Feyenoord-Fenerbahçe...

Son maçlarını izledim Hollandalılar’ın... Bekleyen takımları seven bir yapıya sahip bir ekip gördüm... Merak ettim, maç sonu rakamlara baktım... Yüzde 66 topa hakimiyet kurmuşlar Sparta karşısında... 16 şut girişimleri var, 9 tanesi isabetli ve sonuçta 6 gol attılar... Baskıyı, tribünleri dolduracak 51 bin 177 seyirci ile iyi hissettiriyorlar... Tamam, Fenerbahçe bireysel olarak daha üstün derim, fakat bu maçta sabır ve sakin oyun da gerekiyor... Sezon başı Roma’da, 500 yıllık tarihi çeşmeyi haşat eden, rövanş maçında, sahaya büyük plastik muz atan ırkçı Feyenoord taraftar grubunun tahriklerine, oyuncuların mutlaka kulaklarını tıkaması lazım... Tur atlamak için her şeyi yapacaklar... Dikkat!

Football Leaks nedir ?

Edebiyat parçalamadan yazayım... Vergi kaçırma, kara para aklama... 25 Ocak 2016, Football Leaks 2015 isimli blog sayfası, futbolcuların sözleşmeleri, kulüpler arasındaki özel anlaşmaları, mühürlü belgeleri aynen yayınladı...

Gareth Bale, 91 değil, 101 milyon Euro’ya transfer olmuştu, aradaki para ne oldu? Fransız Anthony Martial, 45 milyon Euro’ya İngiltere’ye transfer olurken, bir anda ortaya 80 milyon Euro bonuslar, belgeleriyle çıktı... Ne bonusu bu? 60 gazeteci, ortak çalışmayla, bu skandalın devamını yazdı... 3 isim çok önemli... Cristiano Ronaldo, Jose Mourinho, Mesut Özil... Mesut, Madrid vergi dairesine göre, şimdilik direkten döndü... Sunday Times’a göreyse, Jose, vergi kurumlarına yanlış bilgi vererek, para kaçırdı... Ronaldo, denetimi zor İsviçre bankaları kanalıyla parasını kaçırıyor... Ama esas olayın merkezinde, Türk kamuoyunun çok yakından tanıdığı bir isim var... Bütün önemli futbolcuların menajeri Jorge Mendes...

Doğum gününde, Cristiano Ronaldo, kendisine ada hediye etti... Bilinen nakit varlığı 100 milyon Euro... Mendes’in, ahtapot gibi her futbol ülkesinde ilişkileri var... Yukarıdaki soruları ben değil, ilgili ülkelerin polis ve vergi müfettişleri soruyor... Şimdilik bu kadar!

Hakemlik ve otorite...

Bu yazacaklarım, ikinci lig dahil, hemen hemen her maçta yaşanıyor... Pozisyon faul, bir düdük çalıyorsun, etrafında beş oyuncu sana itiraz ediyorlar... Yanlış taç kararı var, yedek kulübesi, teknik direktör isyanda... Eller havada, tribünler sana sevgilerini sunuyor... Antalya’da her sene yapılan meşhur hakem seminerleri vardır... Bu konu hiç mi konuşulmuyor? Yakında, top toplayıcılar bile itiraz ederse şaşırmayacağım... Hakemin saha içi otoritesi, bizde unutuldu galiba...

Messi 1 aldı!

Futbolseverler, maçlardan sonra, ertesi gün gazetelerde, oyuncuların aldıkları puanlara merakla bakarlar... Bazen puan yerine yıldız verilir... Biz yabancı oyunculara büyük tolerans gösteririz, hele bir de gol attılarsa manşetler kurtulur, sosyal medya rahatlar, iki gün idare ederiz... Hala, sahada gölge gibi dolaşan büyük starlara, hele yabancılarsa, kıyamıyoruz biz... 23 dakika topla buluşamayan oyuncu var, iyi oynadı diyebiliyoruz... Messi’nin El Clasico puanını merak ettim... 1 almış... İspanya’da boş yıldız puanı da var... İtalya’da altın bidon... Ya bizde?

Kupa ve statü...

Kulüpler para kazanmalı, doğru... Maçları yayınlayan televizyon reklam almalı, kesin doğru... Fakat bu statüyle, Türkiye Kupası böyle gider mi? Heyecan dolu FA Cup nasıl mesela? Amaç daha iyiyi bulmak...