Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ülkeyi sarsan olaylardan biri Manisa’da yaşanmakta.

        Askerlerini zehirleyen ülke olarak askeri tarihte yerimizi aldık.

        Bir değil, iki değil, üç değil, dört kez zehirlendiler.

        Zincirleme zehirlenme.

        Er Hüsnü Özen’i kaybetmiştik, başka kayıp vakası yok ama zehirlenenlerin sayısı 5 bini geçti.

        Özen’in otopsi raporu mühim.

        Yaşananlar denetimsiz bir yemek şirketinin ihmalkarlığı mı ya da kimyasal bir zehirlenme mi rapor ortaya çıkaracak.

        Tüm suç salmonella bakterili hindiler mi? ‘Firmanın yemek ihalesi fesih edilmiştir’ demek yetmiyor.

        19 kişiyi gözaltına alsan ne olur, sonunda patates soyanı tutuklayacaksan?

        Şüphesiz konu ayyukta, devlet çok yönlü araştıracak ama Manisa’ya özellikle iki açıdan yaklaşılmalı.

        Biri hazır yemek sektörünün artan sıkıntıları.

        Son yılların gözde sektörü sonradan gelişen, gelişirken de kafa göz yaran, belge almayı para basmakla eşit gören şirketlerin çoğunluğundan oluşuyor.

        *

        Türkiye’de günlük yaklaşık 6 milyon kişi hazır yemek yiyor.

        400 bin kişiye istihdam sağlayan sektör, 22 milyar dolar ciroya ulaştı.

        Ülke genelinde ‘Table d’hote’ yani tabldotçu olarak bilinen yemek fabrikalarının sayısı, birçok sektörden hızlı arttı.

        Gıda anlamında üretilen ne varsa yarısını hazır yemek sektörü alıyor. Bir gün tüm firmaların aynı anda muz verdiğini düşünün, o gün 6 milyon adet muz tüketildi demektir ki bu da günde 1,5 milyon kilo muz demek.

        1970’li yıllarda 300 olan hazır yemek fabrikası sayısı hızlı arttı.

        Bugün sektörde Tarım Bakanlığı’na bağlı 4 bin 800 firma hizmet veriyor. Ancak merdivenaltı firmaların sayısı da az değil.

        Nakit para dönüşümlü sektör cazibesini artırdıkça sektöre adeta duyan geldi!

        *

        Evet Tarım Bakanlığı belli periyotlarla denetim yapıyor ama çoğu denetim ahbap çavuş ilişkisi. Üstelik piyasada bu işi ruhsat almadan yapanlar başta hijyensizlik yanı sıra sigortasız, kayıtsız eleman çalıştırarak haksız rekabet yaratıyor.

        Alıcı şirketler ve kurumlar da yemek masrafını bir harcama kaleminden ibaret gördükleri için haksız rekabet körükleniyor.

        Özetle sektör çok büyük bir karmaşanın içinde.

        Diğer Yazılar