Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Pazar Kate Upton, Jennifer Lawrence, Mustafa ALKAN, çıplak selfie, hack skandalı, kate upton çıplak, jennifer lawrence çıplak foto

        Mustafa ALKAN/ HT PAZAR

        malkan@htgazete.com.tr

        Daha önce olmuştu, yine oldu. Ve muhtemelen yenileri ortaya çıkacak. Bir dizi ünlü kadının özel fotoğrafları bilgisayar korsanlarınca çalındı, içlerinden çıplak bedenlerini gösteren kareler ayıklanıp internet üzerinde dağıtıldı. Daha önce kurban Scarlette Johnsson’du, bu kez Jennifer Lawrence, Kate Upton, Selena Gomez ve daha 100 küsur ünlü kadın. Elbette internet güvenliği, mahremiyet ve özel hayatın gizliliği üzerine büyük fırtınalar koptu. FBI soruşturma açtı, Apple açıklama üstüne açıklama yapıp bulut sisteminin güvenli olduğuna insanları ikna etmeye çalıştı.

        Skandal güvenlik, internet ve hukuk açısından ele alınmalı ve alınıyor da meselenin kültürel yönü üzerinde pek durulmuyor. Küçük ama temel bir soru dillendirilmekten kaçınılıyor: Kimler, neden kendilerinin çıplak fotoğraflarını çekiyor ve bunları paylaşıyor? Dillendirilmiyor çünkü soru, ilk bakışta muhafazakâr bir tepkinin ifadesi gibi görünüyor. İfadenin, ‘hırsızı’ değil ‘çaldıranı’ suçlayan bir tınısı olduğu kuşkusuz. Fakat bu soruyu sormazsak belki de şu ‘çıplak’ gerçeği de asla öğrenemezdik: İnternet bağlantılı telefonu olan hemen herkes, birbirine seks içerikli mesaj, fotoğraf ve video gönderiyor. Türkiye’de bu kadar genel kanıya varacak veri yok. Ama hiç değilse, Batı’da cinsellik içerikli mesajlaşmanın son derece yaygın olduğunu söyleyebileceğimiz araştırmalar mevcut. Güvenlik yazılımları şirketi McAfee’nin şubat ayında yayınladığı bir rapora göre Amerikalı yetişkinlerin ortalama yüzde 54’ü, seks mesajı gönderip alıyor. Bu oran 18-24 yaş arasında yüzde 70’e fırlıyor. Daha geniş katılımlı anketler yapan PEW Araştırma Merkezi’nin bu yılın başlarında yayınladığı bir başka araştırma ise bu alışkanlığın yükselme eğiliminde olduğunu gösteriyor. PEW araştırmasına göre en az bir kere seks içerikli mesajlaşma yaptığını söyleyen Amerikalıların oranı son 2 yılda yüzde 15’ten yüzde 20’ye çıktı. Araştırmanın akıllı cep telefonuna sahip olmayanları da kapsadığını hatırlatmakta fayda var.

        Dijital çağın ilişkileri pek çok yönden değiştirdiği zaten kuşku götürmezdi. Ama çıplak selfie çekip bunları paylaşmanın çiftlerin “flörtlerinin bir parçası” olduğunu öğrenmek afallatıcı. Guardian’ın köşe yazarı Zoe Williams geçen hafta “Benim dışımda herkes kendisinin çıplak fotoğrafını paylaşıyormuş” diye şaşkınlığını sergiledi örneğin. Williams’ın konuştuğu insanların verdiği örnekler, seks içerikli mesajların ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor. 42 yaşındaki bir telekomünikasyon mühendisi, “Hayatım yolculuk ve işle geçiyor. Uzaktaysam sevgilim bana fotoğraf gönderiyor, ben de ona. Bu onunla aramdaki bir güven ilişkisi” diyor mesela. 22 yaşındaki öğrenci Julia ise “Benim bu işi henüz yapmamış bir ya da iki arkadaşım vardır. Bu bir çeşit tuhaf yazışma türü haline geldi. Ben ona çıplak resim gönderiyorum, o da bana. Çıkan çiftler için de bu sıradan bir şey. Bugün çıkmaya başlıyorsunuz, ertesi gün de seks mesajlarına” ifadesini kullanıyor son derece doğal biçimde. Henüz çıkmaya başlamış, yani birbirini doğru dürüst tanımayan, güven ilişkisi kuramamış çiftler, nasıl oluyor da çıplak fotoğraflarını paylaşıyorlar? Öncelikle paylaşılan ilk fotoların tamamen çıplak olmadığını hatırlatmak gerekiyor. İlk fotoğraflar genellikle vücudun üst kısmına ait ve gönderen kadın ise sutyenin kopçası henüz açılmamış oluyor. Buna rağmen ilişkinin henüz başındayken yarı çıplak fotoğraf göndermenin riskini neden göze alıyorlar? Amerikalı psikoloji profesörü Dana Greenwood, bu soruya “Temel içgüdü” yanıtını veriyor. İletişim içinde olmak, birileriyle bağlantı kurmak, insanın temel içgüdülerinden biri. Buna karşılık günümüzde insanların büyük bir bölümü fiziksel olarak birbirinden kopuk yaşıyor. Prof. Greenwood, “Bu kopukluk, günümüzün teknolojik kabiliyetleriyle birleştiğinde, ‘selfie’ ve daha ötesinde ‘çıplak selfie’ gibi olguların ortaya çıkması kaçınılmaz. Çünkü kişiliğimiz ve kimliğimizin bilinmesini, görünmesini ve değerli olduğumuzu hissetmek istiyoruz” diyor. Aile danışmanı Emily Straubel de seks mesajlarının ilişkilere olumlu katkı sağlayacağına inanıyor. Ancak bunu yapmadan önce çiftlere birbirlerinin kurallarına uyması gerektiği uyarısında da bulunuyor.

        SEBEP: TEMEL İÇGÜDÜ

        Sorun da burada belki: Seks mesajları, çıplak selfie ve videolar “temel içgüdü” olabilir ama biraz da “mahalle baskısı” içermeye başlamış görünüyor. Zoe Williams, 22 yaşındaki Ben’in “Bütün kız arkadaşlarıma çıplak selfie göndermiş ve almışımdır. Bir taraf ‘Sana seks mesajı göndermek istiyorum’ derse bunu ya kabul edersin ya da yoluna gidersin” sözlerine dikkat çekiyor örneğin. Prof. Greenwood da bu eğilimin altını çiziyor, “Bazı kişilikler fotoğraflı sosyal medya trendlerine kapılmaya daha eğilimlidir. Daha ileri safhalarda ‘Ben önemli değil miyim’ veya ‘Ben o kadar iyi değil miyim’ gibi kaygılarla çıplak selfie çektirebiliyor. Teknoloji sosyal bağların kuvvetlenmesini ve kişinin kendine verdiği değerin artmasını sağlayabiliyor. Ama bazı durumlarda bizi yabancılaştırıyor, gerçek iletişim kurmaktan alıkoyuyor” diyor. İçgüdü veya ‘mahalle baskısı’, nedeni her neyse çıplak selfie öyle sadece ünlülerin ‘sapkın âdeti’ olmaktan çoktan çıkmış durumda. O yüzden siz siz olun “Onlar da çekmeseymiş oralarını buralarını” demeyin.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ