Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Önceki gün Ege’nin en bereketli topraklarında, Tire’deyiz.

        Küçük ve büyükbaş hayvan besicileriyle görüşürken görüyoruz ki dertliler.

        Birkaç yıl önce sektör türbülansa girmiş, üretici besleyemediği süt hayvanlarını dahi kesmek zorunda kalmıştı.

        Şimdi fark, daha çok Tire Süt’ün varlığında.

        Ülkenin en büyük ve başarılı kooperatifinin etkisiyle süt üreticileri yaşamlarını sürdürüyor ancak et üreticileri artan maliyetlerle başa çıkamadıklarını anlatıyor.

        Ertesi gün Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın et fiyatlarına müdahalesi haberi düşüyor önümüze.

        Et Süt Kurumu, kasaplara kilosu 22.5 TL+KDV’den taze karkas sığır eti; yemek şirketlerine ve et sanayicilerine de 20.5 TL+KDV fiyatla dondurulmuş karkas sığır eti satacak.

        Bakanlık, kırmızı ette spekülasyonlarla tırmanan fiyatları bu yolla durdurmaya çalışıyor.

        Bir gün arayla konunun iki ayrı tarafına tanığız!

        Üreticinin yaşadığı sıkıntılar terazinin bir kefesindeyken öte yanda artan et fiyatlarını müdahale ile durdurmak mümkün mü?

        GİRDAPTAYIZ

        Bir yıl önce de müdahale edilmiş ancak sonuç elde edilememişti. Şimdi aynı talimatla, kıyma KDV dahil 32 TL, kuşbaşı ise 34 TL olur mu? Daha önce tutmayan uygulama bu kez neden sonuç getirsin?

        Üstelik maliyetlerle başa çıkamayan yerli üreticiyi sistemin dışına itmek gibi riski de var uygulamanın.

        Kasaplara ve yemek firmalarına satılan et büyük oranda ithal hayvanlardan elde ediliyor.

        Halktan, çiftçinden toplanan vergilerle ithal et getir, yabancı çiftçiyi destekle sonra her yıl aynı düzenlemeyi piyasaya çözüm olarak göster.

        Gerçekten ‘yeter’ noktasındayız.

        Peki Tarım Bakanlığı, millete fahiş fiyata et yedirenleri, tüketiciyi sömürenleri izlesin mi?

        Hayır efendim, sistemin yaralarına geçici, pansuman politikalar yerine sistem kuran üretim odaklı politikalar üretilmeli. Çünkü Einstein’in dediği gibi ‘Sorunu onu yaratan zihniyetle çözemezsiniz’’. Artık yeni bir zihniyete ihtiyaç var. Bu çok mu zor?

        Açık ki sorun ‘Milli Hayvancılık Politikası’nın kimliğini, yönünü kaybetmesinde. Türkiye hayvancılık politikalarını yeniden masaya yatırmak zorunda.

        AYNI SAHNE

        Piyasaya müdahale ederek, üreticiyi maliyetin altında karkas et satmaya zorlayarak ancak küçük çaplı regülasyonlar elde edilebilir.

        Spekülatörlere ders vermek istenirken, tüm sektörün beli bükülüyor ne yazık ki.

        Aynı sahneyi bir yıl önce izlemedik mi?

        Peki ‘Ette, sütte krizi anladık, başlıktaki ‘Sakız’ ne diyeceksiniz.

        Efendim o, yanı başımızdaki Sakız Adası’ndan gelmekte. Çünkü Türkler, Egeliler hallaç pamuğu gibi attıkları adaya artık et, peynir ve içki almak için gidiyorlar.

        Marketlerden torbalar dolusu alışveriş yapılıyor. Dana eti 4 Euro, en iyi kuzu etini 5-6 Euro’ya alabiliyorsunuz. Şarküteri ürünleri 3-4 Euro civarında.

        Elde ettiğiniz artı değerle tatil de hediyesi.

        Ada olmasını da geçin Yunanistan burası.

        Sanayi yok, üretim sınırlı, hala diz boyu krizdeler. Türkiye ise yine aynı formülle farklı sonuç peşinde.

        Üretimi artırmadığınız takdirde, ithalat kozunu icraat sanıyoruz fakat sonuç değişmiyor.

        Bir, iki, üç deneme! Evet sevgili üretici ve tüketiciler deneme devam ediyor!

        Diğer Yazılar