Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hayatı haber dünyası içinde geçen biri olarak, son zamanlarda önümüze düşen haberleri okuyamıyorum.

        Eskiden 3. sayfa klasiği vardı. .

        Cinayetler, tecavüz, istismar, bilumum karanlık yüz bu sayfalara yansırdı.

        Şimdilerde her sayfa sanki 3. sayfa.

        Hangi haberi okusanız içiniz acıyor.

        Mesala dün bir manşet vardı;

        Evli ve 2 çocuk babası Güven Y., eşinden boşanan E.Y. (30) ile 5 yıl birliktelik yaşadı. Çift 2016’da ayrıldı. Güven Y., annesiyle barışmak bahanesiyle12 yaşındaki E.D. ile görüşmek istedi.’ gerisini tahmin ediyorsunuzdur.

        Bir sonraki sayfa aynen şöyle başlıyordu; Milas’ta yaşanan cinsel istismar olayında, 16 yaşındaki ağabeyinin istismarına uğradığı iddia edilen 13 yaşındaki kız çocuğunun...

        Onun da ötesini tahmin ediyorsunuzdur. Ben inanamadığıma göre; siz de inanamayacaksınız arka sayfalarda durum farklı değildi.

        Önce ‘istismar’ kelimesine takıldım. Artık cinsel şiddetin tüm halleri tek ifadede toplanıyor. Bu hainlikleri anlatmaya ‘tecavüz’ yerine ‘istismar’ demek yetiyor mu sizce?

        Katmerleşmiş toplumsal sıkıntıları hafife almak bir yana, kamunun olayları müphemleştirmeye dair bir bakışı var.

        Şimdi tüm bunların üzerine bir de OHAL gerekçesi getiriliyor.

        Mesela...

        Adalet Bakanlığı, Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği’nin (ÇİMDER) Şakran Cezaevi’nde hazırladığı raporu yayınlamasına OHAL’i gerekçe göstererek izin vermedi.

        İZİN VERİLMEDİ

        ÇİMDER’in Başkanı İzmirli, eski milletvekili Canan Arıtman. Her gün çocuk istismarına yönelik telefon aldıklarını anlatan Arıtman, “Onlarca bilim insanı bu rapora bir sene emek verdi ama geldiğimiz nokta bu” diyor.

        Dernek Şakran Cezaevi’nde yaklaşık bir yıllık rehabilitasyon çalışması gerçekleştirdi. Çocuklara öfke kontrolü öğretildi, filmler izletildi. Terapi programı içerisinde bilimsel olarak çalışıldı.

        Amaç açık; çocukların oradan topluma ve kendilerine zarar vermeyecek bireyler olarak çıkması.

        Tüm çalışmalar Adalet Bakanlığı’nın izniyle yapıldı. Ardından raporlaştırıp Bakanlığa sunuldu.

        Akademisyenler tarafından hazırlanan bu rapor Bakanıkça uygun görülmedi.

        Ancak asıl ilgi çekici olan gösterilen gerekçe;

        “OHAL sürecinde uygun değildir.”

        Diğer Yazılar