Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Beslenmenin önemini sık sık hatırlatıyoruz. Beslenme alışkanlıklarımızı düzenlememiz ve sağlıklı beslenme programlarına bağlı kalmamız esasına gerek sosyal medya, gerekse yazılı ,sözlü basın oldukça geniş yer veriyorlar. Seminerler, sempozyumlar düzenleniyor. Çünkü yeni nesilin karşı karşıya kalması muhtemel çok ciddi bir sorunu var: Obezite.

        Nedir obezite? Bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranla aşırı artmasıyla birlikte boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.

        Yani vücutta olması gereken miktardan fazla yağ bulunması anlamı taşımaktadır obezite. Tanım itibariyle ne kadar sadece şişman olma durumu olarak algılansa da durumu sadece böyle özetlemek pek de doğru olmaz. Başlangıçta yalnızca kilo artışı belirgin olsa da sorunun sadece bundan ibaret olmadığını fark etmek gerekir.

        HASTALIK NEDENİ

        Biriken yağ dokusu ve artış gösteren kilo, yerini bir müddet sonra kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker, solunum yolu rahatsızlıkları gibi yaşam kalitesini oldukça düşüren hatta yaşam süresini tehdit edici noktalara ulaştıran hastalıklara bırakmaktadır. Vücutta tüm organlara hasar vermeye başlayan bu hastalık için yapılacak en önemli şey, tedbiri baştan almak.

        Sağlıklı ve düzenli beslenme, gıda alımında kalori hesaplamasına dikkat edilmesi ve mutlaka günde yarım saatlik yürüyüş dahi olsa egzersiz yapılması obezitenin pençesinden sıyrılmanız için mutlaka yapmanız gerekenler.

        SAYI ARTIYOR

        Yetişkin bireyler için istatistikler oldukça vahim. Obezite sayısında her yıl biraz daha artış mevcut. 2008 yılında 1.4 milyar insanın obezite tanımına uyduğu, bu sayının 2015 yılında ise 2.3 milyar kişiye çıkmış olması, obeziteyi sigaradan sonra en önemli önlenebilir ölüm nedeni olarak 2. sıraya taşıdı. Hala durumun ne kadar ciddi boyutlarda olduğunun farkında değilseniz bir de şu tespitle anlatayım. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Direktörü Margaret Chan, Hong Kong’ta düzenlenen Çocuklukta Obeziteyi Sonlandırma Komisyonu’nun toplantısında, ülkelerin çocuklukta obeziteyi acil sağlık tehlikesi olarak kabul etmesi ve hükümetlerin bununla mücadeleye liderlik yapması gerektiğini söyledi. Toplantıda verileri değerlendiren Chan, 1990 yılında 32 milyon olan fazla kilolu ya da obez çocuk sayısının 2013’te 42 milyona ulaştığını ve bu eğilimle artışın devam etmesi durumunda 2025 yılında dünya genelinde bu sayının 70 milyona yükseleceğini belirtti.

        Dünya Sağlık Örgütü, elindeki verilerin sonucunda fazla kilolu ya da obez çocukların en çok gelişmekte olan ülkelerde yer aldığını da vurguladı.

        Sağlıklı ve zinde nesiller yetiştirmek için sorumluluğun en büyüğü bize düşüyor.

        Bunu yaparken de ülkemizin sahip olduğu geleneksel, anneanne mutfağımıza sıkı sıkı sarılmalıyız. Zeytinyağlımızla, etli sebzeli sulu yemeklerimizle, meyvemizle, tatlımızla, yoğurdumuzla, ayranımızla, fast-food kültürünün karşısında direnebilmeli, doğal olandan şaşmamalıyız. Sadece kendi neslimizin sağlığı için değil tüm Dünya için bunun ne kadar gerekli olduğunu, Türk mutfağının tüm bu beslenme sorunlarındaki en önemli denge olduğunu anlatmak da yine oldukça önemli.

        Sağlıklı nesiller, umut dolu gelecekler demek unutmayalım. Ağız tadıyla kalın, sevgiyle kalın...

        Diğer Yazılar