Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Görünen ve görünmeyenlere dair

        Paulo COELHO/GAZETE HABERTÜRK-PAZAR

        Bir gün biri, heykeltraş Michelangelo’ya bu muhteşem eserleri nasıl yarattığını sordu. “Çok basit” dedi Michelangelo; “Bir mermer kütlesine baktığımda içinde duran heykeli görebiliyorum. Tek yapmam gereken o heykeli çevreleyen mermeri kırıp atmak oluyor.”

        Temelde hayat ilk bakışta görünenin ötesini görme sanatıdır. Bizim varoluşumuz da bir sanat eseri olarak yılların biriktirdiği korkular, suçluluk duyguları ve tereddütlerle çevrelenmiştir. Eğer dışımızı saran bu kaplamadan kurtulabilseydik, eğer yeteneklerimiz hakkında endişelerimiz olmasaydı, gerçekleştirmek için buraya geldiğimiz görevleri hayata geçirmeyi başarabilirdik. İşte hayatta daha net bir görüş elde etme sanatı üzerine birkaç hikâye...

        GÖRMEDEN İNANMAK

        İmparator Haham Yeoschoua ben Hanania’ya şöyle dedi: “Tanrı’nı görmeyi çok isterim.” “Bu imkânsız,” dedi Haham. “İmkânsız mı? İyi ama hayatımı göremediğim birinin ellerine nasıl teslim edebilirim?” “Karınıza duyduğunuz sevgiyi hangi cebinize yerleştirdiğinizi gösterin bana ve onu tartmama izin verin, böylece sevginizin ne kadar büyük olduğunu anlayabilirim.” “Saçmalama; kimse birine duyduğu sevgiyi cebinde taşıyamaz.” “Güneş, Tanrı’nın evrene koyduğu eserlerinden sadece biridir ve ona doğrudan bakamazsınız. Aynı şekilde sevgiyi de göremezsiniz ama bir kadına âşık olup hayatınızı ona emanet edebileceğinizi bilirsiniz. Görmediğimiz halde güvenebileceğimiz şeyler olduğu açık değil mi?”

        SAKLANAN YÜZ

        Nasreddin, bağış toplamak için zengin bir adamın evine gitti. Kapıyı uşak açtı. “Molla’ya Nasreddin’in geldiğini ve başkalarına yardım için paraya ihtiyacı olduğunu söyle” dedi bilge adam. Uşak içeri gitti ve birkaç dakika sonra geri döndü. “Efendim evde değil” dedi. “O zaman bu hayır işine katkısı olmasa da kendisine bir tavsiyede bulunmama izin ver: Ona söyle, bir dahaki sefere evden gittiğinde yüzünü pencerenin önünde unutmasın, yoksa insanlar yalan söylediğini düşünebilir!”

        KENDİNİ GÖRMEK

        “Dostlarınıza baktığınızda kendinizi görmeye çalışın” dedi Japon üstat Okakura Kakuso. “Ama bu kötü ve bencil bir hareket değil mi?” diye sordu öğrencilerinden biri; “Sürekli kendimizle ilgilenirsek, başkalarının bize sunabileceği güzel şeyleri asla göremeyiz.” “Sadece çevremizdeki iyi şeyleri görüyor olsaydık bu doğru olurdu” diye cevap verdi Kakuso. “Ama gerçek şu ki, başka bir kişiye baktığımızda mutlaka onda bir kusur ararız. Kötü tarafını keşfetmeye çalışırız çünkü bizden daha kötü olmasını isteriz. Bizi incittiğinde asla onu affetmeyiz çünkü aynı durumda onun da bizi asla afetmeyeceğini düşünürüz. Onu sert sözlerle yaralamaya çalışırız ve bunu gerçekleri söylediğimizi iddia ederek yaparız, oysa yaptığımız tam tersine gerçekleri kendimizden saklamaktır. Kendimizin çok önemli olduğunu sanırız bu yüzden kimsenin ne kadar kırılgan olduğumuzu görmesini istemeyiz. İşte tüm bunlar yüzünden şunu unutmamalıyız: Ne zaman dostumuzu yargılarsak, aslında sanık sandalyesinde oturan biz oluruz.”

        TEHLİKEYE BAKMAK

        Öğrenci öğretmenine şöyle dedi: “Günümün büyük bölümünü görmemem gereken şeyleri görerek, arzulamamam gereken şeyleri arzulayarak, yapmamam gereken planları yaparak geçirdim.” Öğretmen öğrencisini kendisiyle birlikte yürümeye davet etti. Yolda giderken bir bitkiyi işaret etti ve öğrencisine bunun ne olduğunu bilip bilmediğini sordu.“O zehirli bir itüzümü. Eğer yapraklarını yersen seni öldürebilir.” “Ama sadece bakarsan öldüremez. Aynı şekilde olumsuz düşünce ve arzular da onlara teslim olmadığın sürece zararsızdır.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ