Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi ‘Ege’de konser vereceğim için çok şanslıyım’

        Sırma KARASU / HT CUMARTESİ

        Türk seyircisi tarafından çok sevilen Sarah Chang, 15-19 Ağustos’ta gerçekleşecek D-Marin Turgutreis Uluslararası Klasik Müzik Festivali’nde çalmak için bir kez daha Türkiye’ye geliyor. O da ülkemizde konser veren bütün klasik müzisyenler gibi; mesafeli Avrupa seyircisinden coşkusuyla ayrılan Türk seyircisine ve bu etkileşimin yarattığı atmosfere hayran. Buyrun Chang’in 4 yaşında şekillenen kariyerinden ve gelecek planlarından bahsettiğimiz söyleşimize...

        ■ Yeniden Türkiye’de olmak nasıl bir his?

        Geçen sene İstanbul’da verdiğim konserden Türk seyircisini zaten tanıyorum ama D-Marin’e ilk kez katılacağım için inanılmaz heyecanlıyım.

        ■ Sizce konser nasıl bir atmosferde geçecek?

        Konser verirken iki kriterim vardır; ya çalacağım şehre duyduğum hayranlık ya da birlikte çalacağım müzisyenlere duyduğum saygı. Turgutreis konserim için ikisi de mevcut. Türkiye’de daha önce birçok kez konser verdim. Türk seyircisi beni duygulandırıyor ve heyecanlandırıyor. İnsanlar öyle sıcak ve coşkulu ki her geldiğimde harika zaman geçiriyorum. Binlerce yıllık kültüre tanıklık eden Ege Denizi’nin hemen yanında konser vereceğim için kendimi çok şanslı hissediyorum, bunun da seyirciye geçmemesi imkânsız!

        ■ Biraz kariyerinizden bahsedelim, sizin de hikâyeniz ‘muhteşem çocuk’ olarak başlıyor.

        Annem beni piyanonun başına oturttuğunda henüz 3 yaşındaydım, 4 yaşıma geldiğimde ise yoluma keman çalarak devam etmek istediğimi söyledim. 6 yaşımda, mezunları arasında Ithzak Perlman, Chick Corea ve Daniel Pollack gibi isimlerin olduğu New York Julliard School’a girdim. O günden beri hayatım müziğin etrafında şekillendi.

        ■ Henüz 4 yaşındayken senfoni orkestralarıyla çalışmak zor ve yorucu olsa gerek.

        Aslında çocukluğum gayet normal geçti, en azından benim normal ölçülerime uygundu. Kariyerime erken başlamanın avantajı sayesinde, dolu dolu yaşamaya fırsat bulabildim. Müziğe ergenlik çağında başlayanların daha çok çalışması gerekiyor. Bense 15 yaşıma geldiğimde kendi konserlerimi ayarlamaya, birlikte çalışmak istediğim orkestra şeflerini seçmeye başlamıştım bile. Arkadaş çevremde müzisyenler olmadığı için, prova ve çalışmalarım bittikten sonra bile sürekli müzikten bahsedip, çok sevdiğim bir şeyi saplantıya çevirmedim.

        ■ Sahnede kemanınızla baş başa kaldığınızda kendinizi nasıl hissedersiniz?

        Güçlü ve özgüvenli. Sahnede olmayı ve keman aracılığıyla benliğimi ve ruhumu dışa vurmayı çok seviyorum.

        ■ Hayattaki hedeflerine genç yaşta erişmiş biri olarak yeni hedefler belirlemekte zorlanmıyor musunuz?

        Hâlâ yapmak istediğim öyle çok şey var ki... Keman repertuvarı sonsuz, öğrencilik asla bitmiyor hatta her gün yeniden başlıyor.

        ■ Müzik dışındaki tutkularınız neler?

        Ailem, arkadaşlarım ve yavru köpeğim. Sinemaya da bayılırım. Ama tutkum alışveriş. Uzman bir alışveriş canavarıyım. Çok da gezdiğim için çoğu zaman bavulumdaki boş yer yaptığım alışverişten fazla oluyor. Bu yüzden artık yanıma mutlaka bir de boş bir valiz alıyorum!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ