Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son yıllarda sıcak yaz aylarına denk gelen Ramazan ayı nedeniyle yeme içme sektöründe işlerin azalmasından en çok etkilenen kesim çarşı esnafı olarak nitelendirdiğimiz lokantacı esnaflarımızdır.

        Uzun günler ve aşırı sıcaklardan etkilenen çarşının diğer esnafının iş yerlerini erkenden kapatıp evlerinin yolunu tutmasının da bu etkilenmede payı olduğu kesin.

        Öğle yemeği servisinde doğal olarak oruç yüzünden olumsuz etkilenen işletmeler iftar saatinde bu açığı kapatma hedeflerine de ulaşamayınca lokantacı esnafının yaz aylarındaki bu ramazan ayında büyük hayal kırıklığı yaşadığını sanırım göz ardı edemeyiz. Bunu hem yaşayan hem de gözlemleyen biriyim. Gerek işletmeci gerekse yönetici kimliğimle federasyonumuza bağlı bulunan sevgili meslektaşlarımı sık sık arıyorum ya da ziyaretlerine gidiyorum bu hafta sonu Kayseri’de olduğum gibi. Bu sıkıntılarını yerinde

        gözlemlemeye, paylaşmaya ve çözüm üretmeye çalışıyorum.

        SOKAK İFTARLARI

        İşletmecilerimiz, aşırı sıcaklardan, yaz mevsimi gereği uzun günden dolayı geç iftar saatinden, tatil zamanı olması gereği bir çok kişinin yazlıklarda olmasından kaynaklanan ortak şikayetlerinin yanında bugüne kadar yetkililere yaptıkları müracaatlarından sonuç alamadıkları bir sıkıntıları vardı ki çok ilgimi çekti: ‘’Sokak İftarları’ ...

        Hemen hemen her belediyenin, her derneğin, her siyasi partinin kurduğu bu sofralar, sanırım bugüne kadar kamuoyunun bu kadar gündeminde olmamıştı. Esnaf dostlarımın, kendilerini yetiştiren ve ilkelerini benimsediği geleneklerine göre yapılan hayır ve hasenata bir itirazı elbette yok, olamaz da... Ancak, bu konuda derdini aktaran eski bir lokantacı bir ağabeyimizin söyledikleri de yabana atmamak gerek.

        ‘‘Kilometrelere uzanan sofralarda binlere ulaşan insan kalabalığını toplamanın yarışa dönüştüğünü görmemiz gerekir. Bu kalabalıkların ortasına kurulan kürsülere çıkıp, hayır yaptığı insanlara gerek temsilcisi olduğu derneğin, gerek birliğin, gerekse siyasi parti ve belediyenin hizmetleri anlatmanın farz olduğu bir yerde mi yazıyor? Bizim bildiğimiz, dinimiz ‘Sağ elinin verdiğini sol elin bilmeyecek’ kuralıdır. Ayrıca, esnafa en ufak bir hijyen kuralını ihlal etti diye binlerce lira ceza yazan kanun koyucu, sokaklarda nerede ve kim tarafından yapıldığı belli olmayan, hiçbir hijyen kuralı içermeyen bu sofralara nasıl izin veriyor?”

        İNSAN SAĞLIĞI ÖNEMLİ

        Bu siteme bir cümle de benim eklemem gerek. Bir belge düzenlemediği ve bir işçiyi bir gün geç bildirdiği için esnafın sırtından cezayı eksik etmeyen sosyal güvenlik kurumları, bu sofraları düzenleyenlerin acaba hangi belgesini denetliyor?’ Konu uzun ve tartışılır elbette ama bu dile getirdiğim esnafımızın sitemlerinin haklılığına gölge düşürmez. Ramazan’da kurulan sokak iftarlarının daha nitelikli ve hijyen hale getirmek, insan sağlığını göz ardı etmemek hepimizin amacı olmalı. Umarım, önümüzdeki günler sokak iftarlarını düzenleyenlerle lokantacı esnafının işbirliği içersinde olduğu bir dönemi kapsar.

        Diğer Yazılar