Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde, sayısı en fazla azalan meslekleri açıkladığında, birkaç gün öncesinde Esse’nin kurucusu Semih Şeftali ile yaptığımız sohbet geldi aklıma. Bakanlık açıklamasında, yılın ilk altı ayında plak, bant, video, VCD, DVD kayıt, kiralama ve satıcılığının yüzde 50 azaldığı belirtiliyor, sayısı en fazla azalan diğer meslekler de yüzde 39 ile kuruyemiş ve kurukahve satıcılığı, yüzde 34 ile hızarcılık ve bıçkıcılık, yüzde 15 ile pastacılık, tatlıcılık, şekercilik, yüzde 13 ile ayakkabı, terlik vb deri eşya satış ve tamirciliği olarak devam ediyordu.

        Bu liste, önümüzdeki dönemde, içine başka meslekleri de alarak genişleyecek. Bu, değişen yeni dünyada ne kadar doğalsa, bir o kadar da hüzünlü.

        Biz de Esse’nin Yönetim Kurulu Başkanı ile hiç de bu istatistikten hareket etmeden, Türkiye’de yeni perakendecilik düzeni, yeni trendler ve yakın gelecek üzerine konuşuyorduk. Esse biliyorsunuz, mutfak gereçleri ve ev perakendeciliği yapan bir mağaza. Semih Şeftali, 12 yıl önce bu mağazayı yarattığında Türkiye için yeni bir konseptti. Şu anda 114 mağazaya ulaşan Esse, fason üretime de başlayıp Essenso markasıyla Mısır, Suudi Arabistan, Türkmenistan gibi ülkelere de ihracat yapıyor. Geçtiğimiz 10 yıl içinde ev mağazacılığında pek çok yeni marka doğdu. Hepsi hızla büyüyor.

        Semih Şeftali’nin söylediği bir şey var. Diyor ki, “Gıda perakendeciliğinde büyük zincirlerin bakkallar üzerinde yarattığı etkiyi, perakendenin diğer alanlarında da görmeye başlıyoruz.” “Amerikan modeli” diyor ve gelenekselin, küçüğün, zamanla yok olduğunu ve bunun hızla Türkiye’de de yaşanacağına vurgu yapıyor. Ve bunu, şu anda hiç fark etmediğimiz kendi sektöründen, şu sözlerle örneklendiriyor:

        “ABD’de küçük perakendeci neredeyse yok, oyun oradaki gibi oynanıyor. Zincir mağazacılık bizim sektörümüzde de giderek güçleniyor ve küçükleri sıkıştırıyor. Anadolu’daki üç beş mağazalı züccaciyeciler, çeyizciler, zincirlere gelip, Bizi Esse yapın, bizi Karaca yapın’ diyor. Ya da onlara benzeyerek lokal zincirler yaratıyor.”

        PIYASAYA BAKINCA DA GÖRÜYORUZ.

        Örneğin Mudo, daha önce uygulanmamış yeni bir yatırım modeliyle büyümeyi hedefliyor. Bugüne dek açılan tüm Mudo Concept’ler Mudo tarafından yönetiliyorken, yeni açacakları mağazalara bir çeşit ortak alınıyor. ‘Gelir Paylaşım Modeli’ adını verdikleri yeni sistemde Mudo Concept mağazası açacak yatırımcılar bayi olmanın riskini taşımadan satılan mal üzerinden kâra ortak olacaklar.

        Esse, Karaca gibi daha küçük olanlar bayilikle büyüyor. Büyük şehirlerde Ikea’nın daha küçük zincirler üzerinde yarattığı baskıyı English Home, Chakra, Linens gibi ev tekstili mağazaları da küçük ‘çeyizciler’ üzerinde yaratıyor. Her köşe başında bir Madam Coco, English Home, Chakra var. Bunların bazıları agresif kampanyalarla bağıra bağıra indirim yapıyor, mağazaların içini adeta bir semt pazarına çeviriyor.

        Kredi kartsız müşteri kitlesinin önemli markalarından Evkur, 80 mağazasından sonra Türkiye’nin her yerinde yeni markalar açmaya devam ediyor.

        Diğer Yazılar