslak imzayı attırdık, sağlık kuruluşuna götürdük, her şeyi bitirdik. Transferi yetiştirdik, ben de başındayım. 12'ye 10 kala federasyondan içeri girdik. Verdik evrakları, burada bizde iş bitti. 12'ye 3 dakika kala federasyonun bilgisayarları dondu. Evraklar gitmeye çalışıyor. Tamam bilgisi, 12'yi 48 saniye geçe geldi karşıdan. Arıza olmasa zaten gecikmeyecek. İmzasız belgeden ziyade gecikme önemli. 10'a yakın dosya bir kopyaları var, bir asilleri var. 5 dosyadan 1 tanesi imzasız gidiyor. Ancak bir sıkıntı yok, bu telafi edilebilir. Bunu kaza olarak nitelendirebiliriz. 5 milyon Euro istediler önce, bu yüzden pazarlıklarla sarktı. Biz menajere yüzde 20 veriyoruz diyebilirdik tabii, 300 bin Euro yaklaşık yani. İki ay evvel 5 milyon Euro'ya da alabilirdik. Ben hala Sneijder'ın Inter'e bonservisini ödüyorum. Kevin bizim futbolcumuz şu anda. İlk yarıda da oynatmak istiyoruz. Mağdur olan futbolcu. Dortmund, Galatasaray ve futbolcuda sorun yok. Sıkıntı 48 saniyelik bilgisayar arızası. FIFA'nın bunu çözeceğini düşünüyorum. İmzaların eksik olması doğrudur, zamanlamayı yapabilseydik FIFA'ya gitmiyordu zaten."

        MELO'NUN TRANSFER SÜRECİ

        "Melo konusu Galatasaray yönetiminin başarı öyküsüdür. Melo sezon bittiğinde tasını tarağını topladı. Melo'yu ben de seviyorum, öyle bir futbolcum olmasını da her zaman isterim. Galatasaray'da oynamak istemiyordu. 'Ben misyonumu tamamladım, gitmek istiyorum' dedi. Buna paralel gelişti her şey. Ondan sonrası senaryonun parçaları. 5 milyona yakın ödüyorduk biz Melo'ya maç başlarıyla birlikte. Biz aslında ümidi kestik Melo'dan, programımızı ona göre yapalım dedik. Bizden bonservisi ücretsiz istediler. Biz parasız göndermeyiz dedik. Melo, bunun üzerine 1 sene daha oynayacağını söyledi. Kontrat yaparken çıkış maddesi de koyduk. Test etmek için yaptık biraz bunu. Benim içimde hep "bu ne zaman sorun çıkaracak" diye şüphe vardı. Güven sarsıldı çünkü. Son gün İtalya'dan faks geldi. 500 bin Euro teklif ettiler. Dedim 'hayırlı işler.' 1 milyon dediler, yine 'hayırlı işler' dedim. 'Ne istiyorsunuz' dediler. 5 milyon istediğimi söyledim. Biz 5 milyon 200 bin Euro'ya gönderdik Melo'yu."

        "Galatasaray'ın UEFA'ya bildirdiği 28 futbolcu var. Tabii ki birisi Melo'nun yerine oynayacak. Turgay Şeren efsane kaleci, bugün düşünürsek 'Turgay Şeren'in yerinde kim oynayacak mı' diyoruz. Elbette ki Hamza hoca, Melo'nun yerinde birini oynatacak."

        "Sabri Sarıoğlu'nu göndersek kimi alacağız, Burak Yılmaz'ı göndersek kimi alacağız...' Böyle bir şey yok. Burak'a da 10 milyon Euro'luk teklif geldi transfer döneminde."

        "Sabri'nin yerine 30 milyon Dolar harcamışız 5 senede. Hep de Sabri'yi oynatmışız."

        "Melo'yu klonlamak mümkün olmadığına göre illa ki orada başka biri oynayacak."

        "Muslera'yı satmam. Niye satayım? Şu anda takımım şampiyon takım. Takımın omurgasını tutuyoruz. Takviyelerimizi de yapmışız. Galatasaray son şampiyon ama yaşlı bir takım. Yaşlı takıma genç takviyeler lazım."

        "Biz iş yapmak için geldiğimiz için hiç önce şunu alayım, sonra bunu alayım taraftarın gözünü boyayayım gibi düşünmüyoruz."

        "Aziz Bey yeniden bir takım kurdu. Yaptığı transferde de bunu düşünmüştür."

        "UEFA, 2009'da demiş ki; bu futbol işi süratle büyüyor, bu ekonomi için çok rahat bir şekilde kara paralar giriyor, bu da olayı bozuyor... Bunun üzerine kriterler yayınlanıyor. Sadece sportif manada değil, personel ve idare açısında kritlerler var. Hukuk, mali, altyapı ve sportif kriterler var. 2009'da bunlar açılmışken o günkü yönetimler bunu umursamıyor. UEFA, 3 yıllık kümülatif zararın 45 milyon Euro'yu geçemez diyor. Bu ciddi bir kural. Peki Galatasaray yönetimi ne yapmış? 2011-2012 sezonunda yaklaşık 12 milyon zarar etmiş. 2013-2014 sezonunda 61.6 milyon Dolar zarar. Aşağı yukarı 60'a yakın futbolcu alınmış. Son 3 yıllık operasyona bakınca 97 milyon Euro zarar etmişiz biz. UEFA 45 istiyor. 2014'te geliyor UEFA diyor ki; Senin gidişatın iyi değil, sen bizi dinlemiyorsun... Gel seninle anlaşma yapacağız diyor, seni izlemeye alıyorum diyor. Sen bu gidişatını düzeltmek zorundasın diyor. 6 ayda bir rapor veriyoruz. Bu yıl izleme dönemindeydi. O dönemde Doğu Avrupa'da birçok kulüp izlemeye alınıyor. Duygun Ağabey'le geldiğimizde protokolü kucağımızda bulduk. Sen zararı ne kadar zamanda ve nasıl telafi edeceksin diyor. Rakam yok, izliyorlar. 2014 Mayıs'ında imzalanıyor bu ve yönetim istifa ediyor. Biz de telaşlandık görünce protokolü."

        "Bu zaten 2009'da belli, sen niye bu kadar transfer yapıyorsun? UEFA kriterlerini çiğnesek bizi kupalardan men edebilirlerdi. UEFA'yı ikna etmek için kaynak gerekiyor. Hemen oteli yapalım dedik. Kaynak arayışına geçtik. Bir şeyler anlatmak zorundasın çünkü. Kur farkını, faizleri anlamıyor adamlar. Avrupa'da böyle bir şey mi var? 60 milyondan 10.5 milyona indirdik geçen sene farkı. Bu sene +16 milyon Dolar'dayız. Son izleme raporunu geçen ay gönderdik UEFA'ya. Onlardan davet bekliyoruz. Yılbaşına kadarki dönem için bizzat ben kendim gideceğim. Biz anlattık onlara, yeni bir yönetim olmamıza rağmen artıya geçtik. 'Bize 2 yıl daha izleme verin, istediğiniz skalaya gelelim' dedik. Ne ceza gelebilir? Muhtelif cezalar var. Para cezası, transfer yasağı, men edilme... Böyle türlü türlü cezalar var. Bu yüzden Ibrahimovic'i getirip kulübü 40-50 milyon zarara sokamayız. Formalarla bunu çıkaramazsın. Forma başından aldığımız para 20 TL."

        PROJELER

        "Bir otel projemiz var biliyorsunuz. Yılda 5 milyon Dolar kemiksiz para bırakacak. 150 milyon Dolar da değeri var. Galatasaray Store mağaza zincirimiz var. Duygun Ağabey onu bana bağladı yönetime geldiğimizde. Devamlı zarar ediyor mağazacılık. Çatalca'nın bir yerine depo var. İlk iş depoyu stadın altına taşıdık. Yaklaşık 1 milyon TL kira veriyorduk oraya. İlk defa bu yıl kar ettik. Yeni sezonda da amacımız 22 milyon TL kar. Galatasaray'ın amatör şubeleri var. Bu geliri oralara vereceğiz. Sponsorlar yetmiyor. Yük futbolun sırtından geliyor. Bunu artık mağaza gelirleriyle yapacağız. Yaklaşık 230 bin forma satmışız, 32-33 bin kombine satmışız. Beyoğlu'na da bir mağaza açıyoruz şimdi. Galatasaray taraftarları maç öncesi Beyoğlu'nda toplanıyor. Oradaki bir mağaza son derece prestijli, kocaman bir bina tuttuk orada. Ne kadar üretebilirsen, o kadar satma şansın var. Yüksek karla çalışıyoruz. Bir binamız daha var orayı değerlendireceğiz.

        Geçen hafta Riva'daydım ben. Bundan 5-6 sene evvel bir villa projesi yapılmış. Bu 3. köprü ile havaalanı ile Riva'nın konumu tamamen değişti. 1 milyon metrekareye yakın yerimiz var orada. Biz bunu yeniden değerlendirelim dedik. Bunun üzerine çalışıyoruz. Yakında açıklayacağız."

        "Taçspor Tesisleri'nin kullanım hakkı bizde. Voleybolu oraya taşıyoruz. Kamplar, maçlar orada olacak."

        "GSGM ile görüşüyoruz Ali Sami Yen Spor Kompleksi içine bir spor salonu yapmak istiyoruz. 14 bin kişilik bir salon. 30 milyon Dolar bir harcaması var. Sadece isim hakkından 50 milyon Dolar alırız. Stadın üstünün kapanması da eş zamanlı olacak. Aynı kişi tarafından yapılacak."

        "GSTV'de Digiturk'le bir sözleşmemiz var. Bunu bozmak istiyoruz. Şifresiz yayın yapmak istiyoruz."

        "Biz şampiyonluk kutlamalarını hazırlarken eski yönetim gitti, yeni yönetim geldi. Duygun Ağabey'e 'Gel mazbatayı lig bitmeden almayalım, şampiyon olacağız büyük olasılıklar. Bu şeref de sizin yönetiminize ait olsun' dedim. Kutlamalar nasıl olsun diye konuştuk. Dediler ki podyuma futbolcular, Florya çalışanları çıkacak. İki yönetimi de çıkaralım podyuma dedim, podyumun bunu kaldırmayacağı söylendi. Yönetim kurulllarını temsilen iki başkan çıkalım ya da hiç çıkmayalım. İki başkan olur dedi. Duygun Başkan, ben çıkmak istemiyorum bacaklarımda rahatsızlığım var dedi. O zaman ben de çıkmam dedim. Mutabık olduk. Kutlamalar günü geldi, şeref tribününde oturuyoruz. Servet Bey oradaydı federasyonu temsilen. Dedi ki senden bir şey rica edebilir miyim, sen de benimle podyuma gel... 'Bu iş benim başımı ağrıtır, sıkıntıya sokar beni' dedim. Aradan 5-10 dakika geçti Abdurrahim ve Ali beni çağırdı. Abdurrahim, 'Ne olur Servet Bey'le podyuma çık' dedi. Yerime döndüm, Servet Bey bir daha söyledi. Ben de 'Tamam, geleceğim' dedim. Servet Bey kupayı verdi, iki madalya taktık, geri döndük. Sonra kıyamet koptu. Bunların sorumlusu ne benim, ne Ali, ne Abdurrahim..."

        "YANDEX'İ REDDETTİK"

        "Yandex'i sponsorluk konusunda reddettik. Fenerbahçe'ye yapılan teklifin aynısıydı. Biz orada şu ana lanse edildiği gibi bir şey görmedik ve o yüzden yapmadık."

        "Hamza Hamzaoğlu'nu benim bulunduğum yönetim getirdi. Bu kadar pırıl pırıl, bu kadar temiz, bu kadar Galatasaraylı bir adam tanımadım ben. Adam gibi adam. Başka faktörleri devreye sokup eleştiri yapmak yanlış olur."

        "Kulüpler Birliği'nde temsil ediliyoruz. Vakıf kurulacak, orada da pozitif bir taraftayız. Ortak bir menfaat söz konusu. Hem federasyon hem de Kulüpler Birliği ile sıcak bir ilişkimiz var."

        "Hakem konusunda ben de şikayetçiyim ama çok konuşmak istemiyorum bu konuda. Tekrar olmamasını diliyorum."

        "Ergin Ataman meselesinde biz kulüp olarak duyurumuzu yaptık. Çok iyi bir Galatasaraylı, Türkiye'nin yetiştirdiği ender koçlardan biri. Galatasaray, milli sorumluluk gereği izin varmiş. Bundan ötesi Ergin Ataman tabii ki Galatasaray'ın koçudur. Milli takıma da hizmet etmesi bizim için prestij işidir. Sonrası federasyonunun tasarrufudur. Çok beğeniyorum kendisini, uzun süre devam etmek istiyorum."

        "Beraber maç izlemenin tadı hala damağımdadır. Taraftar yasağı tabii ki kalkmalı. Derbiden sonra yapılan en büyük hareket yenilen kulübün bayrağını bir tabuta sararlardı, gezdirirlerdi. Hiçbir şey de olmazdı. Bu güzellikler ortadan kalktı. Kadıköy'e gitmeyi tabii ki isterim, koşullar uygun olsa. Aziz Bey'i ağırlamayı da isterim. Ben diğer başkanlarla fotoğraf vermeye hazırım."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ