Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        12 yıldan beri iktidarda olan AK Parti’nin 7 Haziran için Seçim Beyannamesi “Yeni Türkiye sözleşmesi” sloganıyla tanıtıldı. Ekonomide en başta sürdürülebilirlik hedefleniyor. 350 sayfalık beyannamenin büyük kısmı da ekonomiye ayrılmış. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın İstanbul’daki birkaç toplantıyı iptalinden seçim beyannamesinin yazılmasında Başbakan’ın yanında olduğunu öğrenmiştik.

        Bir de Başbakan Davutoğlu tarafından 25 ana başlıkta 1.250 maddelik reform ve ekonomide dönüşüm programı zaten açıklanmıştı. Bunlar seçim beyannamesine girmiş. Tıkanıklık yaşanan alanlara ise özel vurgu var. Bunların bir kısmı bitişikte yer alan kutulardan izlenebilir.

        Lüks ithal tüketime vergi getirilmesi, ithalata bağımlılığın azaltılması ve imalat sanayiinin milli gelir içindeki payının artırılması hem ihracat artışı ve ithalat kısıtlaması yoluyla cari açığa önlem, hem de üretime ağırlık verileceğinin işareti.

        ■ Ocak ayında gündeme getirilmesine karşı seçim sonrasına bırakılan “siyasette şeffaflık” ve “gayrimenkulde rant vergisi” seçim beyannamesine konulmuş.

        ■ Yatırım ortamının iyileştirilmesine ve mülkiyet haklarının sağlamlaştırılmasına da geniş yer ayrılmış. Türkiye Sanayi Stratejisi ve Sektörel Stratejiler de hazırlanacak. Dolayısıyla Türkiye’nin hangi sektörlerle büyümesine devam edeceği, hangi sektörleri gözden çıkaracağı da belli olacak.

        ■ Cari açığın düşürülmesinde yurtiçi tasarrufların artırılmasına yönelik çalışmaların süreceği, fiyat istikrarını güçlendirecek para politikası çerçevesinin korunacağı da belirtilmiş. Bunun yanında para politikası, finansal istikrarı gözetecek ve fiyat istikrarını sağlama amacı ile çelişmemek kaydıyla hükümet tarafından uygulanan istihdam ve büyüme politikalarını da destekleyecek. Bu da Merkez Bankası Kanunu’nda değişiklik yapılacağı ama araç bağımsızlığının korunacağı anlamına geliyor.

        ■ Bugüne kadar sağlanmış olan mali disiplinden ise taviz verilmeyecek.

        ■ Yukarıda yer alan tablodaki rakamlar AK Parti’nin seçim beyannamesindeki verilerden alındı. Veriler resmi rakamlarla da uyumlu. Hükümetin 12 yıllık icraat döneminin bir bilançosu. Milli gelir artmış, döviz rezervi büyümüş, enflasyon ve faiz düşmüş. Kamu borçları ile bütçe açıkları da gerilemiş. Bankalar büyümüş ve büyüyen ekonomiyi finanse etmişler. Yapılanlara kaynak nereden yaratılmış diye bakınca da, vergi yükünün milli gelirin yüzde 6.2’si düzeyinde arttığını görüyoruz. Genel devlet gelirleri de milli gelirin yüzde 7.7’si kadar büyümüş.

        ■ Ayrıca geçen 12 yılda faizlerin düşürülmesi büyük katkı yapmış. Faiz ödemeleri milli gelirin yüzde 15’i düzeyinden yüzde 3’üne gerilemiş. Buradan milli gelirinin yüzde 12’si kadar bir tasarruf (yaklaşık 100 milyar dolardan bahsediyoruz) elde edilmiş. Az buz para değil.

        ■ Bir de, beyannamede göremedim ama dışarıdan alınan borçlar var. 2014 sonu verileri dış borcun milli gelire oranının yeniden yüzde 50.3 düzeyine çıktığını gösteriyor. Tam olarak 2002 yılı düzeyine yeniden çıkıldı.

        İçeride elde edilen tasarruflara dışarıdan alınan borç da eklenmiş ve bölünmüş yolların 4 kat uzatılmasında somutlaşan altyapı yatırımları, toplam sosyal harcamaları ve sağlık harcamalarını finanse etmiş.

        Önümüzdeki dönem ise faizleri daha geriletmenin yolu enflasyonu kalıcı biçimde düşük tek haneli rakamlara indirmekten geçiyor.

        SONUÇ: “İleri bak yoksa kendini arkada bulursun.” Benjamin Franklin

        Diğer Yazılar