Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İnanç Mevlânâ'nın torunları anlatıyor

        BÜLENT GÜNAL - YAZI DİZİSİ

        BAŞLARKEN...

        MEVLÂNÂ’nın ölümünün üzerinden 739 yıl geçti. Ama Mevlânâ’nın sözleri hâlâ insanların ruhuna dokunmaya devam ediyor, rubaileri, şiirleri her dinden her kesimden insanı derinden etkiliyor. Bugün Mevlânâ’nın makamını temsil eden, dünyadaki tüm Mevlevilerin lideri ise İstanbul’da mütevazı bir yaşam süren Faruk Hemdem Çelebi. Biz de Mevlânâ’nın 22. kuşak torunlarından Faruk Hemdem Çelebi ve ablası Esin Çelebi Bayru ile bir araya geldik, Mevlânâ’yı konuştuk. Mevlânâ’nın ışığını takip ederek Konya’ya kadar gelen, Katolik bir papaz iken Müslümanlığı seçen insanların hikâyelerini dinledik. Mevlânâ’nın torunları düğünlerde, işyeri açılışlarında düzenlenen sema gösterileri hakkında neler düşünüyor? Dünyaca ünlü hangi şarkıcı klibinde sema gösterisi yapmak istedi? Sonra neden özür dileyerek bu isteğinden vazgeçti? Cumhurbaşkanı olmak için Mevlânâ türbesinde dilek tutan yabancı siyaset adamı kimdi? Peki dileği tuttu mu? Mevlânâ’nın mezarının sırrı ne? İnternette dolaşan Mevlânâ resmi gerçeği yansıtıyor mu? İşte bu yazı dizisinde tüm bu soruların ve daha fazlasının yanıtlarını bulacaksınız...

        Papazın oğlu 18 gün mezarlık temizleyip Mevlevi şeyhi oldu

        MEVLÂNÂ’nın 22. kuşak torunları Faruk Hemdem Çelebi ve Esin Çelebi Bayru ile röportaj yapmak için Esin Hanım’ın Teşvikiye’deki evinde bir araya geldik. Esin Çelebi Bayru, beş kardeşin en büyüğü ama erkek kardeşi Faruk Hemdem Çelebi’den söz ederken “Manevi büyüğüm’’ diyor, son derece saygılı davranıyor. Faruk Bey ise dünyadaki tüm Mevlevilerin lideri. Diğer bir deyişle Mevlânâ’yı temsil eden Makam Çelebisi. Kadıköy’de yaşıyor. Faruk Bey yıllarca ticaretle meşgul olmuş, Esin Hanım ise turizm alanında. Şimdi her iki kardeş de emekliliğin tadını çıkarıyor; kurdukları Uluslararası Mevlânâ Vakfı aracılığıyla tüm dünyaya dedeleri Mevlânâ’yı anlatıyor...

        ‘TÜRBEDE DEDEMİN EVİNDE GİBİYİM’ 

        Mevlânâ’yı anarken Hz. Mevlânâ diyenler var. Ama o sizin dedeniz. Siz nasıl anıyorsunuz kendisini?

        Faruk Hemdem Çelebi: Ben de Hazreti Mevlânâ diyorum.

        Esin Çelebi Bayru: Zaman zaman Hazreti Pir de diyoruz. Ama itiraf etmeliyim ki, türbeye girdiğim zaman dedemin evine gitmiş gibi bir şımarıklık oluyor içimde. (Gülüyor) 

        Nasıl oluyor da biz Mevlânâ’nın 22. kuşak torunlarını bilebiliyoruz?

        EÇB: Çünkü hepsi kayıtlı. Ailenin kayıtları asırlardır Konya’da tutulmuş. Hazreti Mevlânâ’nın oğlu Sultan Veled soyundan gelen bir kişiyi, şeyh efendiler, bu işin ilmini yapmış kişiler Makam Çelebisi olarak seçiyor. Makam Çelebisi olmak için Hz. Mevlânâ’yla aynı kanı taşıyor olmak gerekiyor; genelde Mevlânâ’nın baba soyundan torunları Makam Çelebisi olabiliyor.

        Sizler de baba soyundan gelen torunlar mısınız?

        EÇB: Evet. Biz beş kardeşiz ve baba soyundan geliyoruz. Babam Celaleddin Çelebi Hakk’a yürüyünce, o günün büyükleri Faruk Çelebi’me biat edip Makam Çelebiliğini kabul ettiler. Tüm Mevleviler kardeşimi manevi büyük olarak saydık. 

        Faruk Bey, Makam Çelebisi tam olarak nedir?

        FHÇ: Her şeyden önce büyük bir sorumluluktur. Makam Çelebisi, bütün Mevlevileri ve Hz. Mevlânâ’nın makamını temsil eder. Ayrıca Makam Çelebisi’nin önemli bir görevi de şeyhlere icazet vermektir. Şeyhlik icazeti Çelebi Efendi’nin inisiyatifi altındadır. 

        Kaç kişiye Mevlevi şeyhi icazeti verdiniz?

        FHÇ: Bugünün anlayışı ile şeyh kelimesine de bir açıklık getirmek gerekir. Bugün İslamiyeti ve Mevlevi adabını özümsemiş ve bu mevzuda öğretmenlik yapabilecek bilgiye erişmiş kişiye şeyh yani postnişin diyoruz. Bütün dünyada 18 Mevlevi şeyhi var. Bugün babam Celaleddin Çelebi’nin icazet verdiği 6 kişi hayatta, diğer 12 kişiye icazetini ben verdim. 

        Mevlevi şeyhi olan insanlar arasında ilginç kişiler de vardır mutlaka.

        FHÇ: Hollandalı Marcel Mürsel mesela. Eski bir papazdır kendisi. Bugün etrafında Mevleviliği kabul etmiş 100 kişi var. İsviçreli Peter Hüseyin Cunz var. Kendisi İsviçre Enerji Bakanlığı’nda üst düzey görevli. Dünya Enerji Birliği Genel Sekreteri.

        ÇİLE DOLDURUP ŞEYH OLDU

        EÇB: O da bir papazın oğlu.

        FHÇ: Peter Hüseyin Cunz’un İslamiyet’le tanışması da ilginç. Genç yaşta otostopla seyahat ederek İsviçre’den yola çıkmış. Konya yakınlarında bindiği araç arıza yapınca, yol kenarında uyku tulumunun içine girip uyumuş ve sabaha karşı ezan sesiyle uyanmış. Ezan sesi çok etkilemiş kendisini. Sonra Konya’ya gidip Hz. Mevlânâ’nın türbesini ziyaret etmiş, onu araştırmış, bilgilenmiş. Yıllar sonra gelip bizlerle tanıştı. Müslüman oldu, Hz. Mevlânâ ve Mevlevilik konusunda bilgisini çok ilerletti. Mevlevi şeyhi olabilecek kişilerde bazı işaretler görürüz. Belli bir zaman geçti, o işaretleri Peter Hüseyin Cunz’da da gördükten sonra gerekli yetkiyi verdim. 

        Nasıl bir işaret bu?

        FHÇ: Manevi işaret. Mevlevi şeyhi olmak için sembolik olarak 18 gün çile doldurması gerekiyordu. O ritüeli de tamamladı. 

        Peki ne yaptı çile doldurmak için?

        FHÇ: Mesela Konya’da türbedeki mezarları temizledi, süpürdü. 

        Dünya Enerji Birliği Genel Sekreteri elinde süpürge, mezarlıkları temizledi öyle mi?

        FHÇ: Evet.

        Konya’da sona eren bir göç hikâyesi 

        Hz. Mevlânâ 30 Eylül 1207’de bugün Afganistan sınırları içinde kalan Belh şehrinde dünyaya geldi.

        Doğu’da Hz. Mevlânâ, Batı dünyasında ise Rumi olarak anılıyor. Rumi, diyar-ı Rum yani Anadolulu anlamına geliyor. 

        Annesi Mümine Hatun, babası ise bilginlerin sultanı olarak anılan Bahaeddin Veled. 

        Doğduğunda ailesi Hz. Mevlânâ’ya Muhammed adını koydu. Lakabı ise Celaleddin’dir. 

        Yaşadığı dönemde “efendi”, “sultan” gibi anlamlara gelen “Hüdavendigâr” adıyla da anıldı. 

        ‘Efendimiz’ anlamına gelen Mevlânâ adı, hayattayken çok az kullanıldı. 

        Devrin filozoflarından Fahreddin-i Razi ile fikir ayrılıkları ve Moğol istilasının yaklaşıyor olması Bahaeddin Veled Ailesi’nin Belh’ten göç etmelerine neden oldu. 

        Bu göç Bağdat, Mekke, Medine, Şam, Malatya, Erzincan ve Karaman’dan sonra Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad’ın daveti üzerine 3 Mayıs 1228 tarihinde Konya’da sona erdi. 

        Karaman’da Gevher Banu ile evlenen Hz. Mevlânâ’nın Bahaeddin (Sultan Veled) ve Alaaddin adını verdiği 2 oğlu oldu. 

        Konya’da yaşadığı dönemde eşini kaybeden Hz. Mevlânâ Kerra Hatun ile evlendi. Bu evlilikten Muzafereddin Emir Alim ve Melike isimli iki çocuğu daha oldu. 

        Bildiği diller: Türkçe, Arapça, Farsça, Rumca, Yunanca. 

        Eserleri: Mesnevi, Divan-ı Kebir, Fih-i Ma- Fih, Mecalis-i Seb’a ve Mektubat. 

        17 Aralık 1273’te vefat etti.

        Mevlânâ’nın torununa göre Mevlevi şeyhleri ne yapar?

        Esin Çelebi Bayru, günümüzde Mevlevi şeyhlerinin Hz. Mevlânâ ve Mevlevi adabını temsil ettiğini, dernek ve vakıflar aracılığıyla Mevleviliği anlattıklarını söyledi: “Tekke ve zaviyelerin kaldırıldığı 1925 yılından önce ise Mevlevi şeyhleri aynı zamanda bulundukları Mevlevihanelerin baş sorumlusu olurlardı.’’

        ‘Uzun boylu, hafif çekik gözlüydü’ 

        İnternete girdiğimizde karşımıza çıkan bir Mevlânâ resmi var. Açıkçası evinizin duvarlarında o resmi aradımama yok. O resmin gerçekliği yok mu?

        EÇB: Hz.Mevlânâ’nın resmi kendi zamanında yapılmaya çalışılmış. TalebelerindenGürcüHatun eşi Vezir Pervane’yle birlikte birmüddetKayseri’ye gitmesi gerekince “Kayseri’ye gitmeden sizin resmini yaptırıp yanımda götürebilirmiyim?” diye ricada bulunmuş. Hz.Mevlânâ da onu kırmamış. Selçuklu sarayının önemli bir ressamı olan Rumkökenli Aynüd-Devle adlı kişiye poz vermiş. Aynüd-Devle kâğıdını kalemini hazırlamış.Hz. Mevlânâ’ya bakıyor, çiziyor, tekrarHz. Mevlânâ’ya baktığında bambaşka bir hale girmiş. Yaptığı benzemiyor. Bakıyor, çiziyor. Böyle 20 eskiz çizmiş Ama yine olmuyor, sonunda Aynüd- Devle kalemini kırmış ve yapamayacağını söylemiş.GürcüHatun o kâğıtları almış, götürmüş. Ama o eskizlere ne oldu bilemiyoruz. 

        Peki internetteki gördüğümüz resim Hz. Mevlânâ’ya benziyor mu? Ya da şöyle sorayım, Hz. Mevlânâ’nın fiziksel özelliklerini biliyor muyuz?

        EÇB:Hz.Mevlânâ zamanında yazılmış bazı eserler var. TorunuUlu Arif Çelebi zamanında yazılmışMenâkıbu’l- Ârifîn adlı eserde geçen bilgiler var.Hz.Mevlânâ ortanın biraz üstünde, uzunca boylu, çok zayıf, hafif çekik gözlü, soluk benizli biri. Çünkü kendisi çok az yer, çok ibadet edermiş. İnternette dolaşan resimle alakası yok. Zaten o resmin de yakın bir geçmişi var.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ