Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Paulo Coelho HT Pazar yazıları

        Paulo COELHO/HT PAZAR

        'SİMYACI'

        NASREDDİN HEP YANLIŞ SEÇİM YAPAR

        Nasreddin Hoca büyük Sufi üstadlarından biri olarak görülür, zira (yalandan bir delilik haliyle) bir ‘aptal’ profili çizerken, aslında hep hayatın gerçek sırlarını ortaya koyar. İşte onun hikâyelerinden biri:

        Nasreddin Hoca her gün pazar yerine gidip zavallı bir dilenci kılığında oturuyor ve dileniyormuş. Onun kim olduğunu bilenlerse dilenirken yaptığı aptal numarasını izlemekten keyif alıyormuş. Nasreddin Hoca’nın numarası şuymuş: Yanına yaklaşan insanlar iki bozuk para çıkarıp gösterdiğinde Hoca, büyük olanını, yani değeri diğerinin on katı olanı değil, her seferinde küçük olanı, yani değeri daha az olanı seçiyormuş.

        Dilencinin bu aptallığı tüm ülkeye yayılmış. Günler geçtikçe yanına gelen ve iki bozuk para çıkarıp ona göstererek birini seçmesini isteyenlerin sayısı giderek artmış. Kadınlar, erkekler gruplar halinde geliyorlarmış ve Nasreddin Hoca her seferinde yine küçük parayı seçiyormuş.

        Bir gün cömert ve kibar bir adam -zavallı dilenciyle insanların bu şekilde dalga geçmesini seyretmekten yoruluponu bir köşeye çekip şöyle demiş:

        “Bir daha sana iki bozuk para uzatıp seçmeni istediklerinde büyük olanını seç. Böylece hem daha çok paran olur hem de seninle aptal diye dalga geçmelerini engellemiş olursun.”

        “Doğru söylüyorsun Beyim” diye cevap vermiş Nasreddin Hoca: “Ama büyük parayı seçersem, benim kendilerinden daha aptal olduğumu görmek için bu oyunu oynayan insanlar bana para vermekten vazgeçerler. Oysa bu oyunu oynayarak bugüne kadar ne kadar çok para topladım bilsen şaşarsın.” Ve eklemiş:

        “Gerçekte yaptığın şey zekice ise, insanların seni aptal sanmasında hiç sorun yoktur.”

        BAŞKALARINI EN ÇOK ÖNEMSEYEN

        Yazar Leo Buscaglia bir gün bir okula “Başkalarını en çok önemseyen çocuk” başlıklı bir yarışmada jüri olması için davet edilmiş.

        Yarışmayı kazanan, eşini yeni kaybetmiş olan 80 yaşındaki komşusuna yardım eden çocuk olmuş. Çocuk komşusunun bahçede oturmuş için için ağladığını görmüş ve hemen çitin üzerinden atlayıp yanına gitmiş, kucağına çıkıp oturmuş ve orada öyle bir süre kalmış.

        Çocuk eve geri döndüğünde annesi, zavallı yaşlı adama ne söylediğini sormuş. “Hiçbir şey” diye cevap vermiş çocuk. “Karısını kaybetti, bu ona çok acı vermiş olmalı. Ben sadece yanına gidip doyasıya ağlamasına yardım ettim.”

        DEĞERLENDİRME

        Arjantinli müzisyen ve söz yazarı Facundo Cabral’ın bir şiirinden alıntı:

        “Bana ‘yabancı’ diyorsun çünkü buraya senin bilmediğin bir yoldan geldim, çünkü başka bir şehirde doğdum, başka denizler gördüm.

        Bana ‘yabancı’ diyorsun çünkü ben alıştığın kişilere benzemiyorum. Ben de bir zamanlar uzak bir limandan yola çıkmıştım, oysa sana göre vedalar buradan mendilini sallarken gözleri yaşla dolanlar içindir ve birileri uzak bir yerlere gittiğinde herkes sadece geri gelecekleri günü düşünür, günlerce, aylarca, yıllarca sevdikleri için dua ederken.

        Ama ben bir yabancı değilim. Çünkü ruhum uyandı ve önceden bilmediğim şeyleri gördü, bütün insanların eşit olduğunu ve bir zamanlar sınırların olmadığı bir dünyanın var olduğunu.

        Hepimiz aynı ağlıyoruz, aynı soruları soruyor, bu uzun yolculuğumuzda aynı derecede yoruluyoruz.

        Bizi bölenler, üzerimizde baskı kuranlar, bizi soyanlar, bize yalan söyleyenler, hayallerimizi alıp satanlar, işte asıl onlar bu kelimeyi yaratıyorlar: Yabancı.

        Gözlerimin içine bak, nefretinin, egoizminin ve içindeki korkunun ötesine; işte o zaman, benim sadece senin yardımına ihtiyaç duyan bir adam olduğumu göreceksin. Ben hiç yabancı olmadım, asla da olamam.”

        Çeviren: Mine Akverdi Denktaş

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ