Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Kerimcan Akduman kimdir? 360 dünya turu ve gezi notlarının detayları

        Genç yaşına rağmen şehrin bunaltıcı yaşamından usanıp, kendinden gün geçtikçe uzaklaştığını gören Kerimcan Akduman; radikal bir karar alarak tüm hayatını değiştirmeye karar vermiş bir isim. "Ferrari'sini Satan Bilge" tadında işini bırakıp, doğru bildiği yola kendini adayan Kerimcan Akduman, kurduğu icantravel.co adlı blogu ve Instagram hesabı üzerinden pek çok insana umut oluyor.

        Blog kurup dünyayı gezmek pek çok insanın hayali ancak, siz bunu gerçeğe dönüştürdünüz. İlk adımı nasıl attınız?

        Adımdan ziyade aslında uzun bir hazırlık süreci oldu diyebilirim. Bir kere bu iş için para biriktirirken nereye gidebilirim, önceliklerim ne olur diye planlar yaptım çünkü; dünyada teknik olarak görebileceğiniz 197 ülke var ve hepsini ne yazık ki tek bir seyahat esnasında görebilmek mümkün değil. O yüzden ciddi planlamalar yapmak gerekiyor.

        REKLAM

        Baba parası yemeden seyahat ettiğinizi söylüyorsunuz. Peki onca yeri gezmek için para biriktirmek ne kadar zamanınızı aldı?

        Yaklaşık üç senemi aldı ve ben gezerken de çalışmaya devam ettim. Dışarıdan dergilere seyahatlerimle ilgili yazılar hazırladım, çeşitli yerlere içerik ürettim. Sadece biriktirdiğim parayla değil yoldayken de biraz çalışarak hareket ettim. Dürüst olmak gerekirse para olmadan böyle şeyler yapılmıyor, umut tacirliği yapmaya da gerek yok.

        Ulaşım sponsorunuz hariç, reklam konusunda halen daha kapsamlı bir sponsorunuz bulunmuyor. O yüzden sormak istiyorum, mesleğiniz olan reklamcılığa seyahat etmediğiniz zamanlarda devam ediyor musunuz?

        Reklamcılığa devam etmiyorum. 360 dünya turundan döndükten sonra tam anlamıyla bir kariyer değişikliğine gittim. Şu an tur rehberliği yapmaya başladım. Daha önceden deneyimlediğim ve insanların ilgisini çekebileceğini düşündüğüm yerlere, bir tur şirketiyle beraber seyahatler düzenliyoruz.

        • Evet çünkü; seyahatlerle ilgili aksiyon almak için hayatınızdaki bazı konforlardan ciddi ciddi fedakarlık yapmanız gerekiyor. Bu sadece yeme-içme ve barınma değil, tüm günlük ihtiyaçlarınızı daha aza indirmekle ilgili...
        REKLAM

        'HERKES POTANSİYEL ARKADAŞINIZ'

        Seyahatlerinizi hep yalnız gerçekleştiriyorsunuz, neden?

        Tek seyahat insana müthiş bir hareket sağlıyor. Elbette tek seyahat etmenin hem avantajları, hem de dezavantajları var. Sosyalleşmeden ötürü getirdiği bir sürü avantajı bulunuyor. Yanınızda bir veya iki arkadaşınız varken çok da dışarısıyla sosyalleşmeye ihtiyaç duymuyorsunuz. Onlarla paylaşıyorsunuz tüm mevzuyu ama yalnız olduğunuzda, tamamen özgürsünüz ve her an her şeye açıksınız. Yemek yerken biri laf atar, yolda giderken biriyle tanışırsınız gibi birçok farklı insanla tanışma şansına sahipsiniz.

        Hiç bir yol arkadaşına ihtiyacınız olmadı mı? Örneğin; hastalandığınızda yanınızda biri olmadığında ne yaptınız?

        Bu yalnız seyahat etme aslında seçilmiş bir yalnızlık. İstediğiniz zaman birini hayatınıza sokup onunla seyahat edebilirsiniz. Ben 360 boyunca - yani 15 ay süresince - genelde yalnızdım. Ancak kanımın uyuştuğu insanlarla rotaları birleştirdik. Mesela Kamboçya'da İtalyan biriyle tanışıp, yola üç hafta boyunca onunla devam ettim. Aynı şekilde Singapur'da beni evinde ağırlayan bir Türk arkadaşımla daha sonra Patagonya'da tekrar karşılaştık. Beraber kamp yapmaya gittik...

        REKLAM

        Vizesi olan yerlere gitmeyi neden tercih etmiyorsunuz?

        Ben bürokrasiyi sevmiyorum. Gerçi bundan kaçış yok! Yakın coğrafyalarda örneğin; Avrupa'da vize işlemleriyle uğraşmak zorundasın. Hani 'vizeli yerlere seyahat yapmayın' demiyorum ama vize insanın hayatını zorlaştıran bir şey. 360'da bu bürokrasiyle uğraşmak istemedim çünkü; özgür ve rahat olmayı istedim.

        Rotayı hazırlarken önceliğiniz kendi istekleriniz mi finans durumunuz mu oluyor?

        360 rotası aslında çok daha genişti ancak, para biriktirmeye başladığımda yani üç sene boyunca, gün be gün bunun pek gerçek olamayacağını fark ettim. Öyle bir imkanın olmayacağını fark edince de eleme yapmaya başladım. En çok nereyi görmek istiyorum, benim hayalimde en çok neresi var diyerek mevcut şartlar içerisinden seçim yaptım diyebilirim.

        Bu zamana kadar gittiğiniz yerlerden en ucuz ülke hangisiydi?

        Sanırım Endonezya'ydı!

        Çok da merak uyandırmayan ama gittikten sonra sizi heyecanlandıran bir yer oldu mu?

        Filipinlere çok beklentisiz gitmiştim. Acayip bir coğrafya ve çok etkileyici bir yer çıkmıştı. İnsanları çok tatlıydı... Sıfır beklentiyle gidip, müthiş keyif aldığım bir yer.

        REKLAM

        En çok beğendiğiniz şehirlerden bir tanesi de Cape Town. Cape Town'un neyi sizi o kadar etkiledi?

        Bence dünyanın en güzel şehri! Cape Town'ı görüp de ben orada yaşamayı düşünmem diyeni daha görmedim. Orası inanılmaz bir yer çünkü; her şey bir arada! Dört mevsimi aynı günde yaşayabiliyorsun; doğa, şehir, iki okyanusun birleşmesi, iyi yemek, keyifli insanlar, kültür, iyi müzik yani her şeyin bir arada olduğu tek şehir. Bu yüzden de dünyada eşi olduğunu düşünmüyorum.

        Hayal kırıklığı yaşadığınız bir şehir var mı?

        Bangkok beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Turistlerin ayaklı dolar olarak görüldüğü bir yer gibi geldi. O yüzden de pek hoşlanmadım oradan.

        Duygu durumuna göre yerleri sıralamanızı istesem...

        Duyguları sıralarsan eğer daha kolay olur.

        • Depresyondayken mesela Buenos Aires'e, Salvador'a gidilir; nerelere gidilmez ise Hiroşima, Johannesburg.

        Aşırı enerjik olduğumuz bir dönemdeyken...

        Rio de Janerio ya gidilir, Tokyo'ya gidilir, Cape Town'a gidilir. Nerelere gidilmez; Bali ya da Amazon'a gidilmez.

        Diyelim ki romantik bir tatil yapmak istiyoruz, bu sefer nerelere gidilir ya da gidilmez?

        Romantik tatil için... Cape Town diyeyim o zaman. Her türlü listeye giriyor.

        Bir sonraki seyahatiniz nereye ve ne kadar süreliğine olacak?

        Hindistan'a gidiyorum iki haftalığına. Biraz turisttik bölgelerine olacak bu sefer ki rotam. Hindistan'a gitmek isteyip senelerdir gidememiş bir adam olarak, bir tanışma seyahati olacak kendisiyle.

        Bavulunuzda olmazsa olmazınız nedir?

        Cep telefonum, güneş gözlüğüm ve iyi bir spor ayakkabı. Bol yürüyüş için olmazsa olmazım.

        Seyahatlerinizde yanınızda olsa iyi olur dediğiniz ürünler neler?

        Şarjları hiç bitmeyen piller, yorgunluk alan ayakkabılar, bir de kısa sürede çok uyumuşsun hissi veren yastıklar.

        Yolculuğa çıkmadan önce yanınıza almayı unuttuğunuza üzüldüğünüz bir şey oldu mu?

        Aslında Patagonya'ya giderken "Dünyanın Ucundaki Fener" kitabını almak istiyordum. Onu almayı unutmadım, ağırlık olmaması için bıraktım. Buna çok üzülmüştüm ancak; şöyle komik bir şey oldu, fenere doğru giderken teknede kitabı buldum ve benim için güzel bir tesadüf oldu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ