Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        5510 sayılı SS ve GSS Kanunu gereğince, yurtdışı borçlanması ile emekli olanların Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ile Türkiye'de çalışması yasaklanmış ve vergi mükellefi olanların emekli aylıkları iptal edilmişti. Bunlardan İlyas Şen'e de dava açmasını önermiştim. Şimdi davası Yargıtay'ca da onandı ve aylıklarını toplu olarak aldı. 3201 sayılı "Yurtdışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurtdışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun"da Sosyal Güvenlik Reformu ile köklü değişiklikler yapıldı. Bunlardan en önemlilerinden birisi de yurtdışı borçlanmasıyla emekli olanlara SGDP ile çalışma yasağı idi. Bu yasağın akıl veya izan ile izah edilebilecek bir yanı da yoktu. Diğer emeklilerden bir farkı olmayan gurbetçi emeklilere, diğer Türk vatandaşlarına tanınan işyeri açma, işyerlerinde çalışma yasağı Anayasa'nın eşitlik ilkesine de aykırıydı. Üstelik çalışma yasağı sadece işçi olmayı da kapsamamaktadır, bu emekliler bir limited şirkete ortak olsalar veya kendileri girişimci ruhlarıyla işyeri açıp vergi mükellefi olsalar bile emekli aylıklarını kaybetmektedirler ki bu da girişimciliğin ruhuna aykırıydı.

        TBMM HAKSIZLIĞI GEÇ DÜZELTTİ

        1 Ekim 2008 günü başlayan uygulamayla yurtdışı borçlanmasıyla emekli olanlara diğer emekliler gibi Sosyal Güvenlik Destek Primi (SGDP) ödeyerek çalışmaları yasaklanmıştı. 16 Haziran 2010 günü TBMM'de kabul edilen torba yasa ile bu haksız uygulamaya son verildi ve artık onlar da çalışabilecek hale getirildi, ama yasanın yürürlük tarihi Mart 2010 olduğundan, yurtdışı borçlanmasıyla emekli olmuş vergi mükellefi, şirket ortaklarının 01.10.2008 ile Mart 2010 arasında aylıklarını SGK geri istemişti.

        YARGITAY 10. Hukuk Dairesi kararı

        ESAS: 2011/10760

        ...Nisan 2008'de davalı kuruma yönelttiği borçlanma başvurusu üzerine Almanya'da geçirdiği süre 3201 sayılı Kanun hükümlerine göre sosyal güvenliği bakımından değerlendirilerek tahakkuk ettirilen bedeli 05.08.2008 günü ödeyen davacı sigortalıya, 07.10.2008 tarihli tahsis istemine dayanılarak 01.11.2008 gününden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, sonrasında, davacının yurtiçinde çalışmasının bulunduğunu saptayan kurum tarafından 2010 yılının Mart ayında, başlangıç günü itibarıyla aylığın iptal edilerek 01.11.2008-2010/Mart döneminde yersiz ödenen tutarlar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.

        Yukarıdaki yasal düzenleme ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; 3201 sayılı kanunun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın söz konusu olduğu 01.11.2008-2010/Mart döneminde yürürlükte bulunmayan, anılan Kanun hükümlerinden faydalanmak suretiyle kendisine yaşlılık aylığı bağlananların 5510 sayılı kanunun sosyal güvenlik destek primi hakkındaki hükümlerine tabi olarak çalışmasına olanak tanıyan 6. maddesinin (B) bendinin davacı hakkında uygulanamayacağı yönündeki mahkeme görüş ve yaklaşımı yerinde ise de, yurtdışı hizmet borçlanmasına ilişkin başvuru tarihi dikkate alındığında, davacının, sözü edilen geçici 7. madde hükmünden yararlanması gerektiği ve bu anlamda kazanılmış hakkının varlığı, dolayısıyla, hakkında 5754 sayılı kanun değişikliği öncesine ilişkin hükmün uygulanması gerektiği, buna göre, Türkiye'de sigortalı olarak çalışma olgusunun, 3201 sayılı kanun hükümlerine göre bağlanan aylığın kesilmesini gerektirir bir neden öngörülmediği de belirgindir...

        Diğer Yazılar