Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar ‘Müzik, dansın en büyük düşmanıdır’

        Dilek BİRGEN / HABERTÜRK PAZAR

        Müziksiz dans olur mu? O yapmış, olmuş. Dansa 1984’te Geyvan McMillen ile İstanbul’da başlayan Mehmet Sander (48), Londra Çağdaş Dans Okulu, California Eyalet Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi’nde eğitim aldı. 1990’da da Mehmet Sander Dans Topluluğu’nu kurdu. Yıllarca uğraşarak kendi dans figürlerini yarattı ve popülerliğini kaybetmeyen müziksiz dans projesi Aksi Mimari’yi gerçekleştirdi. Bu dansı İngiltere’deki üniversitelerde tez konusu bile oldu. Dansın taklit edilemez efendisi Mehmet Sander ile sohbet ettik.

        Dansınız, kendine özgü. Peki esinlendiğiniz isimler var mı?

        Ressam Piet Mondrian, Kazimir Malevich ve Vasiliy Kandinskiy, filozof yazar John Cage, mimar Louis Kahn, ABD’li dansçı Merce Cunningham ve Jeff Slayton’ı sayabilirim.

        Projeniz Aksi Mimari’de müziksiz dans ettiniz. Bu kimin fikriydi?

        Bir gün “Müzik gereksiz” deyince ortaya çıktı. Önce yerçekimine odaklandım, sonra da yerçekimine karşı koymaya. Ben, fiziği o sıkıcı havasından kurtardım. Ama bu manifestomu oluşturmak tam 6 yılımı aldı. Bir liste sayesinde oldu. Listede eksik olduğum noktalar, çalışmalar, sorunlar, figürler, yerçekimine karşı hareketler gibi farklılık yaratacak şeyler yazıyordu.

        Sıkça duyuyorum, müziğin dansın düşmanı olduğunu söylüyorsunuz. Neden?

        Çünkü müzik dansın en büyük düşmanı. Alan ve zaman bakımından kısıtlayıcı. Her sanat dalı kendi başına var olur, dans hariç. Bana göre dans; yer, hareket ve zamandan ibarettir. Dansta müzik olmayınca başka unsurlar ön plana çıkıyor. Dansta olması gereken yardımcı disiplinler mimari ve fizik.

        Çok etkileyiciydi gösteriniz...

        Yaptığım her eserde bir çerçeve var. Performans, o alan içinde. Kusura bakmasınlar, dans gösterilerinde bir alanda sadece koşturup duruyorlar. Performans alanı olarak üçgen, daire, kare gibi geometrik şekiller kullanıyorum. Yani şunu diyebilirim; dansıma laboratuvarda çalışan bir bilim adamı gibi yaklaşırım.

        Bir anda kendinizi gögüs üstü yere nasıl atıyorsunuz?

        Bir teknik meselesi. Açınızı ayarlarsanız bir şey olmaz. Yere düştüğünüzde, ki görmüşsünüzdür yere paralel ve dümdüz çarpıyorum, başı sağa çevirmeli. Ancak açıyı ayarlayamazsanız burnunuzu ve dirseğinizi kırabilirsiniz.

        Şu an aynı hareketleri yapabilir misiniz?

        İnsanlar kendilerini kandırıyor yaş konusunda. 48 yaşındayım, tam performans gerçekleştirmem imkânsız.

        Gösterilere nasıl hazırlanıyordunuz?

        Kondisyon için aktif spor hayatınızın olması gerek. Ben yıllarca Uzakdoğu sporları eğitimi aldım.

        Dünyada dansınızın benzer örnekleri var mı?

        Hayır. Taklit etmesi de zor. Çünkü sakatlanma riski fazla.

        ‘Üzücü tecrübelerim beni tetikledi’

        Hayatınızdaki dönüm noktaları neler?

        Merce Cunningham Dance Company, İstanbul’da bir performans sergiledi. Sanırım 16 yaşındaydım. Bu performans dans konusunda neyi sevip sevmediğime karar vermemi sağladı. Diğer dönüm noktasıysa birkaç arkadaşımı AIDS hastalığından kaybetmem. Bu üzücü tecrübe, amaçlarım konusunda acele davranmam konusunda beni tetikledi.

        Şimdi workshoplar yapıyorsunuz, değil mi?

        2011’den beri halka açık workshoplar düzenliyorum. En son Londra Müzesi’nde oldu. Yeni projeler oluşturuyoruz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ