Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 5’lik büyüme gösterdi. Büyüme moral rüzgarı yaratsa da, tek başına yeterli değil.

        Daha önce de söyledik. Mühim olan büyüme rakamını nasıl sağladığınız.

        Kamu yatırımları ve yabancı para girişiyle elde edilen büyüme hızı, yıkıcı sorunlara çözüm getirmiyor.

        Yapısal büyümeyi yakalamak hedeflenmeli. Kaldı ki, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar’ın yatırımların sadece yüzde 2.2 büyüdüğüne yönelik uyarıları da dikkat çekici.

        Bana göre Türkiye, mesala işsizlik rakamlarını kalıcı uygulamalarla azaltmaya başladığı gün gerçek morale kavuşacak. Hayatın barometreleri hala kırmızı!

        Yalnızca İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne iş başvurusu için gönderilen CV’lerin sayısı 200 bini aştı. İnanılmaz rakam!

        *

        Mesleksizlik, rahatlık arayışı, gizli işsizlik gibi gerekçeler söz konusu tabii ama özel sektörde çalışma şartları kayganlaştıkça kent halkı, güvenilir iş peşinde koşuyor.

        Belediye, cv bombardımanı ile başa çıkamayınca, Türkiye’de farklı uygulama başlattı ve Meslek Fabrikası kurdu.

        75 branşta eğitim veriliyor. CV’si uygun olanların öncelikle Meslek Fabrikası’nda eğitim almaları şart.

        Ücretsiz meslek sahibi olma imkanı. Ama hayır, ‘Başkan bizi uğraştırma, ver bir iş’ yaklaşımı bitmiyor.

        Eğitim almak yerine CV göndermek kolay. ‘Arada hatırlı tanıdık var, neden fabrikaya gidiyoruz’ diye soruyorlar.

        Belediye, meslek fabrikasına kursiyer bulmakta zorlanırken CV yağmuru devam ediyor. .

        *

        Özel sektörde kalifiye eleman arayışı var doğrudur ancak ülkede iki ayrı ucu bir araya getirecek eğitim sistemi ve anlayış yok!

        Kritik sorunlarımızdan biridir bu çelişki. Belki son yıllarda meslek liseleri deyince yalnızca imam hatipleri düşünüyor olmanın bir sonucu bu. Oysa şöyle bir bakın; İzmir’in sanayisini meslek lisesi çıkışlı isimler kurmuştur.

        Aklıma ilk gelenlerden Hüseyin Özyavuz, Tonguç Ösen, Nedim Uysal, Nuri Atik, Ali Taner, Ali Öztinç, Dirinler yokluk yıllarında icatlar da yaparak sanayi kuruluşlarının temelini attılar.

        Şimdi meslek lisesi mezunlarının aynı birikimde olduğunu düşünebilir misiniz?

        İçi boş ve yetersiz nitelikte yeni üniversite açmayı marifet görmek yerine acilen mesleki ve teknik eğitime yönelik reformlar yapılmalı.

        Herkes mühendis, öğretmen, economist olmak zorunda değil!

        Değersizleşen, meslek yüksek okulları eğitimi yarı zamanlı sanayi formüllü üniversite eğitimine dönüştürülmeli. İşinin ehli tekniker yetiştirebilmeli Türkiye.

        Yoksa, ne toplumu kemiren torpille iş bulma anlayışı değişiyor ne de nedenleri analiz edilmeden yaşanan büyüme sevinçleri!

        Diğer Yazılar