Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Dürüstlük çiçeği

        Paulo COELHO/ GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

        Santiago de Compostela Katedrali’nde hacı olan Maria Emilia Voss şu hikâyeyi anlatır: MÖ 250 yıllarında eski Çin’de Thing- Zda bölgesinin prensi imparator olarak tahta çıkmak üzereydi. Ama yasalara göre tahta çıkmadan önce evlenmesi gerekiyordu.

        Bu kural geleceğin imparatoriçesini seçmek anlamına da geldiği için prensin tamamıyla güvenebileceği bir genç kadın bulması gerekiyordu. Bir bilgenin tavsiyesi üzerine prens, en uygun adayı bulmak için bölgedeki bütün genç kızları huzuruna çağırdı.

        Yıllardır sarayda hizmetçi olarak çalışan yaşlı kadın kızların toplanması için yapılan hazırlıkları duyunca çok üzüldü. Çünkü kadının kızı gizliden gizliye prense âşıktı. Yaşlı kadın evine gittiğinde haberi kızına anlattı ama kızının da bu çağrıya uyarak prensin huzuruna çıkmaya karar verdiğini duyunca büyük bir endişeye kapıldı. Yaşlı kadın çaresizdi: “Ama kızım, senin orada ne işin var? O gün saraya en zengin ve en güzel kızlar gidecek. Bu çok saçma bir fikir! Biliyorum çok üzülüyorsun ama oraya gitmeye kalkarak bu üzüntüyü bir çılgınlığa çevirme.” Kızı şöyle cevapladı: “Sevgili anneciğim, acı çekmiyorum ve aklımı da kesinlikle kaçırmadım. O gece seçilmeyeceğimi biliyorum ama bu benim prensi yakından görebileceğim ve onunla birkaç dakika geçirebileceğim tek fırsat. Benim kaderim onunla olmaktan çok uzak ama bunu yaparak mutlu olacağım.”

        AŞK KADAR BÜYÜRSE...

        O gece gelip çattığında genç kızlar birer birer saraya geldiler, gerçekten de en güzel kızlar oradaydı, en güzel elbiselerini giymiş, en güzel takılarını takmışlardı ve prensin eşi olarak seçilmek için her şeyi yapmaya hazırlardı. Prens sonunda salonu dolduran kızların karşısına çıktı ve bir duyuru yaptı: “Şimdi her birinize birer tohum vereceğim. Ve altı ayın sonunda en güzel çiçeği yetiştirmiş olarak gelen kişiyi Çin’in imparatoriçesi olarak seçeceğim.” Genç kız da kendine verilen tohumu aldı ve gidip bir saksıya ekti. Bitki yetiştirme konusunda çok yetenekli değildi ama toprağı büyük bir sabır ve hassasiyetle hazırladı, bakımını özenle yaptı. Çiçekler de içindeki aşk kadar büyürse hiçbir endişesi kalmayacaktı.

        SON GÖRÜŞME

        Aradan üç ay geçti ama topraktan tek bir filiz bile görünmedi. Genç kız her şeyi denedi, çiftçilere, bahçevanlara danıştı. Onlardan öğrendiği pek çok farklı yöntemi denedi. Ama hiçbiri fayda etmedi, tohum yeşermiyordu. Her geçen gün hayalleri ondan biraz daha uzaklaşıyordu ama aşkı içinde hâlâ capcanlıydı. Sonunda altı ay doldu ama genç kızın saksısı bomboştu. Prense sunacağı çiçekleri olmadığı halde harcadığı onca emekten sonra boş saksıyı alıp belirlenen gün ve belirlenen saatte saraya yine de gitmeye karar verdi. İçinde bunun büyük aşkıyla en son görüşmesi olacağını söylüyordu ve bu anı asla kaçıramazdı.

        TOHUMLAR SAHTEYDİ

        Buluşma günü gelip çattığında bütün kızlar saraya geldiler. Genç kız da boş saksısıyla içeri girdi. Oysa diğer adayların hepsi tohumlarından muhteşem sonuçlar almışlardı. Her birinin getirdiği çiçek bir diğerininkinden daha güzel, daha renkli, daha ihtişamlıydı. Sonunda beklenen an geldi. Prens salona girdi ve kızların arasında dolaşıp her birinin çiçeğini büyük bir dikkatle tek tek inceledi. En sonunda da kararını duyurdu: Prens hizmetçinin kızını karısı olarak seçmişti! Diğer bütün kızlar karara tepki gösterdiler, hiçbiri prensin nasıl olup da çiçek yetiştirmeyi başaramamış ve boş saksıyla gelmiş bu kızı seçtiğini anlayamıyorlardı. Prens sakince durumu açıkladı: “Bu genç hanım onu imparatoriçe yapacak kadar değerli çiçeği yetiştirmeyi başaran tek kişi oldu. Çünkü o dürüstlük çiçeğini bana sundu. Sizlere dağıttığım tohumların hepsi sahteydi. Hiçbirinin çiçek açması mümkün değildi.”

        Çeviren: Mine Akverdi Denktaş

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ