Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Nazi Almanya’sından kaçtığı için Amerika Birleşik Devletlerine yerleşen, 1955 senesinde hayata gözlerini ABD Princeton’da yuman Albert Einstein, belki de hepimiz yaşamış olduğu bir problemle uğraşmış; Başarısızlık ve işsizlik.

        İçinizden “yok canım” diyorsunuzdur. Hatta öyle ki, Einstein sözcüğünün günümüzde “dahi” ile eş anlamlı olarak kullanıldığını düşünürsek; 300’den fazla bilimsel makale yayınlamış, ayrıca 150’den fazla bilim dışı çalışmada bulunmuş, yani kısacası 20. yüzyıla damgasını vurmuş bir bilim adamı, nasıl başarısız olmuş olabilir, nasıl iş bulamaz?

        Babası Hermann Einstein’ın mektubunu okuyana kadar ben de Einstein’ın işsiz kalabileceğine, başarısızlık yaşayacağına inanamazdım. Bu denli önemli bir şahsiyetin işsizlik problemi yaşaması düşündürücü olsa da, Albert’in babası Hermann o kadar üzülmüş ki tanıdığı bir proffesöre oğlu için şu mektubu yazmış:

        Sayın Profesör,

        Sözlerime 22 yaşındaki oğlum Albert’in, herhangi bir işe sahip olmamasından ne kadar üzüntü duyduğunu belirterek başlamak isterim.

        Bu sömester veya önümüzde sonbahar sömesterinde kendisini asistanınız olarak değerlendirebilirseniz, size sonsuz şükranlarımı sunarım.

        Bunun yanında, özgür bir şekilde ifade etmeliyim ki, oğlumun yapmış olduğum bu olağandışı hareketimden hiçbir bilgisi bulunmamakta.

        Sadık kulunuz

        Hermann Einstein

        Unutmamalı ki hiçkimse başarı merdivenlerini elleri cebinde çıkamamıştır. Hayallerin peşinden gitmek, bu uğurda çok çalışmak ve işin hakkını vermek, başarının ardında yatan gerçeklerdir. Bütün buraya kadar yazdıklarımla ve yukarıda verdiğim örnekle aslında bugün sizlere değil de oğluma bir şeyler söylemeye çalıştığımı itiraf edeyim.

        Hani, kızım sana söylüyorum gelinim sen anla misali...

        Meğer ne kadar zormuş genç bir delikanlı annesi olmak.

        Üniversite öğrencisi olan oğlum bir dönem yurt dışında okumak üzere Almanya’ya gitti. Fakat orada alacağı derslerin buradakilerden daha zor olduğunu anlayınca “yol yakınken dönsem mi?” sorusu ile günlerdir beni yıprattığından, çareyi yazarak cevap vermekte buldum. Çünkü bazen kelimeler kifayetsiz kalabiliyor.

        Hele bir de söyleyen anne ise...

        Görüldüğü üzere hayat kimin için kolay olmuş ki? Einstein için bile olmamış.

        Diğer Yazılar