Karabulut cinayetine Samast benzetmesi!

İstanbul'da başı kesilerek öldürülen Münevver Karabulut'un davasının dün (cuma) görülen duruşmasında Adli Tıp Kurumu'nun, katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun babası Nida Garipoğlu'na ait kanlı iki gömlek ve içlik üzerinde yaptığı incelemenin raporu tartışma yarattı. Kıyafetlerde bulanan kanların fışkırma ya da sıçrama sonucu oluşmadığı, sepette bulunan başka bir cisimden veya sürtünme yoluyla bulaşmış olabileceğinin belirtildi. Cem Garipoğlu'nun yerdeki kanı elbiselerle sildiğini söyleyen Rezzan Epözdemir, raporun gerçeği yansıtmadığını söyledi. Münevver Karabulut cinayetini, Hrant Dink cinayetine benzeten Karabulut ailesinin avukatı Rezzan Epözdemir, "Sanık Ogün Samast, olayda 18 yaşını doldurmadığı için 21 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Aynı durumdaki Cem Garipoğlu'na verilecek benzer bir ceza kimseyi tatmin etmez en az 24 yıl hapis cezası almalıdır" dedi.

Duruşma, savcının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için ertelendi.

Gökay USANMAZ / AHT İSTANBUL

Bakırköy 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Münevver Karabulut davasının dünkü duruşmasına tutuklu sanık Cem Garipoğlu, amcası Hayyam Garipoğlu, annesi Tülay Makbule Garipoğlu ve babası Mehmet Nida Garipoğlu ile şirket çalışanları Habib Kurt, Mehmet Karayalı katıldı. Duruşmada ilk olarak mahkeme başkanı, Adli Tıp Kurumu'ndan gelen ve çamaşır sepetinde bulunan kanlı elbiselere ilişkin düzenlenen raporu okudu.

Raporda, kan miktarının dağılım ve yoğunlukları dikkate alındığında yüzeydeki yoğun miktardaki kanın silinmesi ile oluşmasının mümkün görülmediği belirtildi. 3 farklı tıp kitaptan yararlanılarak raporu hazırlayan Uzman Doktor Murat Nihat Arslan, kan lekelerinin sıçrama ya da fışkırma özellikleri taşımadığını, kıyafetlerdeki kan lekesinin sepette bulunan kanlı başka bir cisimden bulaşmış olabileceği kanaatine vardığını belirtti. Raporun okunmasının ardından itirazda bulunan Rezzan Epözdemir, Adli Tıp Kurumu'nu eleştirdi.

EPÖZDEMİR: "ARAMIZDA HUSUMET VARDIR"

Raporu kabul etmediklerini söyleyen Rezzan Epözdemir, raporun gerçekleri yansıtmadığını belirterek "Adli Tıp Kurumu'nu tazminata mahkûm etmemiz sebebiyle aramızda husumet vardır. Rapor mahkeme saatler kala UYAP sistemiyle dijital ortamdan gönderilmiştir. Rapor, Nida Garipoğlu'na isnat edilen cinayete iştirak suçlamasını bertaraf etmek amacıyla hazırlanmış, objektiflikten uzak, hukuk adına utanç verici bir rapordur" dedi.

Nida Garipoğlu'na ait kanlı elbiselerin bulunduğu sepetteki diğer çamaşırlarda kan olmadığını belirten Rezzan Epözdemir "Ancak rapor sepette bulunan başka kanlı bir cisimden bulaşmıştır diyor. Cem Garipoğlu bile yerdeki kanı sildiğini söylemişti. Adli Tıp Kurumu'nun saygınlığı tartışılır haldedir. Münevver Karabulut katledildi. Adli Tıp Kurumu yeninden revize edilmelidir" diye konuştu.

OGÜN SAMAST BENZETMESİ

Bir sonraki duruşmada savcının esas hakkında mütalaa vereceğini söyleyen Epözdemir, "Karar aşamasına geldik. Hrant Dink'in vefatı benzer bir olaydır. Orada da yaş küçüklüğü ve tasarlama var. Sanık Ogün Samast 18 yaşını doldurmadığı için 21 yıl 6 ay ceza verdi. Kısmen tatmin etti. Ama Münevver Karabulut davasında Cem Garipoğlu'na verilecek 22 yıllık bir ceza Türkiye'yi tatmin etmeyecektir. Bu sanığa 24 yılın altına ceza verirsen kamuoyunun adalete olan güveni sarsılır" dedi.

Duruşma, savcının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için ertelendi

KADIN DERNEKLERİNDEN PROTESTO

Duruşma sonrası adliye önünde basın açıklaması düzenleyen Kadın Cinayetlerini Durdurma Platformu üyeleri, kadın cinayetlerinin bir an önce son bulmasını istedi. Platform adına konuşan Tuğba Gümüş "Biz kadın örgütleri olarak kadın cinayetlerini durdurmak için sesimizi durdurmaya çalışıyoruz. Her gün yanı başımızda kadınlar erkekler tarafından öldürülüyor. Cem Garipoğlu'na Ayşe Paşalı davasında olduğu gibi hak ettiği ağırlaştırılmış bir ceza verilmesidir" dedi.