Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ülkede bir şeyler değişmiyor değil. Türkiye büyük ülke, gıdım da olsa mesafeler alınıyor.

        En azından ülkede yanlışlıların, eşitsizliklerin, adil olmayan refahın önündeki engellerin düzelmesi adına sözü ve mücadelesi olanların sayısı yükseliyor.

        Değişmeyenler de var ve 25 yılın tanığı olarak söylüyorum; mesela hayvancılık politikamız hiç değişmiyor.

        Aynı tas, aynı kararlar.

        Tarihin tekerrürden başı dönüyor.

        Başın mı sıkıştı, fiyatlar mı yükseldi, yumul ithalata! Hemen ithalat kararnamesi yayınla. Canlı hayvan, karkas et, ürünlerinin ithalat gümrük vergilerini düşür.

        Dene ve her seferinde yanıl!

        Evet Bakanlık ‘piyasa kendi içinde boğulsun’ demiyor ancak artık aynı zokayı yutan yok.

        İhraç edebileceğimiz tarım ürünlerini ithal ediyor olmak gelmiş geçmiş tüm politikaların iflasıdır. Spekülatörlere yenilmektir.

        Günü kurtarmakla hayvancılığın kurtulamadığının resmidir.

        Tabii tüm bu kararların kıymanın kilosunu 42 TL’de tutmak için alındığını görünce daha çok için acıyor.

        ÖNCE KORKMA

        İşin enteresan yanı Bakanlık bile çözümün bu olmadığının farkında. Bakan Faruk Çelik’in de doğru teşhisleri olduğunu söylemek mümkün. Heyhat makus talih, yeni kabine tartışmaları arasında Çelik’in görevi bırakacağı söyleniyor.

        Yeni gelen Bakan da sektörü anlayıncaya kadar yine yıllar geçecek.

        Önce; şu tespit içselleştirilmeli. Şirketlerin düşmanı kooperatifler değildir. Türkiye artık karşılık bulmayan anlayıştan kurtulmalı.

        Tire Süt modelini Türkiye’ye kazandıran kooperatif başkanı Mahmut Eskiyörük’ün sevdiğim bir sözü var; “Şirketler zarar ederse işletmesini kapatabilir veya yabancılara satabilir. Köylü içinse üretim bir yaşam biçimidir. Zarar etse dahi bırakması çok zor”

        Yükselen et fiyatlarının önünü öncelikle başarılı kooperatif modelleri üreterek alabilirsiniz.

        Aile işletmeleri bilhassa tarımda, ülke ve tüketici için güvence. Küçük aile işletmelerinin, kooperatif çatısı altında birleştirilerek büyük ölçek haline getirilmesi köyden kente göçün önlenmesinin de sigortası.

        Sütte, yoğurtta büyük marketlere giren, kooperatif ürünleri en iyi reçete. Hem üretici hem tüketici kazançlı.

        Köyüne geri dönene büyükbaş hayvan vermek, yem maliyetlerini azaltıcı önlemler almak, az sayıda hayvan sahibi üreticiye mazot desteği sağlamak ya da başka yeni çözümler üzerinde durulmalı.

        Bir cesaret; üretim odaklı yapısal önlemlere geçilmeli.

        Einstein, ‘aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek deliliktir’ der. Kırmızı et politikasında çuvalladığımız demeyelim de delirdiğimiz onlarca denemeyle artık kesindir!

        Diğer Yazılar