Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu hafta başlayan On bir ayın sultanı Ramazan’da kurulan iftar sofralarının birleştirici özelliği ülkemiz adına çok önemlidir ve Ramazan ayı bizim için yılda bir defa gelen bir misafir gibi karşıladığımız,özenle hazırlandığımız bir aydır. On bir ayın sultanı Ramazan tüm ülkeye sevgi, saygı, hoşgörü, birlik ve beraberlik ortamını getirir. Çünkü içinde bir çok geleneği, güzelliği barındırır.İşte bu güzellikler sayesinde var ettiğimiz gelenekler gerek yaşamımızda gerekse sofra kültürümüzde büyük izler bırakmıştır ve bırakmaya da devam edecektir.

        İbadet ve sofra geleneğimiz kardeşlik, dostluk İlişkilerin gelişmesinde büyük önem taşır. İbadet ,yardımlaşma ve dayanışma seviyesini en üst noktaya taşırken Ramazan sofraları sosyal statü farklarını en aza indirir. Zekat ve sadaka Ramazan ayıyla özdeşleşmiş olgulardır.

        İşte bu bereketli , insan sevgisi dolu ayın sofra geleneklerine bir göz atalım:

        Ramazan ayı boyunca, her gün iftar ve sahur olmak üzere iki sofra kurulması ne güzel bir kültürdür. Bu kültürün doruk noktası olan iftar sofrası,akşamları belli saatlerde kurulan ve orucun açıldığı sofradır. Akşam ezanının okunması ve geleneksel olarak patlatılan topların sesleriyle, şükür duaları arasında orucun açılması çocukluğumdan beri unutamadıklarım arasındadır.

        İftar sofrası iki ana bölümden oluşur.Bunların ilki ‘’iftariye’’ denilen bölüm,ikincisi ise ana yemeklerin yendiği bölümdür.

        İftariye, ana yemeklere açlığın etkisiyle saldırmayı önleyen ufak çaplı yiyeceklerden oluşur. Hurmaların,reçellerin ve ailedeki küçük bireylerin mahalle fırınlarından aldıkları sıcak pidelerin bulunduğu bu sofrada dengeli bir yeme biçimi hedeflenmelidir.

        Ana yemek bölümü ise bir gönül zenginliğidir. Aile bireylerinin, komşuların , dostların özenle hazırlanan bir sofrada iftarını açtığı bölümde, yoksullara,yardıma muhtaç insanlara da sofra nimetlerinden gönderilmesi unutulmamalıdır.

        Uzun sürecek oruç saatlerinde kan şekerinin düşeceği bir gerçektir ve iftar sofralarında yemekler yavaş yavaş yenmelidir. Çünkü aniden yükselen kan şekerinin yaratacağı sağlık sorunlarını göz ardı etmemek gerek. Onun için aman dikkat!

        Yine günü karşılarken yenilen sahur yemeğinin hafif olmasına özen göstermek gerekiyor. Uzmanlar, sahurun oruç tutanlar için en önemli öğün olduğunun altını çiziyorlar ve peynir, zeytin, domates, salatalık, yumurta gibi kahvaltılık gıdaların, meyvelerin tüketilmesini öneriyorlar ki, buna katılıyorum.

        Ramazan ayının bol bereket, sağlık getirmesini diliyorum.

        Sevgiyle ve ağız tadıyla kalın...

        Diğer Yazılar