Lost ve Prison Break'in yönetmeni: Filmimi Türkiye'de çekeceğim

Heja BOZYEL / HT PAZAR

heja@haberturk.com

Türk medyasının yeni heyecanı, Bobby Roth. Başta Lost olmak üzere son dönemlerin en popüler dizilerinin neredeyse hepsinde imzası olan Roth Filinta dizisi için Türkiye’de ama bir anda memleketin en ünlü misafiri oldu. Biz de onu İstanbul’dayken yakaladık ve aslında nasıl mütevazı ve güler yüzlü olduğunu öğrendik.

Bobby Roth’un her yerde “Lost’un yönetmeni” olarak tanıtılmasına bakmayın. O sadece Lost’un 4 bölümünü çeken yönetmen. Ama bugüne kadar en severek izlediğimiz dizilerin çoğunda imzası var. Grey’s Anatomy (2 bölüm), Revenge (5 bölüm), Agents of S.H.I.E.L.D (4 bölüm), The Mentalist, Flash Forward (4 bölüm), Criminal Minds (2 bölüm), Fringe (1 bölüm) ve herkesi etkisi altına alan dizi Prison Break (14 bölüm). Bu kadar çok popüler dizide yönetmenlik yapmasını oldukça alçak gönüllülükle anlatıyor “Amerika’da 2 çeşit yönetmenlik var. Biri konuk yönetmenlik, diğeri as yönetmenlik. Çoğu yönetmen yakın arkadaşım, o yüzden beni dizilerine davet ediyorlar” diyor. Çektiği bölümleri hatırlayınca tek sebebin “arkadaşlık” olduğuna inanmak mümkün değil. Ayrıca bağımsız sinemanın da oldukça önemli isimlerinden biri. Şu an Türkiye’de olma sebebiyse Kudret Sabancı’nın yeni dizisi.

■ 4 bölümünü çektiğiniz Lost, 14 bölümde yer aldığınız Prison Break... Hepsi kült diziler. Başarılarının sırrı ne sizce?

Bir televizyon dizisi nasıl başarılı olur? Bunun karakterlerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Bir izleyici olarak mesela Lost’u izlerken Kate’in (Evangeline Lilly), Jack’in (Matthew Fox), James’in (Josh Holloway) başına neler geleceğini çok merak ediyordum. Ana karakterlerin hepsi, diziyi izlettirme konusunda etkili. Prison Break’te mesela başka aktörler oynasaydı bu kadar başarılı olamazdı. Filinta dizisinde de bu başarıyı yakalayabilecek çok iyi oyuncular var.

■ Lost demişken sormasam olmaz... Finali hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çok konuşulan, tartışılan bir final oldu ama ben izlemedim sonunu!

■ Nasıl yani, politik davranıyorsunuz bence bu cevapla...

Hayır ciddiyim. Bir diziyi çekerken her şey güzel ama iş bitince dizi de bitiyor benim için.

■ Türk dizi endüstrisi için neler düşünüyorsunuz?

Henüz 1 haftadır içindeyim yani pek bir fikrim yok. Ama çalışma ortamı gayet güzel. Herkes işini iyi yapıyor. Sadece setler daha küçük.

■ Los Angeles’taki stüdyolarda bizdeki kadar büyük bir hiyerarşi yok gibi görünüyor...

Evet orada herkes aile gibi ama sana bir fotoğraf göstereceğim. (Cep telefonundaki kalabalık ve herkesin gülümsediği bir fotoğrafı gösteriyor.) Bu, Filinta setindeki ilk günümüz ve bu aile gibi değil mi?

■ 2 yıl önce bir tweet atmışsınız ve Türkiye’deki sinema endüstrisini merak ettiğinizi söylemişsiniz.

Ben mi twit atmışım? Başkası benim yerime atmış olmalı, hayatımda hiç twit yazmadım! Ama doğru, 2 yıl önce Türk sinema endüstrisini merak ediyordum. Sonra dahil oldum. Hatta o kadar çok sevdim ki burada geçen bir film çekmeyi düşünüyorum.

■ Aaa, burası sizi o kadar mı etkiledi?

Evet. İstanbul zaten çok güzel ama Efes’i, Bursa’yı gördükten sonra filmimi burada çekmeye karar verdim. Daha önceden hikâyesini yazdığım ve Fransa’da geçmesini planladığım bir filmdi ama şimdi buraya uyarladım onu.

■ Konusu ne olacak?

Bir kadını öldürmek için peşinden Türkiye’ye gelen Amerikalı bir adamı anlatıyor. Ama öldüreceği kadına âşık oluyor.

■ Bobby Roth’un işleri arasında en ilgi çekici olanlardan biri, Rage Against the Machine ve Audioslave gibi efsane rock gruplarının gitaristi, Tom Morello hakkında hazırladığı belgesel. Morello son zamanlarda Bruce Springsteen ile turnede ve yine harikalar yaratıyor. Tom Morello belgeseli çektiğiniz doğru mu?

Bunu bilmen beni şaşırttı. Çekimler yaptık, doğru.

■ Müziği sevdiğim için biliyorum. Peki nereden tanışıyorsunuz?

Eşimin kardeşi ile müzik yapıyor bir süredir.

■ Eşinizin kardeşi kim?

Bruce Springsteen.

■ Şaka mı bu? Hayır, ciddiyim.

■ Böyle bir bilgiyi internette hiç okumamış olmam çok ilginç!

Çünkü bu günlük hayatımın parçası işimin değil.