Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Rus uçağının düşürülmesiyle gerginleşen Türkiye-Rusya ilişkileri ticarete ne kadar yansır? Bu gerilim, iş dünyasını hayli düşündürüyor. Üst üste alternatif pazarları kaybeden Türk sanayisi için Rusya eldeki en önemli ticari partner. İki ülke arasında 31.2 milyar dolar dış ticaret hacmi sözkonusu.

        Kuşkusuz bu rakamın büyük bölümü, 25 milyar dolarlık kısmını doğalgaz ithalatı oluşturuyor. Kalan 5 milyar dolarlık kısım Türkiye’den giden ihraç mallarına ait.

        Antalya turizmde acil durum seviyesine geçerken, Ege Bölgesi’nde ise ziller gıda, deri ve tekstil sektörleri için çalıyor.

        Ege’nin Rusya’ya yaptığı gıda ihracatı 1 milyar doları aştı. Ege’nin köklü kuruluşları Keskinoğlu, Pınar Süt ve Aynes Gıda büyük zorluklarla da olsa bu dev pazarın kapısını nihayet araladılar.

        Rusya’nın Türkiye’den 500 bin tonluk tavuk ithalatı talebi beyaz et üreticilerini kapasitelerini artırmaya yöneltiyordu.

        Ege yaş sebze meyve sektörü Rusya’ya yıllık ihracat payını 700 milyon dolarlara taşıdı. Ancak son gelişme, tüm bu gidişatın üzerine karabasan gibi çökmüş durumda. Ege İhracatçı Birlikleri eski Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, Rusya’nın acilen gümrükleri yavaşlattığını belirtiyor. Hoş, Ege Bölgesi’nin dinamo sektörlerinde tedirginlik yaşansa da, Türkiye’nin doğalgazda dışa bağımlılığı zaten yüze 97 seviyesinde. Yılda tükettiğimiz yaklaşık 50 milyar m3 doğalgazın 26 milyar m3’ünü Rusya’dan alıyoruz. Yani elektrik üretiminin yarısı doğalgazdan sağlanıyor.

        Doğalgaz tedariğinde Rusya kaynaklı bir kesinti olursa bırakın sektörleri, Türkiye’de doğrudan hayat durur. Diplomasi, şüphesiz ilişkileri bu noktaya getirmez. Ancak bazı olumlu sinyallere rağmen sürecin çok da kolay atlatılmayacağına, Putin’in ticari ilişkilerle intikam alma yolunu seçeceğine inananların sayısı hayli fazla. Seçimlerin ardından tek dileğimiz vardı o da; parça huzur, yalnızca biraz huzurdu. Ama maalesef sanırım gidişat dünyaya en çok bu kelimeyi özletecek.

        İzmir’in Annesi

        Uzun süredir ilgimi çeken Karadavut Ailesi ve bu ailenin son temsilcisi saygıdeğer Ayşe Necla Hanım bağışlarıyla, Karşıyaka'ya üniversite getirdi.

        Sağlık alanında hizmet verecek görkemli bir üniversite binasının temeli atıldı. Karadavut ailesinin öyküsü bana hep enteresan gelmiştir. İsmail Rahmi Karadavut, Belçika’da ziraat mühendisliği okumuş, Atatürk gibi 1881 yılında doğan bir Karşıyakalı ve iki oğlu var. Ahmet Hakkı Balcıoğlu ise 1877 yılında İzmir'de doğmuş bir başka işadamı. Balcıoğlu, 1926-43 yılları arasında İzmir Ticaret Odası'nda başkanlık yapıyor.

        İki kızı var. Karadavut'un iki oğlu, Balcıoğlu'nun iki kızıyla evleniyor. Tesadüf bu ya, iki kardeşin de çok istemelerine rağmen çocukları olmuyor. Her iki ailenin köklü mirası İzmir'in çeşitli yerlerinde hayır kurumlarına dönüşmekte. Şimdilerde 90 yaşında olan Ayşe Necla Karadavut, altıncı hayrı Sağlık Üniversitesi'ne, annesi Suat Cemile Balcıoğlu'nun adının verilmesini istedi.

        Kendisi belki anne olamadı ama Sayın Karadavut şimdiden İzmir'in unutulmaz anneleri arasında yerini almıştır. Kentim adına kendisine saygılarımı sunuyorum.

        Diğer Yazılar