Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hayatın telaşı, koşuşturması, umutsuzluğu içinde bazı günler, bazı insanlar “Dur, soluklan. Bak şurada senin hiç bilmediğin güzel şeyler oluyor. Hiç tanımadığın insanlar, çok güzel işler yapıyor” demek için var sanki. Karamsarlık molası gibi. Önceki akşam İş Sanat Merkezi’nde düzenlenen 16’ncı Vehbi Koç Vakfı ödül törenini izlerken, salondaki uzun sessizlikler, peşi sıra susmak bilmeyen alkışlar işte öyle bir molaydı. Hayatını, kültürel mirasın korunmasına adamış, geçmiş 40 yılda yaptıklarını anlatırken çocuklarından bahsedermiş gibi gözleri parlayan, ufak tefek bir kadın, sesi titreyerek “Bütün bunları yaparken çok kayıplarımız oldu tabii” dedi. İnsan kaybetmekten değil, binalardan, anıtlardan bahsederek. “Halep Kalesi kapısının yıkıldığını görmek beni çok sarsmıştı” derken gözleri dolan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’ın adını eminim o gece pek çok kişi ilk kez duydu. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç’un da dediği gibi, 16’ıncı Vehbi Koç Ödülü, ‘isimsiz bir kahraman’a gitti.

        “KÜLTÜR MİRASINI KORUMAK ZORUNDAYIZ”

        Ahunbay’ın uluslararası düzeydeki tanınırlığı Türkiye sınırları dışında Halep, Kudüs, Kosova, Yemen gibi Osmanlı yerleşimlerine de yansımış, görkemli Osmanlı anıtlarının korunması ve restorasyonu konusunda danışmanlık yapmanın yanı sıra bazı uygulama çalışmalarını da üstlenmiş. Özellikle Bosna- Hersek Savaşı’nı sonlandıran Dayton Antlaşması gereği kurulan Uluslararası Bosna-Hersek Kültür Mirasının Korunması Komisyonu’na seçilmiş olması da önemli bir görev olarak görülüyor. Prof. Ahunbay, Görev yaptığı 8 yıl boyunca aralarında Mostar Köprüsü de olmak üzere ülkenin tüm kültür varlıklarının koruma-restorasyon kararlarının üretilmesinde etkin rol oynamış.

        16. Vehbi Koç Ödülü’nü alan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay hakkında törende kısa bir film de yayınlandı. Prof. Dr. Ahunbay filmde yer alan röportajında, “Kültür mirası dendiğinde insanlığın mirasından söz ediyoruz. Bu insanlık mirası, Hindistan’da, Peru’da veya kuzey kutbunda olabilir. Hepsi insanlıktan bir izdir. Mesleğimi severek yaptım. Gerçi çok zorluklar da yaşandı. Birçok anıt savaşta yıkılıyor. Onları ayağa kaldırdığınız zaman da aynı olmuyor. Halep Kalesi’nin kapısının yıkıldığını görmek beni çok sarsmıştı. Onun gibi birçok başka önemli anıt birdenbire bir terör örgütü tarafından parçalanabiliyor. Hiçbir insani duygu yok. Kültür mirasını hem insanlara hem de doğaya karşı korumak zorundayız” dedi.

        Ödülünü Ömer Koç’tan alan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, İstanbul, Edirne, Bursa, Gaziantep, Safranbolu, Tarsus, Samsat, Hasankeyf gibi birçok yerde koruma ve restorasyon çalışmaları yönetmiş.

        ‘ANITLARIN KENDİ ADINA KONUŞMA İMKÂNI YOK’

        Ömer M. Koç da törendeki konuşmasında, şunları söyledi: “Ne mutlu ki vakfımız ve ailemiz gibi başka kişi ve kurumlar da kültürel mirası koruma ve gelecek nesillere aktarma yolunda önemli faaliyetler gerçekleştiriyor. Yüzlerce akademisyen geçmişin izini büyük bir titizlikle sürüyor ve aynı titizlikle belgeliyor. Buna rağmen saygısızca yapılmış restorasyonlar, kültürel ve tarihi mirasın derinliğine ve bütünlüğüne karşı yıkıcı müdahaleler gibi can sıkıcı haberler de duymuyor değiliz. Kendi adına konuşma imkânı olmayan bir abideyi, bir tarihi eseri, çok önemli bir koleksiyonu, bazen bir akademisyen, bazen bir bürokrat, bazen bir vatandaş cansiperane korumaya çalışıyor.

        Ne yazık ki bu isimsiz kahramanlar her zaman muvaffak olamıyorlar. Kendisine haksızlık yaptığımı düşünmeyin. Alanında tüm dünyada tanınan hocamızın adını pek çoğumuz daha önce duymamış olabiliriz” dedi.

        Diğer Yazılar