Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Kolombiyalı reklamcı Jose Miguel Sokoloff sayesinde birçok gerilla silah bıraktı

        Alihan MESTCİ/HT PAZAR

        amestci@haberturk.com

        Kolombiyalı Jose Miguel Sokoloff, Latin Amerika’nın en önemli kreatif liderlerinden biri. Lowe SSP3 ajansının dünya kreatif başkanı. Ve aynı zamanda yaklaşık 4 yıldır Kolombiya Savunma Bakanlığı için çalışıyor. Mesele şu ki, Kolombiya devleti, Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri’yle (FARC) yarım asırlık savaşın çözüm sürecinde bir reklam ajansının direktiflerinden faydalanıyor. Bu kampanyanın kreatif direktörlüğünü de onlarca ödülün sahibi Sokoloff yürütüyor. Reklam kariyerinin 30’uncu senesini doldurmaya hazırlanan Sokoloff, bu sırada insana temas etmenin önemini kavramış. Mesela, gerilla ailelerinden FARC mensuplarına mesajlar gönderiliyor: “Gerilla olmada önce benim oğlumsun...” Kampanya öyle bir noktada ki her ay ortalama 300 gerillayı eve dönmeye ikna ediyor.

        Kolombiya’da neler oluyor? Hayat nasıl sürüyor?

        Uzun süredir hissettiğimiz güvensizlik ve korkular nihayet son buluyor. Sadece gerilla korkusu değil, uyuşturucu ve tüm o kokuşmuşluk da... Artık tatlı hayat var!

        Ülkenizin huzur bulmasında sizin de katkılarınız var.

        Biz aslında bu sürecin bir parçası olduk. Hükümetin, gerillayla anlaşmak için siyasi, hukuki, askeri ve ekonomik stratejileri var. Bu adımlar atıldığında, bildiği tek şey savaşmak olan gerillanın elinde koz kalmadı. Biz de daha iyi bir hayat sürebileceklerini gösterdik. Nihayetinde birçoğu silahı bıraktı ve hayata döndü.

        Hükümete siz de bir pazarlama stratejisi kattınız sanırım.

        Evet, böyle de ifade edilebilir. Hükümetin, gerillaya katılanları eğitime, iş hayatına döndürmek ve topluma kazandırmak üzerine çok geniş kapsamlı bir programı var. Ama aynı zamanda gerillaya “Daha iyi bir hayat mümkün”, “Buna değmez” diye anlatmak gerekiyor. İşte burada biz devreye giriyoruz. n

        Peki nasıl çalıştınız? Gerillayla mı konuştunuz? Hükümete mi danıştınız?

        Bu çatışmayı iyi anlamak gerekiyor. Kolombiya’da da Türkiye’dekine benzer bir şekilde savaş insanların çok uzağında... Ne olup bittiğini gerçekten bilmiyorsunuz, hissetmiyorsunuz, anlamıyorsunuz. Bizim ilk yapmamız gereken, çok sayıda gerilla üyesiyle konuşup elimizden geldiğince, neden savaştıklarını, ne istediklerini, neden gerillayı terk ettiklerini, savaşı bırakma fikrinin nasıl oluştuğunu anlamaktı. Bu sayede meselenin insani boyutunu kavradık ve çalışmaya başladık.

        Yani onlar da iletişimi kolaylaştırdı...

        Evet, gerilladan ayrılanların birçoğu konuşmaya açıktı.

        ‘Her ay 300 gerillanın eve dönmesini sağladık’

        Bir yazı yazmışsınız. Diyorsunuz ki; “Kendime şunu sordum: Reklamların gücü neden savaşları sona erdirmek gibi iyi bir amaca hizmet etmek için de kullanılmasın ki?” Bu soruyu ne zaman sordunuz kendinize?

        Reklamlar, bir şekilde bunu yapıyordu zaten. Eğer reklamcılıkta iyiyseniz, satmaya çalıştığınız ürünün de iyi olduğuna inanıyorsunuzdur. Eğer inanmazsanız, samimi olmadığınızı hissettirirsiniz. n

        Yani bir şekilde devlet politikası, iyi olduğuna inandığınız ve satmaya çalıştığınız bir ürüne mi dönüştü?

        Ürün, politikacılardır; politika ve fikir, mensubu olunan şeyler. Eğer, sizi bir fikre bağlayabilirsek işte o zaman fark yaratırız. n

        Ve sonra Kolombiya Savunma Bakanlığı’yla çalışmaya başladınız.

        Bizimle, Bakan Yardımcısı Sergio Jaramillo irtibata geçti. Dedi ki; “Eğer bu savaşa son vereceksek kurulu ve düzenli bir iletişim stratejimiz olmalı. Bir yıl öyle, bir yıl böyle hareket edemeyiz.” İşe soyununca, gerillanın, gerilla teşkilatının esiri olduğunu keşfettik. Bu o kadar insani bir durum ki herkes anlayabilir. Radyoyla başladık. Birçok şey yaptık. Ve biraz zaman geçince bir organizasyondan başka bir organizasyona seslenmenin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini farkına vardık. Biz, organizasyona katılan gerçek insanlarla konuşmalıydık. Bu, her ay 300 gerillanın savaşı bırakmasına kadar uzanan bir kampanyanın en büyük dönüm noktasıydı. 38 bin kişiden hayatını kaybedenleri ve terk edenleri çıkarınca şu an yaklaşık 5 bin gerilla kaldı. İnsanlarla bire bir konuşmanın ve onlara “Orada ne yapıyorsun? İşte kaçırdıkların bunlar... Hayatın orada değil, hayatın bu değil” demenin ne kadar etkili olduğunu anlıyor musunuz?

        Bu sırada pazarlıklar da devam ediyordu tabii.

        Elbette. Gerillayı, elde edecekleri bir şey yokken geri çağırmamız hiçbir işe yaramazdı. Bunun altını dolduran pek çok etken var. Askeri baskı, eğitim hizmetleri, -onları savaşa sevk edeneksik altyapıların tamamlanması gibi... Biz bunun bir parçasıyız, ancak önemli bir boşluğu dolduruyoruz.

        Yaptığınızın herhangi bir reklam işinden ne farkı vardı?

        Aslında pek yok. Bize ödeme yapan bir müşterimiz var. Kreatif ekibi çalışıyor. Mesela İspanya’da ETA, silah bıraktığında biz de gerillaya sesleniyoruz; “Siz neden hâlâ savaşıyorsunuz” diye. Ya da başka bir yerde meydana gelen çok feci bir terör eylemi sonucu çocuklar öldüğünde, “Gerçekten çocukları öldürmeye değer mi” diye soruyoruz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ