Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Müzik Uluslararası müzik dünyasında yükselen bir ses

        "Bu kadar çekici bir çıkış albümü görmeyeli uzun zaman olmuştu. Hafif, kolayca çınlayan, sözleri güzellikle aktaran bir isim...” Guardian’ın bu sözlerle bahsettiği isim tenor İlker Arcayürek... Arcayürek, son yıllarda müzik dünyasının heyecanla takip ettiği isimlerden biri. Türkiye’de doğmuş, 5 yaşında ailesiyle Viyana’ya taşınmış. Bir okulda müzik eğitimi almamış ama sesiyle müzik eleştirmenlerinden tam not alıyor. Şu anda Nürnberg Tiyatrosu’nda yer alan sanatçının programı yoğun. Bir gün Türkiye’de de konser vermek istediğini söylüyor. HT Cumartesi'nden Mete Aker'in röportajı...

        Yoğun bir temponuz var, size ulaşmak hayli zor. Bu aralar gündeminizde neler var?

        REKLAM

        Nürnberg Tiyatrosu’nda çalışıyorum. İlk defa başrolde söyleyeceğim. Geçen akşam La Bohème temsilinde Rodolfo söyledim. Kış bitene kadar çok yoğunum. Sonra biraz daha rahatlayacağım. Farklı projelerim var. BBC’yle Shubert kaydı yapacağım. Ve önümüzdeki dönemde resitalim olacak.

        Pek çok ödül kazandınız. Bu başarı nasıl geldi?

        Tabii yetenek de gerekiyor ama şans da yardım etti. Özel ders aldım, korolarda söyledim. Aslında 23 yaşımda, bayağı geç başladım. 25 yaşımda Zürih Opera House’a girdim. Genelde genç yetenekler küçük roller alıp sahnede tecrübe kazanıyor. Büyük starlar da geliyor. O kişileri izleyerek de öğreniyorsunuz. Konuşma ihtimali doğuyor. Cecilia Bartoli’yle söyledim. Ondan fikir alabildim. Teknik öğrenmek önemli. Sesi nasıl kullanacağınızı... Çünkü ses kısa zamanda bozulabilir. Sesim o zaman bayağı değişti. Eskiden o kadar tiz notalarım yoktu. Belirli bir seviyeye gelebileceğimi anladığımda yarışmalara katıldım.

        Müzik okumanın artı ve eksileri neler?

        Müzik öğrenmeye üniversitede başlarsanız gelecek için iş tanımınız oluyor. Öte yandan kimseden etkilenmemek pozitif bir durum. Yani müzikle ilgili kendi fikrinizi oluşturmanız, stilinizi seyirciye nasıl aktaracağınızı oluşturmanız gerek. Kimsenin etkisinde kalmadım. Her şeyi kendim öğrendim.

        REKLAM

        5 yaşınızda Viyana’ya gittiniz. Schubert sizi nasıl etkiledi?

        9 yaşımda çocuk korosunda başladım. Shubert’in müziğinden çok hoşlandım. Bana belirli bir yol da verdi, hem basit hem de kompleksti. Shubert’in müziği eski popüler müzik gibi. Çok samimi ama basit.

        İlk albümünüz için iyi yorumlar almayı bekliyor muydunuz?

        Gurur duydum. Albümde hayatımla ilgili şarkılar var. Onun için kaydetmek ve Schubert’le başlamak istedim. İnsanların beğenmesi mutlu ediyor ama sırf iyi kritik almak için daha değişik söylemem.

        Mozart’ın işleri sesinize en uygun olan olarak tanımlanıyor.

        Mozart olunca doğal sesimin tamamıyla söyleyebiliyorum. Müziğe biçim vermek için fırsat verme yolunu seviyorum. Requiem dahi olsa beni hoşnut ediyor. Sesimi zorlamadan söyleyebiliyorum. Diğer bestecileri de deniyorum. Ama Puccini söylemek için gencim. Daha fazla Mozart söylemeliyim. Sesimi geleceğe taze taşımak için de önemli.

        REKLAM

        Albümde yalnızlık konseptini seçtiniz. Niçin?

        Hayatımın bir parçası. Avusturya’ya geldiğimde tek kelime Almanca bilmemek çok zordu. Yani oldukça yalnız başladım. Şimdi yine sanatçı olarak çoğu zaman yalnızız. Çünkü ailem yurtdışında yaşıyor. Yalnız olup mutlu ya da üzgün ve hayal kırıklığına uğramış olabilirsiniz. Schubert’in müziğinde yalnızlığın çeşitlerini görebilirsiniz.

        Hayal konserinizde seyirciyle beraber ağlamak istemenizin arkasında bir melankoli ya da üzüntü mü var?

        Olabilir. Oda müziği çok kişisel. Hayatımın günlüğünü okuyormuşum gibi. Onların kalplerine ulaşmak istiyorum. Biraz melankolik evet.

        Hayalleriniz ne?

        Çok fazla beklentim yok. İyi müzisyenlerle ileri seviye müzik yapmak istiyorum.

        ‘SESSİZLİKLE MUTLU OLUYORUM’

        Neler dinliyorsunuz?

        REKLAM

        Özel hayatımda çok fazla müzik dinlemiyorum çünkü her gün müzikle oldukça meşgulüm. Özelimde sessizlikle mutlu oluyorum. Eskiden caz dinliyordum. Küçükken vocal house müzik ve latin müziği çok severdim.

        Amatör müzisyenlerin müzik kahramanlarınız olduğunu söylüyorsunuz...

        Çok yakın bir arkadaşım var. Korolarda söylüyor. Benim için anneannem gibi. Çok ciddiye alıyor. Her gün kendi piyanosunda pratik yapıyor. Ses dersleri alıyor. Profesyoneller ne yaparsa o da yapıyor. Sadece keyif için yapıyor para için değil. Bu beni harekete geçiriyor. İnsanların müziğe bağlı olması çok dokunaklı. Müzik için her şeyi yapıyorlar. Amatörlerdeki tutkuyu daha çok hissediyorum.

        Önerileriniz var mı?

        Öğrenciler, otantik olmaya çalışmalı. Kendilerini değiştirmemeliler. Hocaların öğrettiklerini sorgulamalılar. Eğer biri size yeterince iyi olmadığınızı söylerse kendinize dürüst olun ancak bunun sadece bir görüş olduğunu ve aslında her şeyi yapabileceğinizi unutmayın. Bana da oldu. Kendinize güvenin.

        REKLAM

        Royal Albert Hall’da Beethoven’s Ninth etkinliğinde yer alacaksınız...

        Tabii ki çok heyecanlıyım. Bu en bilinen senfonilerden biri. Beethoven’ın da müziğini çok seviyorum. Harika bir orkestra müziği. Londra’da ilk kez sahne alacağım için çok heyecanlıyım. Çünkü daha önce yapmadım.

        Türkiye’de konseriniz olacak mı?

        Henüz planlanmış bir şey yok ancak umarım gelecekte olur.

        Favori yemeğiniz ne?

        İmam bayıldı.

        İnternetten en son ne aldınız?

        Bebeğim için ateş ölçer.

        Favori albümünüz?

        Fritz Wunderlich - Die schöne Müllerin

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ