Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İki büklüm yürüyemiyor, yüzünde tebessüm ve huzur elinde seçmen kağıdı, yanındakilerle oy atacağı sandığı arıyor.

        Tekerlekli sandalyede, binaya giriş müsait değil, birkaç kişi yardıma gidiyor, sendeleme yaşanıyor, sevimli teyzem “Aman evladım, düşürmeyin, daha oyumu kullanmadım” diyor gülümseyerek.

        Ardından ambulansla bir amca geliyor.

        Oğlum, ilk kez oy kullanacak heyecanlı, telefonda memleketine gitmeyen arkadaşına köpürüyor.

        ‘Olmamıştır, uymamıştır’ diyoruz.

        Bugünün mazereti olmazmış, ‘kendi hayatı üzerine bilinç geliştiremeyen biri benim nasıl arkadaşım olacak’ diyor. İyi cümle!

        Genciyle, yaşlısıyla gözlerimi dolduracak kadar duyarlılar.

        HASRET KALMIŞTIK

        Milyonlarca insanın seçim günü gösterdiği hassasiyet nedense bir çoğalma hissi uyandırıyor içimde.

        Uzun zaman hasret kaldığımız bir çoğalma.

        Siyaseti siyasetçilere bırakan, seyirci olmayı tercih eden, ülke yönetimiyle bağı dinsel ya da ekonomik düzlemle sınırlı kalanlar uyanıyor gibi.

        Kim kazandı, kim kaybetti yaparız hesabını fakat başka mühim bir sonuç var; bu referendum adeta toplumu diriltti.

        ‘Seçim bitti, biz işimize bakalım’ diyen neredeyse yok.

        Aksine yeni Türkiye’ye herkes daha uyanık hazırlanmaya çalışıyor.

        Ne evet ne de hayır diyenler için gün eskisi gibi doğmayacak.

        Büyükşehirlerde yaşanan değişimlerle birlikte; iki kesimde de kararları sorgulayan, hassasiyeti olan, denge arayışındaki yaklaşımlar öne geçecek.

        Hakikatten şu umut var içimde..

        Kimse kimseye “Ne halin varsa gör” demeyecek.

        SİYASETİN DİLİ

        Siyasetin dili ne olursa olsun, halkın dili daha etkin olacak.

        Yüzde 1.5 oy alan meşrutiyet zemini kazanabilir ancak kimsenin kimseye üstünlük sağlayacak durum yok ortada.

        Evet de bitti, hayır da bitti. ‘Biz’ kaldık. Ne kadar birbirimize sahip çıkar, anlamaya çabalarsak o kadar kazanacağız.

        Hangi kesimden olursa olsun, ülke için adım adım her gelişmeyi takip edeceklerin sayısı çoğalacak.

        ‘Konjonktür etkiledi’, ‘MHP tabanı hayır dedi’, ‘Güneydoğu da Kürt tercihleri bölündü’ hepsi ayrı ayrı irdelenebilir ama hiçbiri tek başına sonuç değildir.

        Demem o ki...

        Fikrin sağlamsa süreç seni doğru yere götürür, yok eğer değilse, herkes bilsinki izleyicilerin sayısı azalıyor.

        Eveti veren de hayırı diyen de...

        Hayatın daha içinde.

        Hiçbir taraf bir avuç değil artık.

        Köprüyü geçmekten daha önemli olan şudur;.

        Artık milyonlar vagonlardan lokomotife doğru ilerliyor.

        Ve bu azımsanacak bir sonuç değildir!

        Diğer Yazılar