Travis: İstanbul konserini dört gözle bekliyoruz

Çevremde “Travis İstanbul’a geliyor” heyecanıyla konser gününü bekleyen pek çok kişi var. Öyle ki haberi alanların yüzü gülüyor. Seyirciler, 8 Haziran’da grubun 19 yıl önce çıkan albümü ‘The Man Who’nun tamamının çalınacağı gecede, diğer pek çok şarkısını da dinleyebilecek. Şarkılar hep bir ağızdan söylenecek. Ve evet, Travis de o gece için en az bizim kadar heyecanlı. Konser biletleri günler öncesinden tükenen grubun basçısı Dougie Payne’le konser öncesi telefonda konuştuk. HT Cumartesi'nden Mete Aker'in haberi...

İstanbul’a üçüncü gelişiniz...

İstanbul’u seviyorum, çok iyi vakit geçirmiştim. İki olağanüstü konserimiz olmuştu. Kültürel zenginlik ve mimari ilgimi çekmişti. İnsanların coşkusu da görülmeye değerdi. Gelmeyi dört gözle bekliyoruz.

Neler yapmıştınız?

Boğaz’daki tekne turu, yemekler ve dans keyifliydi.

Peki bu sefer insanlar neyle karşılaşacak?

Çalabildiğimiz kadar iyi ve çok çalmak istiyoruz. İnsanların bildiği çok sayıda şarkımız var, onları çalacağız. Önceki coşkunun tekrarlanmasını umuyorum. Bu tabii heyecanlı bir durum. Çok eğlenceli olacak.

Öyle olacak gibi, Türkiye’de çok seviliyorsunuz.

Doğduğunuz yerden uzakta birilerinin sizi sevmesi ilginç ve güzel bir durum.

Çevremde “Travis’i dinlediğimde mutsuzken mutlu oluyorum, stresliyken o hâlden arınıyorum” yorumlarını çok duydum. Dinleyicilerinizle hangi hisleri paylaşıyorsunuz?

Her hissi bunun içine katabilirsiniz. Şarkılarımız genelde bir insandan ötekine, bir bireye yazılıyor. Bireysel, duygusal tepkilerle ilgili oluyor. Sevinç, üzüntü, bir ilişkinin bitmesi, bir dostunuz için endişelenmeniz ile ilgili... İnsanlarla yaşadıklarımızı dürüstçe paylaşıyoruz. Buna karşılık veriyor olabilirler.

Kariyerinizin ilk yıllarıyla şimdi arasındaki farklar neler?

Çok şey değişti. Dünyanın durumu dramatik olarak değişti. Kişisel hayatlarımız da öyle. Ama biz hâlâ dördümüzüz, ilişkimiz aynı devam ediyor. Hâlâ o grubuz.

‘EN İYİ GÖSTERİYİ YAPABİLMEK MOTİVASYON SAĞLIYOR’

Turne olduğu zaman bu dörtlünün vakti nasıl geçiyor?

Seyahat etmek, yani uçaklar ve otobüsler sıkıcı. Ancak gideceğiniz yere vardığınızda keşfetme aşaması keyifli oluyor. Otelden çıkıp yürüyerek gezinmek mesela... Nereye gideceğinizi bilmeseniz de keşfetmek hoş.

Seyahat sıkıcı ama otobüste eğlenceli anlarınız oluyordur muhakkak.

Hayır, seyahat kısmı gerçekten b.ktan. (Gülüyor.)

Bu kadar yorucu yolculuklardan sonra motivasyonunuz ne oluyor?

Seyirciler karşınızda ve siz en iyisini yapmak için mücadele ediyorsunuz. Bu duygu motivasyonu sağlıyor.

En çok nelerden ilham alıyorsunuz?

Genel olarak hayatın tamamı. Hayata karşı tüm tepkilerimiz... Ailemiz, arkadaşlarımız. Film, müzik ve edebiyattan da besleniyorum. Ancak en çok hayata katlanmak diyebilirim.

Travis’i bir cümlede anlatır mısınız?

Ahbabız, arkadaşız.

Son zamanlarda neler dinliyorsunuz?

Basçı James Jamerson, Funk Brother ve Bob Babbitt’i de şu ara çok dinliyorum.

Gelecek planlarınız neler?

Turne sonrası şarkı yazmaya devam edeceğiz. Sonbaharda stüdyoya gireceğiz.

Dougie Payne’le 5’te 5

Favori şehriniz?

New York.

Favori yemeğiniz?

Kendi pişirdiğim narlı et yemeği.

Favori aktiviteniz?

Futbol. Glasgow Rangers taraftarıyım. Müzik yapmak, piyano çalmak, heykel yapmaktan hoşlanıyorum.

İnternetten en son ne aldınız?

Bahçem için ateş yakılacak taş platform.

En son neye sinirlendiniz?

Bir köpek sahiplendim. Hem ben hem de çocuklarım çok seviyoruz. Köpeğini dolaştırıp dışkısını temizlemeyenlere geçenlerde çok sinirlendim.